Uyuşturucu satıcısı evinde el ve ayak parmakları kırılmış olarak bulunmuştu.İlk eylemin ardından Eğitmen ikinci bir toplantı yapmıştı. Bu kez yanında Süleyman Bey diye hitap ettiği biri daha bulunuyordu. Eylem amacına ulaşmıştı. Eğer devam etmek istiyorlarsa bundan sonra kurallara uygun davranmaları gerekiyordu. Süleyman Bey önce yasakları sıraladı; Suç kesin olarak ispatlanmadan eylem yapmaları, Uyuşturucu satıcıları, Fuhuş tüccarları, Kumar oynatanlar ve Yirmi Dört düşmanları dışındaki insanlara zarar vermeleri yasaktı. Örgütün prensiplerine aykırı eylem kesinlikle yasaktı. Eksiksiz araştırma ve kendi aralarında görüşme yaptıktan sonra ancak eylem yapacaklardı. Örgütün kurallarına uymamaları durumunda ağır ceza verilecekti. Talimat olmadığı sürece ceza seçiminde serbest bırakılmışlardı. O zamandan bu yana örgüt için çalışıyordu. Sayısını hatırlayamayacağı kadar küçük eylem yapmışlardı hücresindeki arkadaşlarıyla. En büyük eylemleri Bay Martin’e yapılan eylemdi. En mükemmeliydi aynı zamanda. Adamı bir aydan fazladır takip etmişlerdi. Hayatının 24 saatini ezberlemişlerdi adeta. En ince detayına kadar defalarca kontrol ettiği plan aynı titizlikle uygulanmış, plan başarıya ulaşmıştı.Martin cezasını çekmişti. Yusuf’un kafasında ileri zamanlarda Martin için farklı cezalar vardı. Başta içindeki macera tutkusunun etkisiyle katıldığı örgütün iddia edildiği gibi bir suç örgütünden farklı olduğunu anlamıştı. Bu zaman zarfında Kılıç Bey’in örgüt bağlantısını çözememişti. Görünüşte Kılıç Bey’in örgütle her hangi bir bağlantısı yoktu. Aksi düşünülemezdi zaten.


Kılıç Bey müfettişlik kurallarına son derece bağlı olmasıyla tanınan biriydi. Akademi’de okurken Kılıç Bey’in lakabının “Prosedürcü” olduğunu öğrenmişti. Kılıç Bey tüm hayatını Müfettişlik mesleğinin kurallarına göre düzenleyen kozmopolit biriydi. Özel hayatında doğruları olduğunu sanmıyordu. Kılıç Bey’in doğruları müfettişlik mesleğinin doğruları olmuştu her zaman. Müfettiş bilgi bankasındaki özgeçmişinde bu özelliği açıkça yazılıydı. Alkol fuhuş ve uyuşturucuya inanç sahibi olduğu için değil insanları suç işlemeye teşvik ettiği için karşı çıkıyordu. Böyle birinin Yirmi Dört bağlantısı saçma gelmişti Yusuf’a. Özgeçmişindeki ayrıntılar ilginçti Kılıç Bey’in. Büyük babaları Büyük İç Savaş’ta Kurucular’a karşı savaşan Kılıç Bey’in babası ve amcaları şehrin en başarılı müfettişlerindendi. Babası alkol alışkanlığı yüzünden iftiraya uğramış, uzun süre babasını aklamaya uğraşan Kılıç Bey bundan sonra suça suçlulara ve insanları suç işlemeye götüren sebeplere düşman kesilmişti. Yönetimle bile karşı karşıya gelmişti bu yüzden. Geçmişi yüzünden Yönetim binasının “Mesafeli “ davrandığı müfettişlerdendi. Örgütle çözemediği farklı bir bağlantısı olan Kılıç Bey’e müthiş bir bilgi akışı vardı. Doğrudan bağlantılı olmamasına rağmen adamlarının Yirmi Dört için yaptıkları eylemleri görmezden gelen Kılıç Bey bazen dolaylı olarak yardım bile ediyordu. İnceleme imkânı bulduğu hiçbir belgede Kılıç Bey’in ismine rastlamamıştı. Şehir meclisi ve Yönetim binası Kılıç Bey’in ispatlanamaz bir şekilde Yirmi Dört ile bağlantısından şüphelendikleri için ve Kılıç Bey’i örgütün vurucu gücü olarak gördükleri için Kılıç Bey’e adı konulmamış bir ambargo uygulanıyordu yıllardır. Başarılı bir müfettiş olmasına rağmen Başmüfettişliğe terfi edememişti. Kılıç Bey’in ofisinde çalışan hiç bir müfettişin ofisten ayrılmadan yönetim binasında çalışması ve yükselmesi mümkün değildi.

