ÇA­­YCI ÇIRAĞI TAKAVİT


­­Şeh­­rin ba­­tı­­ya açı­­lan çı­­kış yo­­lu ya­­kın­­la­­rın­­da bir park. Par­­kın or­­ta ye­­rin­­de Mar­­ma­­ra De­­ni­­zi’­­nin min­­ya­­tü­­rü fıs­­ki­­ye­­li bir ha­­vuz . Ha­­vu­­zun on on beş met­­re gü­­ne­­yin­­de yaz kış ça­­lış­­tı­­rı­­lan bir çay oca­­ğı.
      Yaz mev­­si­­mi­­nin son gün­­le­­rin­­de­­yiz. Gün­­ler­­den çar­­şam­­ba. Bir­­bi­­rin­­den be­­şer onar met­­re ara­­lık­­lar­­la yer­­leş­­ti­­ril­­miş on beş- on al­­tı ci­­va­­rın­­da for­­mi­­ka kap­­lı ma­­sa­­lar ve çev­­re­­le­­ri­­ne üçer be­­şer sı­­ra­­lan­­mış plas­­tik san­­dal­­ye­­ler. Ma­­sa­­nın bi­­rin­­de dört ki­­şi­­lik bir ai­­le. Di­­ğer bir ma­­sa­­da okul­­la­­rın­­dan er­­ken çık­­mış ya da oku­­lu kır­­mış üç ki­­şi­­lik öğ­­ren­­ci gru­­bu, ha­­va­­dan su­­dan ko­­nuş­­mak­­ta­­lar. Üç adet sırt çan­­ta­­sı ma­­sa­­nın tam or­­ta­­sın­­da ağ­­zı var di­­li yok sa­­de­­ce din­­le­­me­­de. Bir baş­­ka ma­­sa­­da üç ye­­tiş­­kin, bi­­ri akıl­­lı te­­le­­fo­­nuy­­la meş­­gul, di­­ğe­­ri ga­­ze­­te­­sin­­de­­ki bul­­ma­­ca­­yı çöz­­mek­­te, be­­ri­­ki bir not def­­te­­ri­­ne bir şey­­ler ka­­ra­­la­­mak­­ta. Ve de Ber­­mu­­da şey­­tan üç­­ge­­ni gi­­bi eş­­ke­­nar üç­­gen şek­­lin­­de sa­­ca­­ya­­ğı ko­­nu­­mun­­da bir­­bi­­ri­­ne ya­­kın üç ay­­rı ma­­sa­­da tek ba­­şı­­na ken­­di ha­­lin­­de dü­­şün­­ce­­le­­re dal­­mış ade­­ta boş­­luk­­ta do­­lu bir şey­­ler ara­­yan üç ki­­şi.

    Par­­kın dört bir ya­­nı ye­­tiş­­kin çam ağaç­­la­­rıy­­la çev­­ri­­li. İç ke­­sim­­ler­­de tek tük akas­­ya ağaç­­la­­rı ve da­­ha çok göl­­ge­­lik va­­zi­­fe­­si gö­­ren dut ağaç­­la­­rı var.
    Bu park bir za­­man­­lar ken­­tin eğ­­len­­ce mer­­ke­­zi idi. Bil­­has­­sa ra­­ma­­zan ayı bo­­yun­­ca özel­­lik­­le ba­­har ve yaz ay­­la­­rın­­da bu park­­ta kent aha­­li­­si şen şak­­rak gün­­ler ya­­şar ve ke­­sin­­ti­­siz eğ­­le­­nir­­di. Bay­­ram son­­ra­­sın­­da şen­­lik so­­na erer , ço­­cuk­­la­­rın ba­­lon­­la­­rı mas­­ma­­vi gö­­ğe doğ­­ru bi­­lin­­mez yol­­cu­­luk­­la­­ra çı­­kar­­dı.­­Bay­­ram se­­vin­­ci bir son­­ra­­ki bay­­ra­­ma er­­te­­le­­nir­­di.­­Son­­ra­­ki gün­­ler­­de ye­­tiş­­kin­­ler gün­­de­­lik iş­­le­­ri­­ne dö­­ner­­ler,­­bü­­yük­­ler için cur­­cu­­na ve şen­­lik son bu­­lur­­du.

