Kurban Bayramın da Sevinenler ve de Sevinemeyenler 

Sevinenler

Sanırım listenin başında turizm patronları geliyor.
Öyle ya bayrama sadece tatil gözüyle bakanlar daha arefe gününden (öncesini yazmaya gerek yok) soluğu tatil yerlerinde alıyorlar. Haksız da sayılmazlar çünkü onların eş dosta, kolu komşuya bayram ziyaretinde bulunmak gibi bir niyetleri olmadığı gibi misafir ağırlamak gibi bir dertleri de yok.

Çalışan (iş gücü) kesimi de sevinenlerden.
Onlar da bu sayede yoğun çalışma temposuna ara vererek bir nebze nefes almış oluyorlar.

Oniki ay boyunca bir kenara üç beş lira koyup zar zor kurban keserek kısa süreliğine de olsa şöyle çol çocuk ağız tadıyla doyasıya et yiyecek olan tabiri caizse orta kesimde sevinenler arasında.

Sadece kafa kesiminden dahi yüksek ücretle 
kısa günde epey ciro yapan kasapları da es geçmemek lazım.

Bıçak satan ve bilevleyiciler dahil listeye bir çok kalem ekleye biliriz.
Ama takdir edersiniz ki bunun yazması beni okuması ise sizleri sıkacağından fazlasına gerek yok diye düşünüyorum.

Fakat bayrama belki de en çok sevinecek olanları da yazmadan edemedim.

Kim mi onlar? Söyleyeyim.

Hani 12 ay 360 (5 gün bayrama sayarsak) gün kapısını açmayıp, arayıp sormadığımız sadece bayramdan bayrama ziyaret ettiğimiz veyahut aradığımız anne baba, nine dedelerimiz yani aile büyüklerimiz var ya işte onların sevinci ölçülemez.


Şimdi de gelelim sevinemeyenlere 

Yine listenin başında patronlar yer alıyor.
Bayram tatili boyunca zorunlu şartel kapatıpta kısa süreli kâr edemeyenler.

Belirli bir zaman için halkın et ihtiyacını gidermesi nedeniyle yine kısa süreli kâr duraksaması geçiren kasaplar da diğer listede olduğu gibi bu listede de yer alıyor.

Kolu komşudan kendilerine de pay gelir umuduyla gözleri yolda kulakları kapı da olupta kendilerine verilen poşet veya kapların içinden çıkan çoğu ya yağ olan yada üzerinde doğru dürüst et olmayan kemik parçaları ile üzülen kurban kesemeyenler. 
Daha açık bir ifadeyle kendisinin yemediğini çöpe atmak yerine (güya sevap işleyecek ya...) komşuya götürülen etler.

Birde benim gibi bayramlar da çalışmak zorunda kalanlar da sevinemeyenlerden.

Listeyi uzatmamak adına kısa tutarken yine en önemli kesimi sona bıraktım.

Hani daima gözleri ve kulakları kapıda olan pek fazla umut olmasa da yinede hani belki bu sefer... 
Olur ya... deyipte evlatlarının yolunu bekleyen anne babaların, torunlarını gözleyen nine dedelerin bir kez daha umutlarının boşa çıkmasıyla yaşa boğulan bir çift yaşlı gözler...

Elbette ki hiç bir kimsenin hâşâ imanını sorgulamak gibi bir derdimiz yok, olamazda.

Fakat yine deyim yerindeyse "herkesin şapkasını önüne koyup düşünmesi lazım" acaba ben kurban bayramına neden seviniyorum?
Veyahut neden sevinemiyorum.

Rabbim bizleri tüm ibadetlerimizde sadece kendi rızasını gözeten lerden eylesin inşaallah.

Tüm İslam aleminin Mübarek Kurban Bayramı nı kutlar hayırlara vesile olmasını temenni ederim.

