Kâbus adımlar
biriktirir kuduz şehîrler
Çıkınlarında bencil içgüdülerle
kendini sağan nehirler
Ve kirlenmiş benlikler vardır
Ve katbekat artar kederler
Yokluğun ritmi susturulunca
Varlıkla beraber bağıran kibirler yetiştirir şehîrler
-Sürekli gömlek değiştiren bir karanlık-
Gizli kapılar açılır yeraltına
Gökyüzü unutulmuştur
Adı anılmaz yıldızların
Hep öfke hâkimdir gözbebeklerine
Ve deli fişek duyguların çölü yağar yüreklere
Hüzne gömüldüğünde gece
Dize kadar pisliğe gebe kalır ece
Ay yanar
Doruklar erir
Paramparça kemikleşir umutlar
Ve kalıbında donakalır konutlar
Hep ışık bölecek değil ya odayı
Ölüm aydınlatır sofayı…
Sonra
Renk söner
Işık susar
Ses tüm zorbalıklarını kusar
Zifiri bir vefâsızlık sarar kenti
Herkesin sevdâsı olur şeytanın derdi
Anne yavrusundan habersiz
Yiğit(!) gecesiz ve secdesiz
Telâşların köşesinde ‘’ben’’ ve ‘’biz’’
Hep aynı frekanslarda telsiz
Günâh çoşar sevap sessiz…
İçin rahat olsun ey kalbim
Bundan sonra aklımı dinlemeyeceğim
Kimseye helâllik vermeyeceğim
Dursun Tiftik
***Şehîr: Meşhur, tanınmış kişi