Spor yapıp terlemek iyi gelmişti. Kafası dağılmış rahatlamıştı. Dördüncü kattaki kaldığı küçük daireye çıkıp kendisine bir kâse hazır çorba yapıp içti. Önce sıcak suyla banyo yaptı. Isıtıcıyı kapatıp soğuk suyun altında bir süre bekledi. Canı çalışmak istemiyordu. Yatar yatmaz uyudu.

Yusuf asık bir yüz ifadesiyle bürodan çıktıktan sonra Kılıç Bey eğitmenin gitmesini istememişti. Telefonla kafeye kahvaltı siparişi verdi. Sipariş üzerine kafe'den gelen pasta ve kurabiyeleri konuşmadan yedikten sonra dolaptaki ısıtıcıdan çay alıp masasının başına geçti. Eğitmen kendisine bakıyordu. Konuşmaya başladı.

-Bazı tepkilerimi tam olarak anlatamadığımı düşünüyorum. Kozmopolit bir insan olduğumu biliyorsun Eğitmen. İnsanların doğruları yanlışları beni ilgilendirmez. Suç işlemedikleri sürece. Buna sizler de dâhilsiniz. Kendi doğrularımdan başka doğru tanımam.Çocukluğum güvenlik ofislerinde geçti desem yalan olmaz. İbrahim ve ben akranlarımızla oyun oynamak yerine müfettişlerin konuşmalarını hatıralarını dinlerdik.Özel hayatımı bile mesleğime göre düzenledim yıllardır. Müfettişlik benim için meslek değil bir yaşam biçimi oldu. Geçmişte de böyleydim. Bu yüzden sizi araştırmadım. Araştırırsam müfettiş olarak sonuna kadar götürmem gerekecekti. Kurallara göre siz gizli bir örgütsünüz. Sizi araştırmak yerine görmezden gelmeyi tercih ettim. Buna mecburdum çünkü. Müfettiş olarak kız kardeşimi korumam mümkün değildi. Akrabalık bağını bir tarafa bırak İbrahim’in emanetini korumam lazımdı.İbrahim Yirmi Dört içinde görev almamı istemişti bu kabul edebileceğim bir teklif değildi. Kız kardeşimi ve bazı tanıdığım insanları koruyabilmem için Yirmi Dört bağlantılı çalışmam gerekiyordu. Bunun için örgütünüzle bağlantılı çalışmayı kabul ettim. Eylemlerinizde adamlarımı kullandınız. Karşı çıkmadım. Çalışanlarımı bu yüzden bazı konularda bağımsız bıraktım. Ama müfettiş her zaman müfettiştir. Her şart ve durumda disiplinli olmak zorundadır. Disiplinsizliğe bir kere müsamaha gösterirsen devamı gelecektir.

Konuşmaya devam etmeyince Eğitmen ayağa kalktı;

-Kampüs’e gitmem lazım. İşlerim var. Görüşürüz deyip kapıya yönelmişti ki geri döndü;

-Şahin’in işi ne oldu Kılıç? Yeni bir gelişme var mı?

-Evet, birkaç gün sonra geliyor. Konsey Başkanı Di-Ke yetki kısıtlaması şartıyla ancak affetti. Şehirdeki suç oranının hızla artması bu kararda etkili oldu elbette.

Eğitmen çıktı gitti.

Yusuf sabah uyandığında saat 06.30’u gösteriyordu. Dinlenmişti. Kâbussuz bir gece geçirmişti. Kalorifer petekleri yeni yeni ısınıyordu. Banyoya gidip ılık suyla acele bir duş aldı. Ev soğuk olduğu için vücudu kıpkırmızı olmuştu. Kendine sıcak bir kâse çorba yapıp içti. Üzerine de iki fincan çay içti. Çok uzun zamandan beridir bu geceki kadar rahat bir uyku uyumamıştı. Büroya girdiğinde saat 07.30’du.İçeri girince dikkatini bir şey çekti. Raportör’ün bilgisayarında müzik çalıyordu. Odasına geçip bilgisayarını açtı. Şehir ağından kendisine gelen mesajları kontrol etti. Sonunda merakını kontrol edemeyip kendine hazırladığı çayla raportörün odasına geçti. Raportör’ün masasının karşısındaki koltuğa oturdu. Raportör güleç bir ifadeyle bakıyordu.

