Politika, San'at/Edebiyat
Politika’nın (sürekli gündemde olması ve dolayısıyla birbirini kovalayan seçimler) insanları sadece oyaladığına, yaşama dair birçok iyi şeye perde olduğuna ve neticesinde toplumun yaralarını iyileştirecek bir tarafının kalmadığına bir çoğumuz kanâat sahibiyiz zannediyorum. Politikâ; refâh içinde yaşayanlar için oyun ve eğlence, yaralarıyla beraber hayatı sırtlamayı göze alanlar için ise bir çare gibi gözükse de teselli olamayacağı ortadadır!
Geçen yüzyıla baktığımızda ne değişti ve ne değişiyor soralım kendimize:
_Ahlakî, ilmî, fikrî olarak ne kattı bizlere?
_Kapitalizm ve Emparyalizm bataklığından kurtulabildik mi?
_Türk-İslâm kültürüne ne kadar bağlı kalabildik?
_Kadim medeniyetimizden övünmekten başka ne yapabiliyoruz?
_Meşgalalerimiz, anlayışımız ve yaşantımız batı ve batı aklının boyunduruğu altından feragat edebilmiş midir?
Kalıcı iyileşmelere ve umut vehmettirici yarınlara; kurtarıcılık vasfıyla beraber İslâm ruhu ve estetiğini kendi mecrasında bulduğumuz san’ât ve edebiyatla ulaşabileceğimizi söylemek zorundayız. Daha anlaşılır bir ifadeyle söylemem gerekirse; kitaplar arasına zerkedilmiş ve terkedilmiş zaferlerin reel hayatla makes bulabilmesi gerekliliği meramım!
F. Selçuk Soylu