Gece vakti… Bulutların örttüğü ay… Göl kıyısında kurbağalar… Dalda guguk kuşu… Ağaçların arasında biri uzun diğeri kısa iki siluet… Çocuk halinden bezmiş, omuzlarına yaslamış boyundan uzun oltaları adamın arkasında yürüyordu. “Önümü görmüyorum, nasıl balık tutacağız çok merak ettim!” Adam kendinden emin yüzünde belli belirsiz gülümseme “Aç kulağını iyi dinle; gece balıklar genelde sürü halinde bulunurlar. Güneşin aydınlatmaya başlamasından sonraki 1-2 saat içerisinde yemlenirler. Av için çok uygundur.” Çocuk esnerken adam kıyıya doğru adımlarını hızlandırdı. Çocuk peşi sıra… Nefes nefese… Adam kıyıya çömelmiş, çocuğa “Oltalarımızı dikelim.” Çocuk oltaları yere uzatıp bağdaş kurdu. Adam etrafa bakınıyor dalları inceliyordu. Gözüne kestirdiklerini yüklendi. Çocuk bitkin, ayaklandı. İsteksiz, oltaları yarı çamur yarı kuru zemine dikti. Suratı asık… Telefonunu çıkarıp paylaşımlara baktı. Parlak ekran… Gözlerinde resimlerin yansıması… “Baba, Atatürk Samsuna çıktığında ne oldu?” Adam dallarla çatal kurarken karanlık, mavi ışıkla aydınlandı.
( Aydınlık başlıklı yazı E.Kirişçi tarafından 19.05.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.