Melikeden azarı işiten Kılıç Bey hiç konuşmadan bürosuna inmişti. Arkasından Şahin ve Eğitmen’de büroya girip koltuklara oturdular. Bir süre hiç kimse konuşmadı.Şahin daha fazla dayanamadı. Dahili telefonla çay söyledi. Sekreterin getirip servis yaptığı çayları sessizce içtiler. Sessizliği Şahin bozdu.

-Melike formundan kaybetmemiş, dedi. Fırçasını attı gitti.

-Melike haklı Şahin.

Kısa bir süre daha sessizlik oldu.

-Bundan sonrası için ne düşünüyorsun Kılıç?

-Nasıl yani eğitmen?

-Başmüfettişler kuruluna seçildin. Daha farklı olacak her şey. Yönetim binasında, mecliste çalışman gerekecek.Daha fazla yetki daha fazla sorumluluk demek.

-Haklısın Eğitmen ama henüz düşünmedim. Kurulun vereceği görevi öğrenmeden düşünmeye gerek yok.

Ertesi gün Yusuf saat 6,00 da kalktı. Kendisini iyi hissediyordu. Ofiste çalışması zor olabilirdi ancak yatmaktan sıkılmıştı. Vücudundaki ezikler iyileşmişti.Ağrıları azalmıştı. Banyoya girdi. Üniformasını askıdan indirdi. Özlemişti üniformasını. Üzerini giyip sessizce evden çıktı aşağıya kafeye indi. Kafede çalışanlar Yusuf’u sıcak karşıladılar. Arkada boş bir masaya oturdu. Kafenin dolması fazla sürmemişti. Gece vardiyasından gelen ve göreve gidecek olanlar doldurmuştu kafeyi. Yusuf çorbasını içerken Raportörün içeriye girdiğini gördü. Raportörde onu görmüştü. Gülerek masaya yaklaştı. Selam verip masaya oturdu.

-Görevinize başlamayı mı düşünüyorsunuz yoksa Yusuf Bey? dedi. Henüz tam olarak iyileşmediniz.

-15 gündür yatıyorum Raportör. Yatmaktan hastalanacağım.

Raportör güldü.

-Suzi’nin haberi var mı?

-Hayır, çıkarken kalkmamışlardı. Bayan Suzi’ye yeterince sıkıntı verdim zaten.

-Dert etmeyin bunu. Suzi hayatından memnun.

Sustu.

-Erkek kardeşimiz olmadığı için sizi kardeşi gibi gördü galiba. Zaten size bakmayı gönüllü istedi. Merak etmeyin.

Başka bir şey konuşmadan kahvaltılarını yaptılar.Büroya geçtiler. Yusuf dijital kartını kasaya yerleştirip bilgisayarını açtı. Şehir ağında gezinti yaptı.10 dakika sonra Raportör elinde çayla gülerek içeri girdi.

-Birkaç gün içinde önemli misafirleriniz gelebilir dedi.

-Anlayamadım.

-Konsey Başkanının asistanı her gün arayıp sizi soruyor.Ziyarete gelecekmiş. Babasını kurtardığınız için teşekkür ziyareti anlayacağınız.

-?

-Başkanın kızları Valentina ve Lola aynı zamanda başkanlık asistanıdırlar.

Yarım saat sonra Şahin Bey ve Suzi geldiler büroya. Suzi çok ısrar ettiyse de fayda etmedi. Yusuf artık iyileştiğini düşünüyordu. Suzi ısrarın faydasız olduğunu fark edince ısrar etmedi. İşe gideceğini söyleyip çıktı. Saat 10 a kadar büroda sıradan işlerle uğraştılar.Yusuf Şahin Beye aklındaki bazı şeyleri sormak istiyordu ancak soramadı. Şahinin konuşmayı sevmediğini öğrenmişti. Kendisi anlatana kadar sormamaya karar verdi. Saat 10.00’da dâhili telefonun ışığı yanınca açtı.Raportördü:

-Kılıç Bey Şahin Beyi ve sizi odasına çağırıyor.

Kılıç Beyin odasında iki kadın vardı. Kılıç Bey tanıştırdı.

-Bayan Lola. Konsey Başkanının kızı ve İdari asistanı.

Kadın kısa saçlıydı ve erkeksi bir siması vardı. Tokalaşırken güldü. Daha doğrusu yüzü acı çekermiş gibi bir hal aldı.

-Bayan Valentina Konsey başkanının kızı ve Mali asistanı.

