Şahin Yusuf’u yemeğe çağırmıştı. Kendisi cezada iken Suzi’ye yardım edenlere karşı minnet içinde olduğunu belli ediyordu zaten. Akşam Suzi’nin mütevazi evinde özenerek hazırladığı yemeği sessizce yediler. Suzi çok cana yakın davranıyordu. Yemek boyunca in ofisinde çalışanları övdü durdu. Kendisine yapılan yardımlardan etkilendiği belli oluyordu. Sofrayı toplayan Suzi mutfaktan hemen iki fincan çay getirmişti.Koltuklara karşılıklı oturdular.

Şahin Bey çayından bir yudum aldı.

-Şahin Bey 20 sene önce neler oldu?

-Bilmiyor musun?

-Hayır, Şahin Bey çocuktum o zamanlar.

-Neyi merak ediyorsun?

-Sanki şehrin tarihi 20 sene önce kesintiye uğramış 20 sene öncesine ait her şey sansüre uğramış dosyaların büyük bölümü virüslü olduğu için açılmıyor. Büyük bir saldırıdan bahsediliyor bazı yerlerde. Ama ayrıntı yok. Her şeyin başladığı veya bittiği zaman sanki.

-Öylede sayılır Yusuf Bey.20 sene önce yönetim binasına büyük bir saldırı oldu. Eşi görülmemiş bir saldırı.10 dakika içinde veritabanı çöktü. Tüm bilgisayarlar iflas etti. Ardından 46 kişi binaya silahla saldırdı. Saldırıda kaç kişinin öldüğü bugün bile tam olarak bilinmiyor.Şehrin nüfus kayıtları tamamen virüslendi. O gece binaya verilen zarar tam olarak telafi edilemedi. O günden sonra hiç bir şey eskisi gibi olmadı.

-Saldırının faili kimdi?

-Müfettiş İbrahim.

Yusuf meraklanmıştı.

-Senin ve Kılıç Bey’in bağlantısı nedir Müfettiş İbrahim Bey’le?

-Bizim yani Kılıç’la benim bağlantımız olduğunu nerden çıkardın?

-Bilmiyorum Raportör müfettiş doğan 4 kişiden bahsetmişti. İbrahim, Kılıç Bey ve senin Fırtına müfettişler olarak tanındığınızı söyledi. Kılıç Bey’in ofisi İbrahim Bey’den devir aldığını okumuştum. O yüzden böyle düşündüm.

-İbrahim Kılıç’ın kız kardeşiyle evliydi. Benimde en samimi arkadaşımdı.

-Yaaa! Çok ilginç Şahin Bey. Lütfen devam edin.

-Aslında olaylar benim hayat hikâyemle bağlantılı Yusuf Bey.

-Anlatırsan dinlerim Şahin Bey.

Şahin çayından bir yudum daha içti. Sehpanın üstündeki paketten bir sigara yaktı. Mutfaktan Suzi’nin sesi duyuldu.

-Şahin ben gelmeden başlama sakın. Hemen geliyorum.

Gülerek geldi Suzi. Bir elinde ısıtıcı diğerinde küçük bir pasta tabağı vardı. Elindeki ısıtıcıyı fişe takıp küçük pasta tabağını sehpanın üstüne koydu.

-Şahin bana geçmişini hiç anlatmadı desem yalan olmaz Yusuf Bey dedi.

Şahin yeniden çayından bir yudum aldı. Suzi’de dikkatle Şahin’e bakmaya başlamıştı.

-Anlatacak fazla bir şey yok aslında Yusuf Bey. Benimki klasik hikâye.14 yaşındayken annem ve babam gözlerimin önünde öldürüldü. Bu yüzden üst eğitime devam edemedim. 18 yaşıma kadar Vaiz’in himayesinde kaldım.

-Vaiz mi dediniz Şahin Bey? Herkesin bildiği Vaiz mi?

-Şimdiki vaizin babası.

