Kalemin hem kelâmın, muazzam onuru var
Hakikatin şükür ki, derinden şuuru var
Devşiren şu zamanın, âşina bir tarafı
Her taze sabah ile, yenilenen turu var
Ayların hem yılların dönen her bir mevsimin
Sırasıyla her şeyin, nizâmî düstûru var
Güneş ayrı bir âlem, göz kırpmada yıldızlar
Gecesi gündüzüyle, göklerin sürûru var
O ne mes’ud hadise, bayağı bu hayatta
Hakkın bâtılı derdest edecek uğuru var
''Er-Rezzâk” adıyla ki, rızkı taksim eden “O”
Kiminin pirzolası, kiminin bulguru var
Adaleti gözetip, hikmetle çalışanın
Yüzünde o bilindik o haklı gururu var
''Ahsen-i takvim'' üzre, yaratılmış insanın
Nafile katmer katmer, ard arda kusuru var
Bir imtihan dünyası, var olan her yönüyle
Mü'mini, münafığı, yobazı, gavuru var
Malla mülkle övünmek, belli ki süflî tavır
Kaçınılmaz herkesin, kabirden çukuru var
Kıyamet alarmıyla, tüm sesleri kesecek
Hâli hazır elinde, İsrafil'in sûru var
Saklı açık ne varsa, sofrasında topyekûn
O mizan sırasında, beklenen zuhuru var