    Bu par­­kın çay oca­­ğın­­da bay­­ram ha­­va­­sı yıl­­lar­­ca yaz ve kış hep de­­vam et­­ti. Es­­ki­­den bü­­yük­­le­­ri­­miz; “Şe­­re­­fu’l-­­mekân bi’l-­­me­­kin”  ya­­ni, bir ye­­rin şe­­re­­fi, ora­­da­­ki in­­san(­­lar)­­dan ge­­lir, der­­ler­­di. Bu me­­ka­­nı me­­kan ya­­pan bu­­ra­­yı ça­­lış­­tı­­ran Ali Abi, gün­­gör­­müş, ça­­lış­­kan, dü­­rüst ve bil­­ge bir ki­­şiy­­di. Ağır baş­­lı va­­kur bir ka­­rak­­te­­re sa­­hip­­ti. Mi­­za­­hı se­­ver, hiç kim­­se­­yi in­­cit­­me­­den şa­­ka­­lar ya­­par ve in­­cin­­me­­ye­­cek şe­­kil­­de ya­­pı­­lan şa­­ka­­la­­ra kat­­la­­nır­­dı.
Ali Abi or­­ta boy­­lu or­­ta yaş­­lar­­da saç­­la­­rı epey­­ce ağar­­mış kül­­tür­­lü bir ki­­şiy­­di. Gün­­lük ga­­ze­­te­­le­­ri ta­­ki­­be­­der, her haf­­ta ba­­şın­­da Ak­­ba­­ba Mi­­zah Der­­gi­­si’­­nin çay oca­­ğı­­na gel­­me­­si­­ni dört göz­­le bek­­ler­­di.­­Taş­­la­­ma­­lı haş­­la­­ma­­lı şi­­ir­­ler, mi­­za­­hi öy­­kü­­ler ve ka­­ri­­ka­­tür­­ler ne­­şe­­si­­ne ne­­şe ka­­tar­­dı. Çay oca­­ğı müş­­te­­ri­­le­­ri­­ne çok be­­ğen­­di­­ği ka­­ri­­ka­­tür­­le­­ri gös­­te­­rir “Bir ka­­ri­­ka­­tü­­rist ol­­say­­dım şu­­ra­­ya iki adam da­­ha çi­­zer­­dim”, der­­di. Bir baş­­ka gün öy­­kü­­de­­ki bir ke­­li­­me­­ye ta­­kı­­lır ,”­­He­­lal be üs­­ta­­dım .Bu ke­­li­­me bu­­ra­­ya cuk otur­­muş” der­­di. Bir de­­fa­­sın­­da Nam­­dar Rah­­mi Ka­­ra­­tay­­’ın 1952 yı­­lın­­da ba­­sıl­­mış “GEÇ­­Tİ BOR­­’UN PA­­ZA­­RI” ad­­lı şi­­ir ki­­ta­­bı­­nı araş­­tı­­rıp bul­­dur­­muş. Ki­­tap eli­­ne geç­­ti­­ğin­­de ade­­ta ha­­va­­la­­ra uç­­muş­­tu.
    “­­Bi da­­ki­­ka ar­­ka­­daş­­lar ba­­kın ne oku­­ya­­ca­­ğım”,­­de­­yip ; “Nam­­dar Rah­­mi Ka­­ra­­tay­­’ın 
­­GEÇ­­Tİ BO­­RUN PA­­ZA­­RI baş­­lık­­lı şi­­i­­ri­­ni oku­­muş­­tu.
    ‘‘­­Baş­­ta ka­­vak yel­­le­­ri es­­ti­­ği gün­­ler ha­­ni? / Um­­du­­ğu­­muz ne­­şe­­ler, şe­­ref­­ler, ün­­ler ha­­ni? / Bek­­le­­ni­­len alay­­lı, şan­­lı dü­­ğün­­ler ha­­ni?
­­Ser­­vi gi­­bi ümit­­ler dön­­dü bi­­rer iğ­­de­­ye, / Geç­­ti Bor­­'un pa­­za­­rı sür eşe­­ği Niğ­­de'­­ye!......