-Şimdi aynı soruyu ben sorayım raportör dedi. Neler oluyor? Bilgisayarınızda müzik çaldığını duyuyorum. İlk defa sizi müzik dinlerken görüyorum. Önemli bir şey olmalı.

-Evet, Yusuf Bey önemli bir haber aldım. Şahin Bey’in cezası affedilmiş. Geri dönüyormuş.

-Şahin Bey kim?

-Şahin Bey bu şehirdeki en iyi müfettişlerdendir. Ben Müfettişlik kursundayken.

Yusuf şaşkınlıkla sordu.

-Müfettişlik kursundayken mi? Siz müfettiş misiniz?

-Evet. Müfettişlik kursuna gittim. Lisansımı da aldım.Ancak uzun zaman müfettişlik yapmadım. Büroda çalışmayı tercih ettim. Neyse. Müfettişlik kursundayken bir deyim vardı. Müfettiş olunmaz müfettiş doğulur derlerdi. Son otuz yıldır bu tanıma uyan en tanınmış birkaç müfettişten biridir Şahin Bey.

-Gerçekten ilginç raportör. Öbürleri kimler?

-Kılıç Bey ve İbrahim Bey. Bir de Başmüfettiş İvanov. Şehirde fırtına müfettişler diye anılırlardı.

Gözleri daldı kadının. Üzgündü. Devam etti;

-İbrahim Bey bir eyleme karışıp ortadan kayboldu. Ölümü sağ mı bilen yok. Şahin Bey beş altı sene önce suç örgütü kuran bazı müfettişleri hastanelik ettiği için cezaya gönderildi.

-Nasıl biriydi?

-İyi çok iyi biriydi. Çalıştığınız odada otururdu. Cezaya gönderilince Kılıç Bey masasını kaldırtmadı odadan. Sayısız operasyona katılmıştır. Sayısız ödülü vardı. Masa başında çalışmayı sevmezdi. Vücudunda sayısız yara vardır. Suçlu kim olursa olsun tahammül edemezdi. Cezaya gönderilince Ofis’in sokaklardaki kontrolü bayağı azaldı. Kılıç Bey’in sağ koluydu.

-Fizik olarak nasıl biriydi?

-Uzun boyludur.1,95–2 metre boyunda 90 kilo ağırlığında tam bir dev.

Hafifçe gülümsedi kadın.

-Onu gören korkar. Ama normalde o kadar sakindir ki.Çok kibar ve yumuşak konuşur. Suçlulara karşı ismi gibi davranırdı acımasız ve yırtıcı. Onun karşısında suçlu olarak bulunmaktan korkmak gerekir. Kılıç, İbrahim, Şahin. Şehirde suçluların en çok korktuğu müfettişlerdi.

Yusuf cevap vermeden kalktı. Yusuf’un ardından raportör bürodan çıktı. Her gün saat sekizde yapılan toplantıya katılacaktı. Odasına geçip bilgisayarın başına oturan Yusuf dosyaların arasında kendisini kaybetmişti sanki. Muhalif sitelerden gelen mesajları inceleyip şehir ağında araştırmalarını yaptı. Tamamlanan soruşturma dosyalarını inceleyip görüşlerini yazdıktan sonra Ofis Şefi’nin bilgisayarına gönderdi. Saat 11.30’a kadar çalıştı. Çalışırken bazı hatıraları canlanmıştı.16 yaşındayken hem okulun kafeteryasında çalışıyor hem de eğitimine devam ediyordu. Beraber çalıştıkları kız öğrenciye sarkıntılık ettiği için üst sınıflardan bir çocuğun parmağını kırmıştı. Daha sonra çocuğun üyesi olduğu çete kafeteryayı basmıştı. Bir gün sonra Raportör’ün bahsettiği gibi bir müfettiş gelip ifadelerini almıştı. Bir kaç gün içinde çeteden eser kalmamıştı.

( Yirmi Dört 4 başlıklı yazı Mustafa ESER tarafından 10.09.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.