Bandırma Vapurundan İdam Sehpasına --1. Bölüm --
19 Mayıs 1919...
Bundan tam yüz sene önce Samsun’a yanaşan Bandırma adlı vapurdan Mustafa Kemal
dahil on dokuz Türk Subayı inerek karaya ayak bastı. Hepsinin de kalbinden geçen duygu ve asıl
niyet, ülkeyi içinde bulunduğu işgalden kurtarmaktı.
Bu subayların hiç birisi padişah,
sadrazam ya da Osmanlı hükumetinden bir yetkili tarafından seçilmemişti.
Hepsini bizzat Mustafa Kemal Paşa seçmişti. Yeni atanmış olduğu 9. Ordu
Müfettişliği görevinde bu subayların
kendisine yardımcı olabileceğini düşünmüştü. Yani daha anlaşılır şekilde
söyleyecek olursak asıl amacı memleketi işgalden kurtarmak olan Mustafa Kemal,
bunun planlanması hususunda en güvendiği subayları etrafında toplamıştı.
Peki kimlerdi bu subaylar? Yani 16 Mayıs
1919 Tarihinde Mustafa Kemal ile birlikte İstanbul’dan Samsun’a doğru- vatanı
kurtarmak amacıyla- hareket eden subaylar kimlerdi?
Bunlar rütbe sırasına göre şu isimlerdi:
1- Kurmay Albay Refet ( Bele ) [
3.Kolordu Komutanı ]
2-Kurmay Albay Kazım Bey ( Dirik ) [ Müfettişlik Kurmay Başkanı]
3-Doktor Albay İbrahim Tali ( Öngören )
4-Kurmay Yarbay Mehmet Arif [ Kurmay Başkan Yardımcısı ]
5-Kurmay Binbaşı Hüsrev ( Gerede ) [ Karargah Erkan-ı Harbiyesi Siyaset ve
İstihbarat Subesi Müdürü ]
6-Topçu Binbaşı Kemal Bey ( Doğan )
7-Dr. Binbaşı Refik Bey ( Saydam ) [ Sağlık Başkan Yardımcısı ]
8- Yüzbaşı Cevad Abbas ( Gürer ) [ Müfettişlik Başyaveri ]
9-Yüzbaşı Mümtaz (Tünay) 10- Yüzbaşı İsmail Hakkı ( Ede ) 11- Yüzbaşı Ali
Şevket ( Öndersev ) 12- Yüzbaşı Mustafa Vasfi ( Süsoy )
13- Üsteğmen Hayati 14- Üsteğmen Arif Hikmet ( Gerçekçi ) 15- Üsteğmen Abdullah
( Kunt ) 16- Teğmen Muzaffer ( Kılıç )
17- I.Sınıf katip Faik ( Aybars ) [ Şifre Katibi ] 18- Dördüncü sınıf katip Memduh ( Atasev) [
Şifre katibi yardımcısı ]
Bu subayların dışında geminin kaptanı ve
erler ve tayfalar dahil toplamda 48 kişi vardı Bandırma vapurunda.
Bandırma vapurunda Mustafa Kemal ile
birlikte yolculuk yapan herkes Samsun’a niçin gittiklerini biliyordu. Yani hiç
birisinin amacı Karadeniz Bölgesinde Pontusçu Rumlarla savaşan, ya da Doğu
Anadolu’da Ermeni saldırılarına karşı silaha sarılan sivil veya asker Türk vatandaşının elinden silahlarını
almak değildi. Evet, özellikle İngiltere bu kahraman subayların böyle bir
amaçla gittiklerini sanıyordu ama hiç birisinin amacı bu değildi. Hepsi de
vatanı işgalden kurtarmak için gittiklerinin farkındaydı. Onlar farkında
oldukları gibi İngilizler de işin farkına vardılar. Hem de Mustafa Kemal ve
arkadaşları Samsun’a ayak basar basmaz...
Samsun’a ayak basılır basılmaz Albay
Refet Bey, Samsun ve çevresinin bağlı olduğu kolorduyu ele geçirip kolordu
komutanın makam koltuğuna oturdu ( Çünkü mevcut kolordu komutanı oldukça
önemli yanlışlar içindeydi – Sonradan
Milli mücadeleye katılsa da ilk başlarda İngilizlerden çekindiği için Mustafa
Kemal’e ve arkadaşlarına karşıdır.- )
Refet Bey Kolordu kumandanlığına el koyduğu anda İngilizler de bir torpido ile
Samsun’a yanaşıpMustafa Kemal dahil Samsun’a çıkmış olan tüm subayları İstanbul’a geri götürmek için geldiklerini
söylediler Refet Bey’e...
Refet Bey’in cevabı oldukça güzeldir: ‘’
Gösterdiğiniz alakaya teşekkür ederim ama ben deniz yolculuğunu hiç sevmem ve
rahatsız olurum. Zira biliyorum ki evvela İstanbul, oradan da Malta’ya
göndereceksiniz’’
İngiliz Binbaşı şaşırır: ‘’ Siz galiba benimle alay ediyorsunuz’’
Refet Bey hiç istifini bozmadan cevap verir: ‘’ Evet..Tabii ki alay ediyorum.’’
