KIYMETLİ EDEBİYAT EVİ SAKİNLERİ 

             Bu gün Kasım ayının on altısı, saatler gündüz 11 45. Kıymetli arkadaşlarım değerli dostlarım, aslında bu sayfa da benim "Oğlum namaz kıl" adlı öyküm vardı. Ben yanlışlıkla ikinci kez bu öyküyü siteye attığımın aylar sonra farkına vardım ama silemedim. Dün gecenin saat 23 35 inde yazıyı silmesi için sevgili editörümüz Mehmet Fikret beyi telefonundan aradım ama o saatte onun günün seçkilerini seçmek için yoğun olduğu zamandı, sonradan fark ettim, bir daha aramadım, açmamakta haklıydı. Bana dönüş yaparsa durumu kendisine açıklarım.

             Bende düşünüp taşındım bu yazıyı silerek sayfaya yazı eklemeyi denedim, bakalım başarılı olacak mıyım, neticeyi yazıyı güncellemeden yüklediğimde göreceğiz. 

            Değerli arkadaşlarım, bundan bir hafta önce sitedeki sayfasında editörümüz sevgili Hocam Sami Biberoğlu sitemizi son günlerde okuyucu ve yazarların az ziyaret ettiğinden, gelen yazı ve şiirlerin bir elin parmakları kadar azaldığından bahseden bir şiir paylaşmıştı. Bende şiirin altına yorum olarak bir şeyler karalamıştım. Kendisi de cevaben bana; "Sevgili kardeşim sende bu hususta artık bir yazı yazarsın" demişti.

             Kıymetli dostlar ben bu siteye önceden buranın üyesi olan köylüm İstanbul'da ikamet eden Bekir Özcan'ın tavsiyesi ile yanılmıyorsam 2017 yılının onuncu ayında üye oldum. Hatta verdiğim nüfus bilgilerimle kaydımı bu arkadaşım gerçekleştirmişti.

             O günden bu güne burasının sıcak ortamı kırk yedi yıllık esnaflığı bırakınca yalnızlıkları oynayan beni hayata bağladı desem yanlışım olmaz. Gerek şiirlerimle gerek öykülerimle bu sıcak ortamda sizlere vakit geçirtiyor, aldığım yazı ve yorumlarla bahtiyar oluyorum.

             Geçen bu süre zarfında incilttiklerim olduğu kadar beni de  incitenler olmuştur. Genelde başımın ağrıdığı nokta yazar yorumlarında yaptığım "Şurası şöyle olsa daha iyi olurdu" öğütlerim idi. Hatta içinizde bir arkadaşımız işi daha ileri götürerek "yenecek başka şeyler de var" diye affedersiniz boku kastederek yazdığı hakaretlerini duymamazlıktan geldiğim olmuştur, Kendisini af etsem de bu benim içimde kapanmadan kanayan bir yara ve acı hatıradır.

             Ben naçizane her konu için şiir yazmış birisiyim, yazamadığım tek şiir hata yaparım korkusuyla Aziz Atatürk'edir. Allah izin verirse tüm cesaretimi toparlayıp inşallah ona da bir şiir yazacağım. Ne kadar aşk şiiri yazsam da fazlası 'aşık usandırır' görüşündeyim. Çok nadir aşk şiirleri yazacağım, tabii ki ilginç ve değişik konularını yakalamam şartıyla. Vay selvi boylum, vay efendim tatlı dillim, şöyle güzelim, böyle dilber im artık karın doyurmuyor alışılmış yüzlerce şiirlerle.

            Şiir yazmak bana babamın şiirlerini düzenleyip yerel bir gazeteye yayımlaması için vermemle başladı. Ben şiirle tanışıp yazmama tahminen elli beş yaşlarında bu durum vesile oluştu. Lise ve orta okulda edebiyatım çok iyi iken fen ve matematik derslerim zayıftı, bendeki bu oluşumu fark eden değerli edebiyat öğretmenim Nimet Arıkan; "senden zorlu yazar olur" diye bana takılırken meğer kadın ne kadar haklı imiş. Ben şiirden  çok önceleri hikaye yazmakla kalem tutmaya başladım.