Valentina ablasından farklıydı. Uzun kumral saçlıydı. Kalın kirpikli iri gözleri vardı. Gülünce gözlerinin içi gülüyordu adeta. Karşılıklı oturdular. Lola gözlerini dikip konuşmaya başladı.

-Burada hem başkanlık asistanları hem de başkanın kızları olarak bulunuyoruz. Öncelikle sizlere çok teşekkür ederiz. Başarılı olduğunuz operasyonla babamın hayatını kurtardınız. Sizlere minnettarız.

Yusuf’un canı konuşmak istemiyordu. Dizine bir parmak dürtüyordu. Şahin Bey cevap vermesini bekliyordu. İsteksizce cevap verdi.

-Teşekküre gerek yok Bayan Lola. Görevimizi yaptık.Bütün müfettişler aynısını yaparlardı. İnsanları korumak bizim görevimiz.

Gözleri Valentinanın gözleriyle karşılaştı. Tuhaf oldu birden. Bütün vücudunu ter bastı. İlk defa böyle oluyordu. Yan gözle baktı. Şahin Bey kıs kıs gülüyordu.Valentinada gülüyordu. Başını eğdi. Lola Kılıç Beye dönüp konuşmaya devam etti.

-Babam sizleri Yönetim binasının 12 inci katında bulunan Başkanlık konutunda ağırlamak istiyor. Özellikle rica etti. Başkanlık konutunda sizlere lisans ve görev belgelerinizi verecek.

-Teşekkür ederiz Bayan Lola. Sayın başkana teşekkürlerimi iletirseniz memnun olurum.

Lola kardeşine baktı. Valentina gözlerini Yusuf’a dikmiş bakıyordu. Lolanın baktığını fark etmedi bile.Lola parmaklarıyla dürtünce şaşırdı birden. Utandığı belli oluyordu. Ayağa kalktılar.

-Size tekrar teşekkür ederiz Kılıç Bey. Size ve tüm ofis çalışanlarınıza. Ben davet gününü ayarlar size bildiririm.

Yusuf bürodan çıkınca Şahin Kılıç Bey’e;

-Eğitmen bizi çağırıyor dedi. Bizimle konuşmak isteyen biri varmış.

-Kimmiş Şahin? Tanıyor muyuz?

-Süleyman diye biri Kılıç. Eğitmen senin tanıdığını söyledi. İsmi hatırlamazsa Yıldız han dersen hatırlar dedi.

Kılıç Bey arabada Eğitim merkezine giderken hafızası gerilere gitti.20 yıl önceydi. İbrahim Eğitmen,Şahin ve kendisini Vaiz’in evine göndermişti. Geç saatte yaralı halde gelen İbrahim kısaca yaptıkları eylemden bahsetmiş. Kılıç Beye kilitli bir çanta bırakıp ortadan kaybolmuştu. Yirmi Dört komuta kademesinin temasa geçeceğini söylemiş. Kılıç Bey’den kendi görevini devralmasını rica etmişti. Ertesi gün soruşturmaya alınmışlar ancak akşam bulundukları yeri ispat ettikleri için serbest kalmışlardı. İki gün sonra Yirmi Dört temasa geçmişti. Eğitmen’le birlikte toplantı için Kılıç Bey’in çiftlik evine gitmişlerdi. Evin etrafında tanımadığı kişiler güvenlik halkası oluşturmuşlardı. Salonda 6 kişi vardı.Beş kişi halka şeklinde sağ dizlerini üstüne oturarak bir daire oluşturmuşlardı. Önlerinde ışıkta parlayan üzerlerinde yıldız kabartması bulunan altın kaplama tabakalar bulunuyordu. Halkanın başında kır ve uzun saçlı biri bağdaş kurmuş oturuyordu. Lider bu adam olmalıydı. Eğitmen beklenmedik bir hareket yaptı. Sağ dizini yere koyup sağ yumruğunu kalbinin üstüne koyarak lider olduğu belli olan yaşlı adama selam verdi. Yaşlı adam selamı başıyla aldı eliyle işaret edince Eğitmen halkaya sağ dizinin üstüne oturup dâhil oldu. Kılıç Bey bu tür ritüellere alışkın değildi. Bu yüzden umursamadı.

Sadece başıyla selam verip en yakınındaki koltuğa oturdu. Beklemeye başladı. Yaşlı adamın sağındaki biri konuşmaya başladı.

