‘’Üç kere öptüm sözcükleri

Terledim, yine öptüm

Bir içerden bir dışarıdan öptüm.

 

Muradım neydi, anladım

Şimdi bir yılkının üzüncüyüm.’’

 

(İ. Karakurt)




 

 

Taslak yüklü bellek

Ellerimde yetim bir izdiham

En çok kendine yenik düşen

Şerefli bir mizan

Ölüme öykünen her renkte saklı

Kozasından sızan irin gibi

Yaslı ruhun derdi t/asası.

 

Ölümcül bir methiye

Dirlik karşıtı bir ferman:

Nazire yüklü hazanda saklı belki de

Zamansız metruk gölgelerin oynaştığı her hece.

 

Kem gözlerde örselenen elem yüklü küfem

Dayandığım kadar da dayattığım

Ne çok mevsim

İlla ki son bahara yenik düşen.

 

Hutbeler duymak isteyen bir yürek belki de

İçimde kalan ukde

Devranda kayıtlı olduğum da tek yalan:

Köhne geçmişin kazdığı çukur

Üzerinden atlayamadığım o eşik

Bentlere yakalanıp, esir düşmüş sefil benlik.

 

Ne beylik bir kelamda saklı özüm

Ne hezeyan yüklü buluta da dönük yüzüm.

Allah’ını bilen çok derin bir hüzün

Kaynakçası aşk ve mevsim:

Bir Ekim güncesinden firar eden

Yalın bir hece:

Yakalandığım bilip bilmeden

Öksüzlüğüm de sanma ki yalan.

 

Duvarlar örmek

Beyhude mezar aşkın akışkanlığında:

Yaşadığım mı sanırsın ki kaldı yanıma kar?

 

Sefası bitmeyen yeknesak düzen:

Cefayı yüklenenden soracaksın rahmeti

Bir de kuşanan aşkı ve rehaveti:

Ilgaz hangi dağ?

Aşk hangi sonsuz uzam?

Yas’ından kaldıramayıp da başını

Yaslandığım bir dağ

Kim bilir hangi karede saklı bunca izdiham?

 


( Allah'ını Bilen... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 12.10.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.