Çiçekçi… Güneş ışığıyla parlayan vitrin… Süslü çelenkler… Genç bir adam elinde bir buketle dükkândan çıkıp burnunu çiçeklerin arasına soktu. Derin bir soluk…  Yüzünde kocaman bir gülümseme…

***

Alışveriş merkezi… Önündeki kafeler tıklım tıklım… Genç kadın masadan kalktı. Çantasını açtı. Aceleyle karıştırırken oturan kadın “Canım, cüzdanına hiç dokunma, benim ikramım.” Masaların arasından sıyrılıp kafeden çıktı. Otoparka telaşla yürüyordu. Telefon çaldı. Gözü yolda çantasını aradı. Yolu kontrol edip karşıya geçerken telefonu kulağına yasladı. “Anne, markete uğrayamam, kuaföre yetişeceğim,” derken zabıta ekip otosu arka arkaya kornaya basarak kadını silme geçti. Kadın rahat tavırlarla “Ne kuaförü mü! Akşam yemeğe Mert’i davet ettik ya!” Küçük bir kız yara bandı satıyordu. Kadına yanaştı. “Alır mısınız?” Kadın görmezden geldi. Kız arkasından bir an baka kaldı. Yanından geçen diğer insanların peşine takıldı. Kadın otopark tabelasının altından geçti. Tabela direği… Direğe yaslanmış yaşlı bir adam… Yüzünde çaresizlik… Pil kutusunu kadına doğru uzattı. “Radyoya, kumandaya… Radyoya, kumandaya…” Arabanın yanıp sönen sarı lambası… Kadın adımlarını sıklaştırdı. Kapıyı açıp bindi. Ayarlanan dikiz aynası… Başını arkaya çevirmiş geri geri giderken kapı tıklatıldı. Kısa boylu zayıf kadın “Allah sevdiğine kavuştursun, ne muradın varsa versin.” Kadının ekşiyen suratı… Kapanan cam… Vites kolu; 1-2-3 Araba caddeye çıktı. 

***

Portmanto… Boy aynası… Kahverengi kapı… Zil arka arkaya çaldı. Yaşlıca bir kadın “Geldim, geldim.” Kapıyı açtı. “Hoş geldin kızım.” Kadın aceleyle içeri girdi. Koridorda açık kapılar… Kadın sağdakine daldı. “Anneee!” Yaşlı kadın korktu. Panikle peşinden… Kadın masa başında… “Salata nerede!”  Annesinin kafası karışmış… Saati işaret etti. “Daha 2 saat var. Sen erken geldin.” Kadın saate baktı. “Anne, saat durmuş, dur…” duraksadı. Açık kalan gözler… ‘Direğe yaslanmış yaşlı adam’ Kendine geldi. Annesi mahcup… Mutfak dolabından salata kâsesi alıp tezgâha koydu. Dolaptan çıkarılan domates, salatalık, soğan… Kadın domatesleri soyuyor, annesi salatalığı dilimliyordu. Acı dolu ses “Aaa!” Kadın işaret parmağını sıkıyordu. Annesi dehşet içinde “Ne oldu kızım!” Kadın mutfaktan koşarak çıktı. Annesi arkasından… Kadın banyoda dolabı karıştırıyordu. “Yok, yok, yok!” Kulağında küçük kızın sesi çınladı. “Alır mısınız?” Kadın sanki başka bir dünyada… Annesi telaşlı “Merve, Merve, Merve,” Kadın annesini görüyor ama duymuyordu. Yavaş yavaş banyodan çıktı. Koridorda süzülürken arkasından annesi… Sokaktan salona, koridora dolan acı fren sesi. “Merttt!” Kadın fırladı. Açılan dış kapı… Yalın ayak… 

***

Dilenci kadın… Üzeri parayla örtülmüş masa… Zabıta amiri bir dilenciye bir masaya baktı.
( Dilenci Duası başlıklı yazı E.Kirişçi tarafından 21.07.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.