    Gün­­ler bir­­bi­­ri­­ne­­,i­­sim­­ler baş­­ka isim­­le­­re ben­­zer, fa­­kat bu­­gün fark­­lı bir gü­­nü ya­­şı­­yor­­du çay oca­­ğı müş­­te­­ri­­le­­ri. Ya­­zın son gün­­le­­ri­­nin bi­­rin­­de Ali Abi’­­nin as­­ker­­lik ar­­ka­­da­­şı gel­­miş­­ti çay oca­­ğı­­na. Ge­­len ki­­şi ko­­nuş­­ma tar­­zı dav­­ra­­nış­­la­­rı ve mi­­mik­­le­­riy­­le her­­ke­­se ta­­nı­­dık ge­­li­­yor­­du.­­Müm­­taz Bey ken­­di­­si­­ni il­­giy­­le iz­­le­­yen­­le­­re dö­­ne­­rek; “ Gü­­nay­­dın ar­­ka­­daş­­lar.­­Ken­­di­­mi siz­­le­­re ta­­nıt­­ma­­yı unut­­tum­­.As­­ker­­lik ar­­ka­­da­­şım Ali Bey­­’i ara­­da sı­­ra­­da zi­­ya­­ret ede­­rim.­­Te­­la­­şım­­la siz­­ler­­le il­­gi­­le­­ne­­me­­dim ku­­su­­ra bak­­ma­­yın.­­Te­­le­­viz­­yon ek­­ran­­la­­rın­­da bir za­­man­­lar şa­­ka­­la­­ma proğ­­ra­­mım var­­dı­­.Or­­dan bi göz aşi­­na­­lı­­ğı­­nız var­­dır mut­­la­­ka .
    Na­­sıl­­sı­­nız ?..”…­­Çay oca­­ğı müş­­te­­ri­­le­­ri bi­­rer iki­­şer ge­­lip Müm­­taz bey­­le to­­ka­­laş­­tı­­lar.­­Ki­­min ak­­lın­­da şa­­ka proğ­­ra­­mın­­dan bir­­kaç ens­­tan­­ta­­ne var­­sa art ar­­da sı­­ra­­la­­ma­­ya baş­­la­­dı.­­Mak­­sat ta­­nı­­şık­­lı­­ğı iler­­let­­mek şa­­ka­­la­­na­­cak ki­­şi bu­­lup Müm­­taz be­­yin iş­­bir­­lik­­çi­­si ola­­rak anı­­lar­­da yer al­­mak­­tı.
    Bu sı­­ra­­da çay oca­­ğı­­nın çı­­ra­­ğı Ta­­ka­­vit la­­kap­­lı, Ali Abi’­­nin ye­­ğe­­ni on bir- on iki yaş­­la­­rın­­da­­ki Ve­­li de gel­­miş­­ti. Ve­­li, ka­­ra ku­­ru cı­­lız fa­­kat sağ­­lık­­lı at­­le­­tik bir ço­­cuk­­tu.­­Beş ya­­şın­­da iken ba­­ba­­sı­­nı bir tra­­fik ka­­za­­sın­­da kay­­bet­­miş Ali am­­ca­­sı­­nı ba­­ba ya­­rı­­sı bil­­miş bu yaş­­ta çay oca­­ğı de­­ni­­len bu li­­ma­­na sı­­ğın­­mış­­tı. An­­ne­­si­­,ab­­la­­sı ve ağa­­be­­yi ile ken­­te en ya­­kın köy­­de ya­­şı­­yor­­lar­­dı.­­Bir kü­­çük bağ­­la­­rı ile bü­­yük­­çe bir zey­­tin­­lik­­le­­ri var­­dı.
 