-17 yaşımda bir mağazada çalışmaya başladım. Ailemin ölümüne şahit olmam dengemi bozmuştu. Dengesiz bir kişiliğim vardı. Huzursuz ve asiydim. Etrafımdakilere fiziki zarar vermeye hazır haldeydim. İçimdeki vahşeti bastırmam mümkün değildi. Bir gün mağazayı soymaya çalışanlarla kavga edip hepsini hastanelik edince İbrahim ve Kılıç’la tanıştım. Akademi’yi yeni bitirmiş çalışmaya başlamışlardı. Arkadaşlığımız böyle başladı.Üzerimde çok emekleri vardır. İbrahim sayesinde eğitimimi tamamlayıp müfettişlik kursuna girdim. Ben mesleğe Müfettiş yardımcısı olarak başladım.

Çayı bitmişti. Suzi yeniden çay koydu.

-Birlikte çok güzel günlerimiz oldu. Pek çok operasyona katıldık.

Gözleri daldı Şahin’in. Geçmişteki günleri hatırlamak üzmüştü onu.

-İbrahim başkaydı. İnce duygulu düşünceli ve güvenilir.Kılıç’la baba tarafından akrabadırlar. Kılıç İbrahim’den farklıdır. O günlerde hayattan zevk almaya dayalı bir yaşam felsefesi vardı. Tüm hayatını müfettiş mesleğinin kurallarına göre düzenler. İbrahim Kılıç ve ben şehirde fırtına gibi esiyorduk. Adımız fırtına müfettişlere çıkmıştı.Sonra o olay oldu. Kılıç’ta ben de o sıralarda İbrahim’in bir şeyler planladığını düşünüyorduk ama böylesini hesap edememiştik. Benim ve Kılıç’ın eylem bittikten sonra haberimiz oldu. İbrahim Kılıç ve beni Vaiz’in evine göndermişti o gün. Yaralı olarak Vaiz’in evine gelip kaçma hazırlığı yaparken anlattı kısaca. Ortadan kaybolurken ofisi oğlunu karısını Yirmi Dört örgütünü bana Eğitmen’e ve Kılıç’a emanet etti. Ortadan kayboldu. O günden bu yana haber alamadık ondan. Şahin’in Suzi’nin yanında örgütten rahatça bahsetmesi Yusuf’un dikkatinden kaçmamıştı.

-İbrahim Bey’in adamlarına ne oldu?

-Hepsi öldü.

Son cümleyi söylerken sesi titriyordu Şahin Bey’in. Ölen arkadaşlarını hatırlamıştı muhakkak.Boğazında gıcık varmış gibi öksürdü. Sehpadaki paketten bir sigara alıp yaktı.

-Bu olay bize yani bana ve Kılıç’a çok dokundu. O güne kadar operasyonlara beraber katılmıştık. İbrahim’in bizi bu eylemden uzak tutması çok zorumuza gitti. Kolonilere cezaya gidince düşünmek için çok zamanım oldu. İbrahim bilerek ve çok doğru bir karar vermiş. Eğer bizde eylemde ölmüş olsaydık geride kalanlara sahip çıkacak kimse olmazdı. Ben kendimi tamamen kaybettim ondan sonra. Şehirde tam bir insan avı başlamıştı.İbrahim’e yolda selam verenler bile cezalandırıldı. Çok insan suçsuz yere öldürüldü. Cezalandırıldı. Kılıç ve Baş Eğitmen geride kalanları korumaya uğraşırken ben çıldırmıştım adeta. İçimdeki vahşeti tamamen serbest bırakmıştım. Nerdeyse her gün bir operasyon yapıyordum. Tüm hıncımı suçlulardan almaya başladım.

Çayından bir yudum içti. Sigarasından derin bir nefes çekti.

-O sıralarda bazen Kılıç’a kızıyordum.

-Neden?

