Yeter be kadın yeter… Beni çileden çıkarma. Almıyorum var mı diyeceğin. On yıldır anamı ağlattın. Hüseyin şu yok, Hüseyin bu yok, yok! Yeter be. Ben makine miyim? Makine olsam bu kadar dayanamazdım.” Adam hırsla salonun ortasında dolanıp, bağırıyordu. Çocuklar oynadıkları Köşeden korku dolu gözlerle babalarına bakmağa başladılar. Güzel güzel konuşurken neden sinirlenip bağırmağa başlamıştı.    Anneleri sakin sakin sigara içiyor, alaycı bakışlarla babalarını süzüyordu. Demek ki korkacak bir şey yok diye boyama kitaplarına döndüler.                  

       Adam karısının önünde durdu: “ Bak..öyle sinsi sinsi gülüp bakıp durma karşımda.Sinirimden çatlayacağım.Yahu nedir senden çektiğim  benim? Almayacağım o çamaşır makinesini!. Daha televizyonun taksiti yeni bitti. Bıktım taksit ödemekten. Geldin geleli şu yok bu yok demekten başka ağzından laf çıkmıyor. Taksit değimliymiş, nasıl olsa ödermişiz. Öderiz, öderiz tabii, benim imanım gevriyor. Öderiz birkaç aya kalmadan bitiririz. Doğru biter Hüseyin de biter ama. Hanımın umurunda mı? Aybaşı gelir herkeslerin cebi para görür. Otuz gün çalış çabala koca bir hiç. Kooperatif taksiti,  Buzdolabı taksit, ev kirası, bakkal parası, hanımın tabak çanak taksiti. Sonra ellerini ov, dükkânda iş bekle dur. Müşteri gelsin de ekmek parası çıksın diye. O küçük lastik dükkânı da olmasa ne yapacaktık Yahu?  Aldığım kaç kuruş maaş ki isteklerin bitmiyor. Tek maaşa kalsaydık açlıktan ölürdük be.”

   -“Hiçbir şey olmazdı. Benim kocam çalışkandır bulur buluşturur gene de bize bakar. Dükkân olmasa da sen yedek iş bulurdun. Çocuklar kokmayın baban biraz delirdi.”

     -“ Sen delirtiyorsun beni. İş hazırdı Hüseyin gelsin çalışsın diye bekletiyorlar.” 

-   -Ne bağırıyorsun? Evlenirken alsaydın, şimdi dert olmazdı. Paralarını orda burada yiyeceğine, Evinin eksiklerini tamamlasaydın. Hiç düşünmedin mi elkızı mobilya ister. Televizyon, buzdolabı, çamaşır makinesi ister, yeme içme ister, gezme ister diye. Sanki ben bunları kendi keyfim için istiyorum. İnsanca yaşamak için bunlar elzem. Çocukları televizyon seyretmek için onun bunun kapısına mı gönderelim. Buzdolabı desen çok gerekli. Düşünsene artan yemeği ertesi günü yiyebiliyorsun peynir salçayı bozulmadan saklayabiliyorsun. Buzdolabı olmasa at çöpe. Buzdolabı bizim gibilerin harcı. Zengin değil onlar nasıl olsa bir gün yediklerini ertesi gün yemez. Bunları lüks olsun diye aldırmıyorum. Gereksinimiz olduğu için alıyoruz. Maaşını aldığında, taksit vermeyip, boğazımıza, giyeceğimize. Eğlencemize vermeyi. Ben bilmez miyim?   Sen çalışıyorsan ben de idare ederek ev, köy olalım diye çabalıyorum. Zaten kim yaranmış ki kocaya ben yaranayım. Eskiler boşa dememişler. Erkeğin iki testisi varsa birini de sen kır ki kıymetli olasın diye. Söylesene evlendiğimizde neyin vardı? Allah aşkına. Kötü bir kilim, pirinç bir karyola. Bacağı kırık üç sandalyeden başka neyin vardı. Bunları hangi kız kabullenirdi. Takı bile takmadınız. Yengenin bileziklerini gösteriş olsun diye taktınız haftasına aldınız kolumdan. Zaten onlar değil mi bizim bu sakıntıları çekmemize neden olan. Baban masraf olacak diye bahaneler buldu nişanı bozmak için. Anan desen uydum akıllının teki, kim ne derse onun aklına gider. Babam olmasaydı zor evlenirdin. Söz verdim ben yaparım gerekeni dedi de ev bark sahibi oldun. Ağabeyin sözüm ona  düğün yaptı bize .Onbeş liraya aldığı gece lambasını yüzeli lira yazmış..Üç sene yediler bizi düğün borcu diye.Ahh!...o zamanlar toydum, şimdiki aklım olaydı zırnık koklatır mıydım onlara.

  _ Ailemi karıştırma. Onlar yapmadıysa ben yaptım. Şimdiye kadar yaptıklarım yeter. Çamaşır makinesi almayacağım. Televizyonun taksiti bitmiş de, onun yerine çamaşır makinesi alalımmış, Akla bak, akla! Çakmağım nerde benim.