                                 
                                     Nefesi

Kurban Bayramın da Sevinenler ve de Sevinemeyenler 

Sevinenler

Sanırım listenin başında turizm patronları geliyor.
Öyle ya bayrama sadece tatil gözüyle bakanlar daha arefe gününden (öncesini yazmaya gerek yok) soluğu tatil yerlerinde alıyorlar. Haksız da sayılmazlar çünkü onların  eş dosta, kolu komşuya bayram ziyaretinde bulunmak gibi bir niyetleri olmadığı gibi misafir ağırlamak gibi bir dertleri de yok.

Çalışan (iş gücü) kesimi de sevinenlerden.
Onlar da bu sayede yoğun çalışma temposuna ara vererek bir nebze nefes almış oluyorlar.

Oniki ay boyunca bir kenara üç beş lira  koyup zar zor kurban keserek  kısa süreliğine de olsa şöyle çol çocuk ağız tadıyla doyasıya et yiyecek olan tabiri caizse orta kesimde sevinenler arasında.

Sadece kafa kesiminden dahi yüksek ücretle 
kısa günde epey ciro yapan kasapları da es geçmemek lazım.

Bıçak satan ve bilevleyiciler dahil listeye bir çok kalem ekleye biliriz.
Ama takdir edersiniz ki bunun yazması beni okuması ise sizleri sıkacağından fazlasına gerek yok diye düşünüyorum.

Fakat bayrama belki de en çok sevinecek olanları da yazmadan edemedim.

Kim mi onlar? Söyleyeyim.

Hani 12 ay 360 (5 gün bayrama sayarsak) gün kapısını açmayıp, arayıp sormadığımız sadece bayramdan bayrama ziyaret ettiğimiz veyahut aradığımız anne baba, nine dedelerimiz yani aile büyüklerimiz var ya işte onların sevinci ölçülemez.


Şimdi de gelelim sevinemeyenlere 

Yine listenin başında patronlar yer alıyor.
Bayram tatili boyunca zorunlu şartel kapatıpta kısa süreli kâr edemeyenler.

Belirli bir zaman için halkın et ihtiyacını gidermesi nedeniyle yine kısa süreli kâr duraksaması geçiren kasaplar da diğer listede olduğu gibi bu listede de yer alıyor.

Kolu komşudan kendilerine de  pay gelir umuduyla gözleri yolda kulakları kapı da olupta kendilerine verilen poşet veya kapların içinden çıkan çoğu ya yağ olan yada üzerinde doğru dürüst et olmayan kemik parçaları ile üzülen kurban kesemeyenler. 
Daha açık bir ifadeyle kendisinin yemediğini çöpe atmak yerine (güya sevap işleyecek ya...) komşuya götürülen etler.

Birde benim gibi bayramlar da çalışmak zorunda kalanlar da sevinemeyenlerden.

Listeyi uzatmamak adına kısa tutarken yine en önemli kesimi sona bıraktım.

Hani daima gözleri ve kulakları kapıda olan pek fazla umut olmasa da yinede hani belki bu sefer... 
Olur ya... deyipte evlatlarının yolunu bekleyen anne babaların, torunlarını gözleyen nine dedelerin bir kez daha umutlarının boşa çıkmasıyla yaşa boğulan bir çift yaşlı gözler...

Elbette ki hiç bir kimsenin hâşâ imanını sorgulamak gibi bir derdimiz yok, olamazda.

Fakat yine deyim yerindeyse "herkesin şapkasını önüne koyup düşünmesi lazım" acaba ben kurban bayramına neden seviniyorum?
Veyahut neden sevinemiyorum.

Rabbim bizleri tüm ibadetlerimizde sadece kendi rızasını gözeten lerden eylesin inşaallah.

Tüm İslam aleminin Mübarek Kurban Bayramı nı kutlar hayırlara vesile olmasını temenni ederim.

                                 
                                     Nefesi



( Kurban Bayramına Sevinenler Vede Sevinemeyerler başlıklı yazı nefesi tarafından 11.08.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.