İçten içe sardı, sızlayıp durdu,
Görünmüyor nerde, yara dediler?
Kanadımı kırdı, yerlere vurdu,
Çırpınırken zorda, sara dediler.

Şehirler dramı, indiremezken,
Şiirler zarımı, dindiremezken,
Nehirler narımı, söndüremezken;
Teselliyi barda, ara dediler.

Dostum dediklerim, selamı kesti,
Cümle sevdiklerim, kelamı kesti,
Cömert bildiklerim, yolumu kesti;
Ekonomik darda, para dediler.

Seçtiğim güllerden, gelmedi fayda,
Geçtiğim yollardan, yarıldı fay da,
Açtığım fallardan, zarlardan say da; 
Şansın aşk-kumarda, kara dediler.

Her gece uykusuz, değilmiş gibi,
Hicranı düpedüz, dağılmış gibi,
Başak iken susuz, eğilmiş gibi,
Çektirelim bir de dara dediler.

Bıktım sarı eylül, hazin güzlerden,
Çektim şirin o dil, haşin gözlerden,
Baktım çalan tel tel, meşin sazlardan;
İyi gelir derde, cura dediler.

Tükendi mecalim, söndü hevesim,
Tıkandı ey zalim, göğüs kafesim,
Bakındı ecelim, biter nefesim;
Kapanmadan perde, vara dediler.

15.09.2019
Muhittin Alaca
( Sarı Eylül Hazin Güz başlıklı yazı Alaca tarafından 15.09.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.