    Ta­­ka­­vit da­­ha ön­­ce­­ler­­den ta­­nı­­dı­­ğı Müm­­taz be­­yin eli­­ni öp­­tü.”­­Hoş gel­­din Müm­­taz am­­ca” di­­ye­­rek ha­­li­­ni ha­­tı­­rı­­nı sor­­du ve bo­­şa­­lan bar­­dak­­la­­rı yı­­ka­­mak için oca­­ğa yö­­nel­­di.
    Müm­­taz bey çay oca­­ğı aha­­li­­si­­ne dö­­ne­­rek ; “ Ar­­ka­­daş­­lar !... Fır­­sat ha­­zır aya­­ğı­­nı­­za gel­­miş­­ken iş­­let­­mek is­­te­­di­­ği­­niz, şa­­ka­­ya kat­­la­­na­­bi­­le­­cek tür­­den bi­­ri var­­sa bir­­lik olup iş­­le­­te­­lim mi?...”
    “­­Ne­­den ol­­ma­­sın”…”­­Var var hiç ol­­maz mı?”…”…­­”Üs­­ta­­dım ha­­vu­­zun ke­­na­­rın­­da tek baş­­la­­rı­­na ay­­rı ay­­rı ma­­sa­­la­­ra ku­­rul­­muş üç adet aday ada­­yı var”…­­Müm­­taz bey sö­­ze gi­­re­­rek,­­”Ar­­ka­­daş­­lar bun­­lar prob­­lem­­li in­­san­­lar­­sa ba­­şı­­mı­­za iş al­­ma­­ya­­lım.”…­­”Al­­maz­­sı­­nız, so­­run çık­­maz Müm­­taz bey.­­Çı­­kar­­sa çık­­sın suç olu­­şur­­sa biz ka­­bul­­le­­ni­­riz.”..”­­Hem böy­­le bir ti­­yat­­ro­­yu bu­­gün oy­­na­­ma­­ya­­ca­­ğız da ne gün oy­­na­­ya­­ca­­ğız Müm­­taz bey.” Der bir baş­­ka­­sı. Bir di­­ğe­­ri “Pi­­lav­­dan dö­­ne­­nin ka­­şı­­ğı kı­­rıl­­sın” de­­yin­­ce Müm­­taz bey ha­­re­­ke­­te ge­­çer­­.A­­li Abi’­­nin ya­­nı­­na iyi­­ce yak­­la­­şır ku­­la­­ğı­­na eği­­le­­rek fı­­sıl­­tıy­­la “ Bun­­la­­rın se­­ni kız­­dı­­ra­­cak söz­­le­­ri­­ni dav­­ra­­nış­­la­­rı­­nı bi zah­­met söy­­le ba­­ka­­lım” der.
­­A­­li Abi de Müm­­taz be­­yin ku­­la­­ğı­­na bir şey­­ler fı­­sıl­­dar ve ocak­­ta si­­pa­­riş bek­­le­­yen ye­­ğe­­ni Ta­­ka­­vit­­’e ses­­le­­nir.
    “­­Ta­­ka­­vit gel ev­­lat. İşi­­ni gü­­cü­­nü bı­­rak ace­­le bu­­ra­­ya gel.­­Müm­­taz am­­ca­­na ve ba­­na bi­­rer or­­ta kah­­ve yap ön­­ce­­.Ar­­ka­­daş­­la­­ra da bi­­rer çay ben­­den.­­Sa­­kın kim­­se­­den pa­­ra al­­ma.­­Çay­­lar mü­­es­­se­­se­­den.­­Bi­­rer bar­­dak da su ver­­me­­yi unut­­ma.­­Ma­­lum ken­­ti­­mi­­zin ade­­ti­­dir.”
“­­Ta­­mam­­dır us­­tam. Çay­­larrrrr….” de­­yip ön­­ce iki kah­­ve­­yi ve iki bar­­dak su­­yu am­­ca­­sıy­­la Müm­­taz be­­ye ge­­ti­­ren Ta­­ka­­vit da­­ha son­­ra çay­­la­­rı ha­­zır­­la­­yıp da­­ğıt­­mak üze­­re tek­­rar oca­­ğa gi­­der.
    Çay­­la­­rı­­nı yu­­dum­­la­­mak­­ta olan­­lar ken­­di ara­­la­­rın­­da fis­­ko­­sa baş­­la­­mış­­lar­­dır. Te­­ker te­­ker ma­­sa­­la­­ra sad­­ra­­zam gi­­bi ku­­rul­­muş tek ki­­şi­­lik or­­du­­la­­rıy­­la baş ba­­şa kal­­mış bu üç ki­­şi an iti­­ba­­rıy­­la çok önem­­li­­dir on­­lar için.­­Bi­­ri ar­­pa­­cı kum­­ru­­su gi­­bi dü­­şün­­mek­­te,­­di­­ğe­­ri dut ye­­miş bül­­bül gi­­bi sus­­mak­­ta­­,ö­­te­­ki de su içen kuş­­lar gi­­bi ara sı­­ra ba­­şı­­nı ha­­va­­ya dik­­mek­­te­­dir.
    Ne di­­yor­­du bu ken­­tin, İl­­ha­­mi mah­­la­­sıy­­la da şi­­ir­­ler ya­­zan şa­­i­­ri… ! : 
 