            Değerli arkadaşlar ben gönlü her ne kadar genç olsam, bedenim yaşımı göstermese de yetmiş yaşına değmeye yedi ayım kaldı. Şiiri istersem on dakikada yazarım şiir şiir olmadıktan sonra. Şiiri yazdıktan sonra en az beş gün düzenleyerek dinlenmeye bırakıyorum ya da her okuduğumda düzeltme gereği duyuyorum. Bazen üzerimde çok emeği olan Mesut Arıöz hocama akıl danışıyorum şiir şiir gibi olsun diye.

             Hani dedim ya hikaye yazarım diye, gel gör ki atmış üç yaşında bilgisayarla yeni tanışan, daktilo ve onun acemisi olan benim inanın bir öyküyü yazıp toparlamam, siteye atmam tahminen beş saatimi alıyor. 

             Bütün bu zorluklara rağmen siteye çeşitli aralıklarla şiir ve öykü atıp sizlerle paylaşıyor, yazdığınız yorumlarla ve bunun yanında güne düşen seçkilerle çok mutlu oluyorum. Edebiyat evine üye olduktan sonra tahminen bin beş yüz yorum almış iki bin beş yüzün üstünde yorum yazmışım. Aradaki farka üzülüp kırılmam. Zamanla şunu fark ettim ki bazı arkadaşlar yorum almayı kendisine başarı, yorum yazmayı da küçülme olarak görüyor veya inanıyor.

             Burada adını tek tek saymadığım kıymetli genç kalem kardeşlerim; benim gibi bilgisayar kullanma zorluğunuz yok, şiir ve yazılarınızla sayfalardaki yerinizi alınız, eksikleriniz varsa bir bilene sorunuz, sormak aşağılanmak değil bilakis erdemliktir. Eminim ki başarıya ulaşacaksınız bundan şüphem yok. Bu yaşlılardan size daha kaç gün hayır gelecek, görevi teslim alın, yeni arkadaşlarınızı da teşvik edin.

             Değerli arkadaşlar benim bu siteye geldiğim tarihten bundan beş altı ay öncesine kadar yazar bolluğundan sitenin panosunda ki ilk ona girmek çok zordu. Neden oldu nasıl oldu bilmiyorum arkadaşlar 'Anadolu köy tabiri' ile birden siteden 'pirem pirem' dağılıp yok oldular. Şimdiler de neredeyse panoyu bile zar zor dolduruyoruz, bu da Sami Hocamın şiirinden sonra oluştu. Belki buna sebep yaz tatilinde olmanın etkisi de var diye kendimi avutuyorum.

             Okuyucu ve yazar çokluğunu temin etmek için teşvik edici yollara baş vurmanın çarelerinin gerekliliğini hissediyorum. Bizler öz verilerimiz olan yazı ve şiirlerimizi "defterler arasında eskimesin veya kaybolmasın, okuyucuyla buluşsun" diye hiç bir ücret talebimiz olmadan Edebiyat evi sitemizde paylaşıyoruz.

             Sevgili Adem Üstadımız bu sahibi olduğu siteyi nasıl eder, neyle ayakta tutar bizler işin o yönünü bilemeyiz. Kendisine Allah yardım etsin. Benim sitenin eski düzeyine gelmesi için naçizane kendilerine bir önerim olacak. Mesela iki kez üst üste güne gelen yazı ve şiir yazarına posta ücreti alıcıya ait olmak üzere sevgili Adem kardeşimizin kendi yazdığı kitaplarından birisi hediye edilmeli. Eskisi gibi yine kırıp dökmeden atışmalara yer verilmeli. Haftanın bazı günleri bir yazara yer verilerek söyleşi tarzında onunla soru cevap alış verişinde bulunulmalı. Buna benzer arkadaşların önerileri dahiline gibi gibi gibiler'i eklenmeli.

             Vaktinizi ayırdığınız için teşekkür eder selam ve sevgilerimi iletirim, hepinizi seviyorum. Sağlık ve huzur dolu şiirli günlere.

ERDOĞAN ÇALIŞKAN 16 11 2021 KIRŞEHİR


             

             

 

( Kıymetli Edebiyat Evi Sakinleri başlıklı yazı İpciERDOĞAN tarafından 31.08.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.