-Tukyu. Gökhan üç gün önce hücresiyle Yönetim binasına Hanlar Meclisi’nden izin almadan büyük bir saldırı yaptı.45 arkadaşımız saldırıda öldü. Yönetim binasının zayiatını bilmiyoruz. Gökhan eylemden sonra bildiğimiz kontrollü yoldan şehirden ayrıldı.

-Teşekkür ederim Denizhan. Yıldızhan sen neler diyeceksin?

Kılıç Bey bakışlarını Yıldızhan denilen kişiye çevirdi. İbrahim’le birlikte gördüğü bu genç adam bildiği kadarıyla Yönetim binasında çalışıyordu. Yıldızhan bakışları yerde konuşmaya başlamıştı.

-Denizhan haklı Tukyu. Gökhan uzun zamandır Hanlar Meclisinden izin almadan bir saldırı hazırlığı içindeydi. Hazırlığın bazı aşamalarında ben yardım ettim.Hücresindeki arkadaşlarıyla hazırladıkları virüs programıyla yönetim binasının bütün bilgisayarlarını hacklediler. Şehrin nüfus kayıtları kullanılamayacak ve erişilemeyecek kadar bozulmuş durumda. Eyleme katılanların deşifre edilememesi için yapıldı bu hackleme. Buraya kadar bende eylemin içindeydim.Gökhan benimle dün temasa geçti. Dediğine göre bir sızma olmuş. Bir köstebek eylemi yönetim binasına haber vermiş. Eylem bu yüzden başarısız olmuş. Benim şahsi görüşüm eylem başarılı olmuştur. Her ne kadar bundan sonrası toplumumuz için ciddi riskler taşısa da eylem başarılıdır. Zaten iş işten geçmiştir. Toplumuzu korumak için neler yapacağız. Bunu konuşalım. Gökhan eylemden bizleri haberdar etmediği ve uzak tuttuğu için elbette ki suçludur. Ancak olan olmuştur. Gökhan’ın iletmem gereken bir ricası vardır.

Yıldızhan geriye dönüp Kılıç Beye elini uzattı.Kılıç Beyin cebinden çıkartıp uzattığı altın kaplama tabakayı Tukyu’nun önüne doğru iteledi.

-Gökhan altın tabakasını ve diğer emanetlerini Kılıç Bey’e bırakmış. Kılıç Beyin kendi yerine komuta kademesinde görevlendirilmesini istiyor.

-Siz ne düşünüyorsunuz Kılıç Bey diye sordu Tukyu.

-Böyle bir görevi kabul etmem düşünülemez Tukyu. Sizler benim için sistemin dışında gizli bir örgütsünüz. Sizinle organik bağ içinde çalışmam bütün prensiplerime aykırı.Soruşturma sırasında eylemde adı geçenlerin hepsini tanıyorum. Ayrıca kız kardeşim Melike ve yeğenim Yusuf yüzünden sizinle bağlantılı çalışmam gerekiyor.Kardeşimi ve diğer tanıdığım arkadaşlarımın ailelerini korumak zorundayım. Bu yüzden sizin içinizde olamam ama bağlantımı kesemem.

Tukyu bir süre sessiz kaldı. Karşısında bakışları yere dikmiş oturanlara baktı.

-Haklısınız Kılıç Bey. Şu anda siz bize biz de size mecbur durumdayız. Denizhan, Yıldızhan, Dağhan, Gün han, Ayhan.

Tukyunun ismini söylediği adamlar bakışlarını Tukyu’ya çevirip başlarını eğerek onay verdiler.

-Gökhan artık aramızda olmayacak. Dün benimle de temasa geçti. Olanları anlattı. Yapılan eylemle ilgili söyleyecek bir söz kalmamıştır. Bundan sonrasını düşünüp planlamalıyız. Eğitmen Gökhan’a vekâleten kısmi yetkiyle toplantılara katılacak. Kılıç Beyle devamlı temas içinde olacak. Yönetim binasının ve Khaos’un saldırılarına karşılık olarak elimizdeki bütün suç dosyaları ve istihbarat Kılıç Beye akacak. Gökhan’ın tabakası Kılıç Bey’de kalacak. Zamanı gelince isteyeceğiz.Hepimiz eylemde şehit olan arkadaşlarımızın ailelerini gerektiğinde hayatımızı tehlikeye atmak pahasına koruyacağız. Toplantı bitmiştir.

Tukyu sözlerini bitirmişti. Oturanlar sağ yumruklarını kalplerinin üzerine koyarak selamlayıp kalktılar. Sessizce dağıldılar.

( Yirmi Dört 18 başlıklı yazı Mustafa ESER tarafından 18.10.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.