Sonra ciddileşir:
-Bana bak binbaşı ! Derhal burasını terk edecek ve gemine binerek geldiğin yere
gideceksin. Yoksa seni tevkif ederim ve asarım.
Evet, işgalci İngiliz’in bir binbaşısına bunları söylebilmek için her şeyi göze
almış olmak gerekiyordu ki başta Atatürk olmak üzere Samsun’a çıkan herkes her
şeyi göze almıştı vatanı kurtarmak için...
19 Mayıs 1919 da Samsun’da yanan meş’ale daha sonra adım adım Havza, Amasya, Erzurum, Sıvas ve en sonunda
23 Nisan 1920 de Ankara’yı, Ankara’dan bütün yurdu ışık ışık aydınlattı.
I. İnönü, II. İnönü, Sakarya,Büyük Taarruz ve Başkumandanlık Meydan
Muharebelerinin zaferle neticelenmesi sonucu artık bağımsız, egemeliği milletin
elinde olan yeni bir devlet kuruldu.
Mustafa Kemal Atatürk’ün 19 Mayıs 1919 Da Samsun’a çıkışı ve Milli Mücadelenin
fitilinin bu ilk adımla ateşlendiğini bu ülkede yaşayıp da bilmeyen hiç kimse
yoktur diye düşünüyorum. Ancak milli mücadele zaferle sonuçlanıp Türkiye
Cumhuriyeti kurulduktan sonra maalesef
oldukça üzücü olaylar da yaşanmıştır bu ülkede...Mesela Mustafa Kemal’i yirmi
yıllık arkadaşı, okul( Askeri akademi) ve hatta sınıf arkadaşı, silah arkadaşı,
pek çok cephede birlikte at koşturdukları arkadaşı, 16 Mayıs 1919-19 Mayıs 1919
Tarihlerinde Bandırma vapurunda yol arkadaşı, Yarbay Arif Bey’in 1926 yılında
‘’ Atatürk’e suikast davası sonucu suçlu bulunarak idam edilmesi gibi.
‘’Ayıcı Arif ‘’ olarak bilinen Mehmet Arif, Ali Fuat ( Cebesoy ) Paşa ile
birlikte Mustafa Kemal’in askeri okulda
sınıf arkadaşlarıdır. Birbirlerine o kadar yakınlardır ki Mustafa Kemal,
arkadaşı Mehmet Arif’e vals bile öğretmiştir.Hatta Ali Fuat Cebesoy Paşanın
anlattığına göre her hareketinde Mustafa Kemal’e benzemeye çalışan Arif Bey
aynı zamanda sima olarak da Mustafa Kemal’e benzemektedir ve bu yüzden ikisini
kardeş zannedenler de olmuştur.
1882 Adana doğumlu olan Mehmet Arif, 1904 yılında Yüzbaşı olarak göreve başlar.
Balkan Savaşlarında, hemen ardından patlak veren I. Dünya Savaşının neredeyse
her cephesinde, Mustafa Kemal’in olduğu her cephede o da savaşır ( Çanakkale,
ardından Kafkas cephesi, ardından Suriye
Cephesi...)
Atatürkle Samsun’a çıktıktan sonra 1920 de Düzce İsyanını bastırdı. Daha sonra I. İnönü, II. İnönü,
Eskişehir-Kütahya Savaşları, Sakarya Meydan Muharebesi, Büyük Taarruz ve
Başkomutanlık Meydan Muharebelerinin hepsinde bilfiil cephede çarpıştı.
11. Fırka Komutanı sıfatı ile Kurtuluş Savaşının her aşamasında üstün
hizmetleri görülen Mehmet Arif, Mustafa Kemal’i oldukça sevmekte, onun
başarılarından gurur duymaktadır.Nitekim TBMM nin Mustafa Kemal’e Başkomutanlık
yetkisini vermesi üzerine ona yolladığı telgrafta aynen şöyle demektedir:
‘’Başkomutan Mustafa Kemal Paşa hazretlerine !
Yunanlıları behemehal mağlup edeceklerinden emin ve mutmain bulunan grubumuz
ümera, zabitan ve efradı zât-ı fehimânelerini bilfiil başlarında görmekle
Anafartalar misillü parlak zaferler istihsalinde artık zerre kadar şüpheleri
kalmadığına itimat buyurulmasını istirham ve bu vesile-i mübeccele ile grubumuz
namına kemal-i hürmetle arz-ı tâzimât ederim efendim.
7 Ağustos 1337 ( 1921 ) Grub
Kumandanı
Mehmet Arif
Peki Mustafa Kemal Atatürk’ü bu kadar seven ve ona bağlı olan bir insan bu telgraftan yaklaşık beş yıl sonra nasıl
olur da onun canına kast eder? Ya da
soruyu şu şekilde sormak lazım: ‘’ Mehmet Arif Bey gerçekten de Mustafa Kemal’in canına kastetmiş miydi? Onu idam sehpasına götüren süreçte neler
yaşandı?
Gelecek bölümde inşallah...
(
Bandırma Vapurundan İdam Sehpasına --1. Bölüm -- başlıklı yazı
Sami Biber tarafından
18.05.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.