   _Masanın üzerinde görmüyor musun? Hem ne bağırınıp duruyorsun çocuklar korkuyor. Adam gibi konuş

_ istediğim gibi konuşurum. Dairede bağırma. Sokak da bağırma. Evimde de bağırmayacağım nerde bağıracağım Allah Allah... Senin bu hastalanmalarının hepsi numara. Hanım çamaşır yıkadıktan sonra hastalanıyormuş. Yalan! Makine alınsın, şurada dursun. Bütün çamaşırı yıkasan bile hastalanmazsın. Senin derdin makine aldırmak ama almayacağım. Herkes tatile gidiyor marsık gibi yanıp geliyorlar. Şöyle eğlendik, böyle dinlendik diye hava atıyorlar. Onlar anlattıkça içim gidiyor..Deniz ne ki…Allah’ dan askerliğimi deniz kenarında yaptımdı  da denizi görebildim.  Bu yıl tatile gideceğim, hem de tek başıma on yılın acısını çıkaracağım. Yüzeceğim eğleneceğim, içeceğim hatta kadınlarla fink atacağım. Nerden evlendim yahu. Ah! Hüseyin bu hallere düşecek adam mıydın? Ulan nene gerek evlenmek senin ye, iç gez keyfine bak elin kızını alıp besleyeceğine

   .

   _ Güleyim de boşa gitmesin. O zaman halini görmek isterdim. Kim bilir hangi kahve köşelerinde sürünecektin. Hayırlı anan baban var da sana bu yaşına kadar kapı açacaklardı. Ben olmasaydım halin haraptı.  Eski halini unutuyorsun galiba. Evlendiğimizde akrabalarından kimse yüzüne bakmıyordu. Niye baksınlar ki içkici, kavgacı adam. Şimdi ise Hüseyin Bey diyorlar.  Zamanında seni tanımayan akrabaların tanır oldu. Arabayı aldığımızda tepkilerini hatırlasana, evimize gelen kıskançlıklarından catır  çatır  çatlıyorlardı. Kimse inanamıyor çalışıp çabalayıp yaptığımıza. İnanmazlar tabii Saniyenin neler çektiğini nelerden fedakârlık ettiğini bilmiyorlar. Yat kalk da bana dua et karım beni el sırasına kattı diye.

    _ Asıl konumuza dönelim Hüseyin. Onu bunu bilmem! Makine alınacak! Sen almazsan ben gider alırım taksitlerinde paşa paşa ödersin. Yıkayamıyorum çamaşır zorla değil ya. Eskiden gücüm yerindeydi. Sapa sağlamdım. Hurdaya çıkardın beni. Seni adam yapacağım diye ben kadınlıktan çıktım. Tatil senin olduğu kadar bizimde hakkımız, evlendik evleneli bizi nereye götürdün? Sen, denizi görmüşsün. Biz gördük mü? Komşular tatile gittikçe, alış verişe çıktıkça benim içim gitmiyor mu sanıyorsun? Asıl şikâyet edecek benim, sen ediyorsun. Kışın ameliyattan sonra doktor demedi mi, sana, deniz kenarına götür bol bol güneşlensin diye. Ben sesimi çıkartıyor muyum? Seni anlamıyor değilim. Hem resmi yerde, hem de başka yerde çalışmak yorucu biliyorum. Senin de hakkın dinlenmek. Biraz daha dişimizi sıkalım. Kooperatif seneye evleri teslim edecek, bizde eksiklerimizi tamamlarız. Evimize gittiğimizde rahat edeceğiz. İşte o zaman tatile gideriz..Avrupa seyahatine çıkarız.

      _ Gideriz hanım gideriz nasıl olsa bedava Havaii adalarına bile da gideriz.   Hayal kurmak bedava.

     _Niye alay ediyorsun?.  Belli mi olur Allah yürü kulum der. Yarın parayı çek sandıktan. Çünkü peşinat olmadan vermiyorlar. Araştırdım. Keşke sizin satış kooperatifinde olsaydı oradan alıverirdin.

   _ Hala alabilirdin diyor, Almayacağım çamaşır makinesin!  Boşuna beni kandırmaya çalışma. O kadar borcun altına giremem! Derken sesinin tonundan yenilmiş olduğunu anladı kadın. Gönül rahatlığı ile akşam yemeğini Hazırlamak için mutfağa gitti. Tabak kaşık seslerine kadının şarkı söyleyen sesi karışıyordu. Yenildiğini kabul etmek zor gelse de karısı haklıydı. Tatil onların harcı değildi daha.

    Hüseyin kendine küs bakan çocuklarının yanına oturdu. Boyama yapan oğlunu kucağına aldı, kızının başını okşadı:

    _Niçin babaya öğle bakıyorsunuz? Birazcık sinirlendim, babanızı tanımıyor musunuz böyle birden bire sinirleniverir işte. Geçim zor kızım. Büyüyünce beni analarsın. Hem ben seni zengin kocaya vereceğim. Annen gibi zorluk çekme. Veya oku doktor ol. Güzel yaşa. Yarın annene sürpriz yapalım. Sende bana yardımcı ol. Öğleden sonra makineyi getiririm. Sen anneni al komşuya gidin, eve gelince sürpriz olsun. Nasıl sevinir kim bilir.

     Sema sevgiyle babasına sarıldı:

    _Çok sevindim babacığım. Artık bizimde çamaşır makinemiz olacak. Annee!… Babam çamaşır makinesini yarın alacakmış diyerek mutfağa koştu. Adamda arkasından geldi.

     _ Oldu mu ya hani anneye sürpriz yapacaktık. Yemek hazır mı karıcığım acıktım artık.

   _Hazır ellerinizi yıkayın oturun masaya diyerek ailesine sevgiyle gülümsedi.

  İlk yazım tarihi12.81978

Yenilenme tarihi 14 şubat 2019-02-15

Fatma Sarıkaya Ravlı

( Çamaşır Makinası başlıklı yazı sarıkaya tarafından 28.06.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.