Roma
İmparatorluğu’nun hayalini kuran Benito Mussollini, faşizm sözcüğünü, Romanın
gücünün simgesi fasces’ten (ucunda balta bulunan çubuk demeti) almıştır. Faşizm
sözcüğünün isim babası, Mussolini’dir.
Sosyalist gelenekten gelen Mussolini,
Birinci Paylaşım Savaşı’nın sonunda İtalya’da Ulusal Faşist Partiyi kurduktan
sonra güçlenmiş ve 1922 yılında 26000
militanı ile Milano’dan Roma’ya yürüyeceği tehdidiyle, bir bakıma zor kullanarak
yönetimi ele geçirmiştir. Böylece İtalya’da Duce (Lider) dönemi başlıyor.
Mussolini faşizmi, faşist parti
dışındaki tüm partileri, sendikaları, sivil toplum örgütlerini, muhalif
gazeteleri kapatarak İtalya’da bütün muhalifleri susturuyor. Dışarıda ise; Libya’ya, Etiyopya’ ya asker
çıkararak yayılmacı niyetini belli ediyor.
İkinci Paylaşım Savaşı’nda da Almanya
safında savaşıp Adolf Hitler ile
birlikte, dünyayı cehenneme çevirdikten sonra, 1945 yılında yenilince her ikisi
de hemen aynı sonu paylaşıyor. Mussolini, 400.000 (dört yüz bin) insanın öldürülmesinden suçlu bulunuyor ve
vurularak idam ediliyor. Hitler ise sadece Yahudilerden altı milyon İnsanı
getto’larda (Yahudi toplama kampları),
gaz odalarında öldürerek soykırım yapıyor. Savaşı kaybedince siyanürle
intihar ediyor. Onlardan geriye, enkaz haline getirilmiş ülkeler ile faşizm
ideolojisi kalıyor.
Faşizm, yirminci yüzyılın ideolojisidir.
Giovanni Gentile (İtalyan filozof), bu ideoloji ile ilgili düşüncelerini yazıyor,
Musolini de onayladıktan sonra 1932 yılında yayımlanıyor.
Faşizm, İtalya kaynaklı olsa da başta
Almanya olmak üzere bütün dünyayı etkilemiştir, etkisini sürdürmeye devam
etmektedir.
Faşist İdeolojisinden de kısaca söz
edelim. Faşist ideoloji, devletten yanadır. Devletle uyum içinde olan insandan
yanadır. Liberalizme karşıdır. Çünkü liberalizm, bireyin özgürlüğünü, dolayısıyla
piyasa ekonomisini savunur, özel teşebbüsü sınırlayan devleti reddeder.
Oysa faşizme göre her şey
devlettedir. Devletin dışında insani hiçbir şeyin değeri yoktur. Devletin
dışında ne bireyler, ne sınıflar, ne sendikalar, ne partiler var olabilir.
Faşist devlet sınıfların birliğini
savunur. O yüzden sosyalizme karşıdır. Anti komünisttir. İnsanları, yasalar
karşısında görece eşit ve bir arada tutan demokrasiye de karşıdır.
Faşist devlet, insan hayatının (gerek
düşünce gerek eylem) her halini kontrolü
altına alır.
Faşist devlette, lidere bağlılık,
devlete bağlılık, milliyetçilik, hatta Nazizm’de olduğu gibi, ırkçılık ön
plandadır.
Kısaca faşist devlet; totaliter,
baskıcı, militarist, yayılmacı ve anti demokratiktir.
Günümüzde hiçbir devlette adı faşist
olan parti yoktur. Ne var ki hemen her devlette, uygulamalarıyla, faşist
diktatörler var olmuştur, var olmaya da devam etmektedirler.
Faşist diktatörler, Mussolini ve
Hitler gibi demokrasinin görece özgürlük alanında gelişip seçimle iktidara
gelirler, Halkın bir kısmını da hamaset ve yalanla yedekleyerek
diktatörlüklerini sürdürürler.
Bunların dışında, Kenan Evren
örneğinde olduğu gibi askeri diktatörlükler de vardır. Ne var ki askeri
diktatörlüklerde, diktatörün halk desteği yoktur.
Faşist diktatörlüklerin içerdeki
gücü, polis gücüdür. Söylemleri hamaset ve yalandır. Uygulamaları:
muhaliflerine baskı, zulüm ve katliamdır. Askeri güç (militarizm) üstünden,
tabir yerindeyse, savaş tamtamları çalarlar. Savaşı kutsarlar.
Hiç kimse kendisini faşist olarak
değerlendirmez. Çünkü faşizm, özellikle İkinci Paylaşım Savaşı’ndan sonra insana,
doğaya, topyekûn dünyaya verdiği zararlar sebebiyle, lanetlenmiş bir ideolojidir.
Faşist düşünce, kişinin beynini örümcek ağı gibi sararak önce kişiye egemen
olur. O kişi, politikacı ise düşüncelerini uygulayabilmek için güçlenmesi
gerektiğini bilir. Güçlenmek için de toplumun desteğine ihtiyacı vardır. Bu
yüzden hamaset yapar, yalan söyler.
Kendisine
yalan söyleyen, herkese yalan söyler.
Toplumun, en azından bir bölümünün, desteğini alarak iktidara yürür. İktidarı
ele geçirince de faşist uygulamaları yavaş ama kararlı bir şekilde yönetim
biçimi haline getirir.
Yazımı şöyle sonlandırmak istiyorum.
Faşizm yalan ile kandıramadıklarını korku ile
sindirir.
Korkularını yenemeyen toplumlar, faşizmin
kurbanlarıdırlar.
------------------------------------------ Tahir Eker