Abdestini alarak bir yiğit yola çıktı

Şehadet sarayının kapıları açıktı

'Acaba' diyemezdi, söz konusu vatandı

Bu hakikat dostunun canı yurda adandı

Hakikate yaslandı, teslim olmadı güce

Hain sızmasın diye nöbetteydi o gece

Haçlı'nın maşaları saldırınca yurduna

Kurşunlara yürüdü, hiç bakmadı ardına

Diriliş çağrısına ses verdi İlhan Hoca

Gönül bahçelerinden gül derdi İlhan Hoca

 

O ki yiğit süvari, önden giden atlıydı

Şehadete koşarken rüzgârdan kanatlıydı

O gece vatan için ölmeye niyet etti

Bu dünya gurbetinden sılaya hicret etti

Milleti sömürenin karşısında durandı

Ömrünün saatini şehadete kurandı

Bu dünya mektebinde son dersini verdi o!...

Ölüme gülümsedi, maksuduna erdi o!...

Önden giden atlıydı, öncüydü İlhan Hoca

Hainler tenekeydi, inciydi İlhan Hoca

 

O gece akan kanı bayrakta hilâl oldu

Ezan ve selâlarda çınlayan Bilâl oldu

O/nurlu tarihini yiğit vurdu sırtına

Bakmayı düşünmedi, bir kez bile ardına

İyice çukurlaşan bu dünyadan savuştu

Canından çok sevdiği Yaradan'a kavuştu

Zaman bu direnişin şahittir her anına

İlhan Hoca katıldı şehitler kervanına

Dağlardan kopup gelen bir seldi İlhan Hoca

Temmuz'un sıcağında bir yeldi İlhan Hoca

 

Biliyordu ki millet ve Hakk yanımızdaydı

Bayrağın kırmızısı akan kanımızdaydı

Milletine inandı, tanımadı paşayı

Rezil rüsva eyledi iki yüzlü maşayı

Göklerden geldi emir, yıldıza yoldaş oldu

Gözlerinden süzülen bir damlacık yaş oldu

Kurşundan beter saydı ihanet acısını

Bir kez bile duymadı ölümün sancısını

Zalimin karşısında bir dağdı İlhan Hoca

Gonca gül yetiştiren bir bağdı İlhan Hoca

Dudaklarında tekbir, elinde bayrak vardı

Öyle coşkuluydu ki İstanbul ona dardı

O zifirî gecede bizlere neler oldu?

Goncalar gül olmadan bahçelerinde soldu

Vatandı mevzubahis, ona dair dilekler...

Şehidin bedenini kucakladı melekler

O ki Saraçhane'de ölümü öldürendi

Kendi gülemese de vatanı güldürendi

Hainlerin önünde dik durdu İlhan Hoca

Bize vatan eyledi bu yurdu İlhan Hoca

 

Asımların hocası, eğitim neferiydi

Biliyordu bu gidiş son kutlu seferiydi

O gece bayrağını kalp gönderine astı

Bu şerefli yiğidi toprak bağrına bastı

Şehadet şerbetini bir yudumda içti o

Güzeller güzelinin diyarına göçtü o

Vatana sevdalıydı, asil ruh taşıyordu

Maddeden ölse bile kalplerde yaşıyordu

İstiklâl köprüsünün başıydı İlhan Hoca

Ümmetin atan kalbi, yaşıydı İlhan Hoca

 

Doğuştan yiğitti o; er doğan, er ölendi

Millet için ağlayan, millet için gülendi

Mazlumdan yana oldu, hakkı tutup kaldırdı

Dostunu abat etti, düşmanına saldırdı

Meydan meydan dolaştı, kurşunla alay etti

'Ben' yerine 'Biz' dedi, zorları kolay etti

Hakk onu şehitlerin sofrasına buyurdu

Canını siper etti, öksüz koymadı yurdu

Gözümüzde büyüdü, dağ oldu İlhan Hoca

Ölenler hayvan imiş, sağ oldu İlhan Hoca

 

Firavunlara inat, Yusufça yaşadı o

Faydasız her ne varsa hepsini boşadı o

Aslan gibi kükredi, kırdı çelik kafesi

Son sözü 'Allah' oldu, verirken son nefesi

Kuşandı al bayrağı, kefeni niyetine

Geçerken selâm verdi melekût heyetine

15 Temmuz gecesi kışı bahar eyledi

Zifirî karanlığı nurlu nehar eyledi

Hakk'ı tutup kaldıran bir eldi İlhan Hoca

Candan aziz vatana bedeldi İlhan Hoca

 

                                                                       M. NİHAT MALKOÇ

( Şehit İlhan Varank'ın Ardından başlıklı yazı M.Nihat Malkoç tarafından 11.07.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.