Ana kucağına doymadan
Dağa kaçırılıyor körpeler
Anasının
Niçin gidiyorsun çağrısını duymadan!
Oynaması gereken bilyeler
Elinde oluyor mermiler
Seyretmesi hoşuna giden uçurtmalar
Oluyor gözünde droneler…
Terör başlarına Malazgirtte çarpışan atalarının ruhu
Tükürüyor yüzlerine
Lanet ediyor esintisi, yediği, içtiği suyu
Baktıkça kandırdığı bebelere!
Giydirdikleri Kabilin elbiseleri
Öğrettikleri firavunun nağmeleri
Puta benziyor tanrı dedikleri
Sanal dünyada oyun oynar gibi dokunuyorlar klavyeye
Dokundukları tuşlar makineli tetikleri…
Şimdi Diyarbakır’da anneleri
Kaçırdığınız çocuklarımızı verin diyor
Onaylamıyoruz yediğiniz naneleri
Evlat özlemi kalbimizde derin diyor
Eğer savaşacaksa çocuklarınız savaşsın
Avrupalarda keyif sürmesin diyor
Evlatlarımızı bize baksın diye doğurduk
İyi günde kötü günde bizleri koruyup gören diyor
Vatana ihanet edip ölsün diye değil…
Korkmuyorlar artık
Dava dedikleri biliyorlar yemekte artık
Onlar esas yemeği yerken
Kendilerine yediriyorlar artık…
Anaların bu dik duruşu
Bitirecektir terörün vuruşunu
Haritadan silinecektir
Yusuf’u attıkları kuyusu…
Direnin analar,
Havvalar…
Saffet Kuramaz