-Beni tamamen sokaklara bırakmıştı. Sürekli bana yeni olaylar yeni suçlular buluyordu. Cezadayken çok düşünme fırsatım oldu, Kılıç isteyerek beni sokaklara salmış. Ben yaptığım operasyonlarla o kadar popüler olmuştum ki herkes beni takip etmeye başlamıştı. Bu sayede Kılıç İbrahim ve şehit arkadaşların aileleriyle ilgilenmek için yeterli zamanı buluyordu. Bu sayede Büyük saldırı’dan sonra başlatılan insan avından en az zayiatla çıkmak mümkün oldu. Benim gecem gündüzüm operasyon olmuştu ama Kılıç ve Eğitmen çoğu günler Ofis’te sabahlıyorlardı.

-İbrahim Bey’in ailesine ne oldu Şahin Bey?

-Tam olarak bilmiyorum. Bildiğim Şehrin nüfus kayıtları tamamen virüslendiği için kimlik bilgileri değiştirilmiş olmalı. İbrahim ve arkadaşların aileleri Kılıç ve Yirmi Dört tarafından korundu. Ben bu konuda soru sormadım, araştırmadım. Araştırırsam tehlikeli olacağını düşündüm. Herkes benim ekibimle yaptığım operasyonlara odaklandığı için Kılıç koruma işini halletti sanıyorum. İbrahim’in karısıyla çocuğunun yaşadığını tahmin ediyorum. Ama nerde nasıl ve hangi kimlikle yaşıyorlar bilmiyorum.

Yusuf’un daha soracakları vardı ama sormadı. Öğrendiklerini araştırıp daha sonra sormaya karar verdi. Çayından son yudumu içip ayağa kalktı.

-Yemek için çok teşekkür ederim Bayan Suzi dedi. Ben artık kalkayım. İyi geceler.

Ertesi gün saat 07.30’da büroda karşılıklı oturuyorlardı.

-Şahin Bey senden bir konuyu araştırmanı isteyecektim.

-Konu nedir?

-Bir buçuk ay sonra büyük bir eylem yapılacağını tahmin ediyorum.

-Ne ölçüde büyük?

-Doğum günü kutlamalarında Konsey Başkanı’na suikast düzenleneceğini düşünüyorum. Şehir ağındaki araştırmalarım muhalif grupların sitelerindeki şifreli yazışmalar ve özel gelen bilgiler bunu doğruluyor. Ancak daha çok bilgiye ihtiyacımız var. e gittiğimizde eksik bilgiyle gitmememiz lazım. Haber kaynaklarından araştırabilir misin?

-Elbette Yusuf Bey dedi Şahin. Yalnız…

-Yalnız?

-Eğer böyle bir eylem yapılacaksa bu eylemi engellemek ne derece mantıklı olur sence. Yönetim binası zaten bize düşman.

-Konsey başkanı müfettişlere düşman değil Şahin Bey.Eğer bu eylemi engelleyebilirsek Kılıç Bey’in ofisi yeniden eski popülerliğine kavuşacağı için toplumumuz içinde her şey farklı olacak. En azından ben böyle düşünüyorum. -Şehir meydanını dikkatle incelemeni merak etmiştim. Demek bu yüzdenmiş.

Yusuf gülümsedi.

-Çok dikkatlisin Şahin Bey. Formundan kaybetmemişsin.

-Öyle olmak zorundayım Yusuf Bey. Sağ kalmak için.

-…

-Tamam, Yusuf Bey ben gidiyorum o zaman diyen Şahin çıktı gitti.

İki gün ortalarda gözükmedi. Akşam eve uyumaya gelmedi. İkinci gün akşam saat 10 da eve geldiğinde yorgun olduğu her halinden belliydi. Yusuf bilgisayarın başında çalışırken mutfakta kendisine çorba hazırlayıp karnını doyurduktan sonra ısıtıcıdan çay alıp Yusuf’un

karşısına oturdu. Yusuf bilgisayarda işini bitirip kapattı. Dinlemeye hazırdı.

( Yirmi Dört 9 Tatil Bitti başlıklı yazı Mustafa ESER tarafından 30.09.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.