SÖZÜN KONUSU SURİYELİLER

             Ahmet AYAZ

           Gaziantep Güneş Gazetisi 3 Eylül 2019

          ……………………………………………………….

 

        Bugün sözün konusu Suriyelilerdir. Türk Sinemasının ünlü sanatcısı Cüneyit Arkın diyor ki; “Kırmızı ışıkta geçen bir vatandaşa 291 TL ceza yazılıyor. Fakat sınırdan kaçak geçen bir  Suriyeli maaşa bağlanıyor. Bunu sadece Türk  Hükümeti yapıyor” demiş. Ünlü sanatçımız.  Ben de bu sözden etkilenerek yazmaya başladım. Samimi ve iyi niyetim ile.

       Bir tanıdık dost muhtarımızın yanına yolum düştü.  İki mahallenin muhtarı  bulunuyor du muhtarlıkta.  Yaklaşık olarak 2  saat eğlendiğimde Suriyelilerden başka bir kimseye rastlamadım. Düşündüm de, Suriyeliler olmasa muhtarlarımız akşama dek boş  oturacaklar muhtarlıkta. Demek ki biz muhtarımızı Suriyelilere hizmet için seçmişiz.

       Suriyelilerin Gaziantepte ki hal ve hareketlerini görüyorsunuz. Demeye gerek görmüyorum. İstanbul’da kırmadık, dökmedik bir yer bırakmadılar. Esnafın kapılarını,  camlarını, çerçevelerini yerlere indirdiler. Bu yiğitliği niçin kendi ülkelerinde yapamadılar da, burada yapıyorlar? Orada yapamazlar. Onları şımartan bir hükümet yoktur orada.

        Memur-Sen Gaziantep Şube  Başkanı  Sayın Ahmet Gök; “Ülkemiz büyüyor ama, ekmeğimiz küçülüyor” Demiş. Bu sözü  doğru bulmadım. “Nüfusumuz artıyor,   ülkemiz daralıyor”  Yöneticilerimiz düşünmeliler. Bu toprak ne kadar nüfusu barındırır? Gaziantep Üniversitesinde okuyan gençlerimizin ev kiraları için ne kadar  zor durumda  kaldıklarını ben biliyorum. Suriyeliler benim mahallemde ev kiralamışlar. Ne  evden çıkıyorlar, ne de ev kirasını veriyorlar. Ev sahibi polis getirmiş ama, ne yapsın polis memurumuz. Yapacak hiç bir şey yoktur. Ancak bunlar ülkemizden, kendi ülkelerine gönderilmelidirler. Başka çare yoktur. Bizim öğrencilerimiz baştan kara ders çalışırken, Suriyeli  öğrenciler istedikleri bölüme sınavsız kayıt yaptırıyorlar. Bu kadar dengesizlik olmamalıdır diye düşünüyorum. Benim ülkemde benim insanlarım önde gelir. Evet merhametli  olmamız gerekir, ama kendi ülkemin insanlarını ayaklar altına alarak değil. Kendi sofranda, kendin doyduktan sonra komşuya ikramda bulunursunuz. Kendi aileni aç bırakıp dışarıya taşamazsınız. İşte bizim idarecilerimiz böyle düşünmüyorlar ve vebal altında kalıyorlar. Bunu  Türk  Halkı biliyor  ve görüyorlar. Ben burada yetkililerimizi uyarmak için çaba sarf ediyorum.  Vakit geç de  olsa  artık uyansınlar,  akıllarını başlarına devşirsinler idarecilerimiz. Ulu önderimiz  Mustafa Kemal Atatürk bir meclis konuşmasında “Dalkavukluk memleketimizi kötüye  götürür. Benim yanlışlarımı  söylemeniz gerekir. Yanlışım olursa  beraber müzakere etmemiz gerekir” demişti. Bu  düşünce ile yola çıkarak yetkililerimizi uyarmaya çalışıyorum. Gücümün yettiği kadar. Eğer sesimi duyan olursa. Şunu söylemem gerekiyor. Bu ülkeden Suriyeliler temizlenmez ise, pahalılık, yoksulluk, huzursuzluk daha da artacaktır, ülkemiz çok perişan duruma düşecektir. Zaten düştüğü kadar düşmüştür. Yanlışın neresinden dönülürse kârdır. Bilinmesini istiyorum. Baş ağrıtmak da istemiyorum. Şunu da söylemem gerekiyor. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a, Seçildiği günden bu güne kadar “ Allahım bir yanlışa düşürmeyesin” diye dua ederim. Tam 43 yıldır Türk Basınında kalemimi, ülkemin huzuru, güveni ve mutluluğu için kullandım. Kullanmaya da devam edeceğim. Ne derece de faydalı  olduğumu da bilemem.  Saygıdeğer okurlarım; Bu günkü sohbet yazımı Diyarbakır büyüklerinden Cahit Sıtkı Tarancı’nın “MEMLEKET İSTERİM” isimli şiiri ile  bitiriyorum. Onu da rahmet ile anmış olalım. Aslında bende böyle bir memleket  istiyorum, ama nerede ?…

MEMLEKET  İSTERİM

Memleket isterimGök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.Memleket isterimNe başta dert, ne gönülde hasret olsun;Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.Memleket isterimNe zengin fakir, ne sen ben farkı olsun;Kış günü herkesin evi barkı olsun.Memleket isterimYaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;Olursa bir şikayet ölümden olsun.

Cahit Sıtkı TARANCI

 

( Sözün Konusu Suriyeliler başlıklı yazı Ahmet AYAZ tarafından 3.09.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.