Akşamüstü boşluklarında kirli ve tedirgin
Korkak bakışlı çocukluğumuz
Ölü atların ve ölü geyiklerin terli bedenlerinde gezinir
Ve yalnız öğlelerimizi uzatırız büyük gölgeler altında
Alaca aydınlıkta yalınayak gezinilir kentlerimizde
Bir kasap hınçla doğrar etlerini
Masa başı memurlarının elleri nasırlanır ansızın
Üzgün bir çocuk üzgün uzaklara bakar
Olmayacak bir sevda yaldızlanır gecede
Bir köşe bellerim örtmek için tenhalığımı
Nasıl olur birden bir hayat gittikçe büyür kır evlerinde
Şoselerde ve çakıl yollarda mahsur kalınır
Bir sardunya çiçeklenir göğsünde kederin
Ve en sessiz gözyaşları dökülür ürkek meydanlarda