Aşk üç harf, tek duygu. Öyle bir duygu ki insanlık tarihi boyunca, insan oğlu bazen ateşinde yalım, yalım
yanmış, bazen billur gibi serin suyunda yunmuş, bazen uzağında kalmış, bazen
tuzağına düşmüş, eyvah demiş, ah demiş. Hep sormuş, sorgulamış,
Aşk nedir?
Doğaya bakalım: bütün canlılar,
içgüdüsel olarak türünün devamı için karşı cinse ilgi duyar ya da amiyane
tabiriyle eşini arar. Doğada genellikle erkekler eş arar. Bundan sebep
erkekler; cinsel ayrıcalığın yanında dişileri etkileyecek özelliklere de
sahiptirler. Genellikle dişilerden güçlü yaratılmışlardır. Yakışıklıdırlar.
En yakınımızda; rengârenk Horozlar,
Erkek Tavus Kuşunun kuyruğunun görkemi, Kınalı Keklik, Sülün, Cennet Kuşları,
Çardak Kuşu, Aslan, vs. Her biri özellikle çiftleşme döneminde dişilerin
ilgisini çekmek için ne hünerler gösterirler. Mesela; cennet kuşlarının, yılanların
dansları, insanı hayrete düşürecek kadar güzeldir.
Bitkiler rengarenk çiçekleri niçin
açarlar, o hoş kokuları niçin salarlar?
Doğada her canlının varlık nedeni
türünün devamı içindir.
Bu neden, doğada ayrıcalıklı bir yeri
olan “insan” için de yaşamak, beslenmek gibi türünü (Soyunu) devam ettirmek, vazgeçilmez
en önemli nedendir.
Var oluşu mucize olan insan, bütün
kutsal kitaplarda Eşref i Mahlûk (yaratılmışların en şereflisi) olarak, baştan
ödüllendirilmiştir. Bu şeref ona, öğrenip - öğrettiği, düşünüp- yaptığı,
üretip- yarattığı için verilmiştir.
İnsan, sözcüklere anlam yükleyen tek
canlıdır.
”Aşk” sözcüğüne de anlam yükleyen insandır.
Aşk ve sevda üzerine tonlarca kitap
yazılmış, binlerce sözcükle, aşk üzerine söylenmiş.
12.yy. ın ikinci yarısında yaşamış
üç tanıdık düşünür bakalım ne demiş.
“Aşka uçma kanatların yanar.” (Sadi ŞİRAZİ)
“Aşka uçmadıktan sonra kanatlar neye yarar.” (Mevlana)
“Aşka vardıktan sonra, kanadı kim arar.” (Yunus EMRE)
Bu söylenenlerden de anlaşıldığı gibi,
Aşk:
gönülden gönül’e en kısa en çetin yoldur.
Bir evlenme töreninde Papaz: Tanrı’nın kadını,
Âdem’in kaburgasından yarattığı, bunun için, kişinin anasını babasını bırakıp
karısına gideceğini, tek vücut olarak yaşayacaklarını, daha sonra bunun büyük
bir sır olduğunu, söylüyordu.” (Tolstoy /Anna Karanina sayfa 570)
Bu yazıyı neden aldım?
Aşkın ve evliliğin, İncil’de kutsandığını
görmek, göstermek için.
İncil’e göre Âdem, Hava yokken
eksikti. Hava Âdem’i tamamladı, mutlu oldu.
Eğer İncil anlatısını doğru sayarsak,
o günden bu güne, her erkek eksik doğar. Her kadında doğuştan eksiktir.
Her erkek; tıpkı Âdem gibi Hava'sını arar.
Her gördüğü kadına da Hava mıdır diye ilgi ile bakar.
Buradan:
Evlilikler, doğarken eksik doğan kadın ve
erkeğin birbirini tamamlaması içindir.
Diyebiliriz.
Geçekten, Hava'sını bulabilen
erkekler, birbirini tamamlayan çiftler olarak, ömür boyu mutlu beraberliklerini
sürdürüyorlar. Birbirini tamamlayamayan çiftler ayrılıyorlar. Ayrılmaya
cesareti olmayanlarda kendi cehennemlerini yaşıyorlar.
AŞK
Kimilerinin, ulaşmak istediği,
son menzil
Kimilerini, ediyor rezil
Kimileri aşk sanır, tutkuyu
Kimileri hayalinde yaşar, bu
utkuyu
Kimileri, tanrıya döner
yüzünü
Kimileri ucuz bir beraberliğe
satar özünü
Kimileri, Cehennem’i yaşar
Kimileri, Cennet’e düşer
Kimileri için, ömür törpüsü
Kimileri için, Sırat köprüsü
Bu yolda, insan perişan
Aşk söyler son sözünü.
Tutku, sahip olana kadar, aşk ölene kadar.
Bazen küllenir, bazen harlanır ama insanın yüreğinde aşk kalıcıdır.
Aşkı yaşamanın, yaşı da
yoktur. Çocukluk döneminde de âşık olabilirsiniz. (Çocukluk aşkı) Yaşamınızın
son çeyreğinde de âşık olabilirsiniz. Ama çocukluk aşkında da yaşlılık
döneminde de sizi bağlayan soyunu devam ettirme içgüdüsü değildir. Çocukken de
yaşlılığınızda da sizi aşka savuran, birine güvenme arzusu olabilir. Sebebini açıklayamayabilirsiniz
ama her yaşta âşık olabilirsiniz.
Yaşam, duygusal fırtınalarla anlam kazanır.
Aşkın en önemli ve olumlu yanı; dirilir,
doğrulursunuz. Üretir, yaratırsınız. Kendinizi sever, kendinize her zamankinden
daha fazla ilgi gösterirsiniz. Daha afili, daha atak olursunuz.
Kuru kavak olsa, ışkın dal verir
Gönül çiçeklenir, polen bal verir
Sevinç coşa gelir, dile yol verir
Seven sevdiğini görünce dostum
Aşk hayata semah dönmektir
Yazının başında ifade ettiğim
bu üç harf, duruşuyla sacayağını oluşturur. Duyguların şiddetine göre
konumlanan bu üç harf, yani aşk, kişinin, Dünya’ya ait olduğunu hissetmesinin
ve Dünya’nın ritmini yakalayarak, yaşamanın tadına ulaşmasının adıdır.
Mevlana’yı tek ayaküstüne döndüren aşk,
Kerem’i yalım yalım, yandıran aşk,
Dünya’yı ekseni etrafında döndüren de aşk diyorum. Aşk'a da gücüne
de inanıyorum.
Bu yazımızda aşkın olumlu yanlarını
anlatmaya çalıştım. Aşkın olumsuz yanlarını da gelecek yazımıza başlık yapalım
derim.
Aşkla kalın.
-------------------------------------------------------------- Tahir Eker