U­­MUT­­LAR
­­Ku­­şa dön­­dü umut­­lar
­­Çır­­pı­­nı­­şın­­dan bel­­li.
Kâh ko­­nup kâh uçu­­şun­­dan,
­­Te­­pe­­mi­­ze ko­­nu­­şun­­dan bel­­li.
 
­­Ku­­şa dön­­dü umut­­lar,
­­Su içe­­cek­­miş gi­­bi;
­­Ba­­şı­­nı kal­­dı­­rı­­şın­­dan bel­­li.
­­Ar­­pa­­cı kum­­ru­­su gi­­bi dü­­şü­­nüp
­­Da­­lıp gi­­di­­şin­­den bel­­li.
 
­­Ku­­şa dön­­dü umut­­lar,
­­O­­ra­­sın­­dan bu­­ra­­sın­­dan kır­­pı­­lıp;
­­Dut ye­­miş bül­­bül gi­­bi,
­­Su­­sup du­­ru­­şun­­dan bel­­li...
 
    Kah­­ve­­ler çay­­lar , üs­­tü­­ne üst­­lük su­­lar da içil­­dik­­ten son­­ra Ali Abi Ta­­ka­­vit­­’e ses­­len­­di.
“­­Ta­­ka­­vit . Kal­­la­­vi fin­­can­­da sa­­de bir kah­­ve yap ta­­ba­­ğı­­nın ke­­na­­rı­­na tek şe­­ker at , iki de dem­­li çay yap gel.­­Yan­­la­­rın­­da su­­la­­rı da ol­­sun. Ce­­vat, Ca­­vit , Şe­­fik am­­ca­­la­­rı­­na gö­­tü­­re­­cek­­sin. Kah­­ve Şe­­fik am­­ca­­nın. Müm­­taz am­­can bir şey­­ler ve­­re­­cek uğ­­ra­­ma­­dan git­­me,­­ta­­mam mı? “….”­­Ta­­mam­­dır us­­tam.”…
    Ta­­ka­­vit as­­kı­­ya yer­­leş­­tir­­di­­ği fin­­can­­da­­ki kah­­ve, iki bar­­dak­­ta iki çay ve üç bar­­dak su ile Müm­­taz be­­ye yak­­la­­şır. Müm­­taz bey as­­kı­­ya bir şey­­ler bı­­ra­­kır bir hey­­kel­­tı­­raş öze­­niy­­le üç par­­ça nes­­ne­­yi yer­­li ye­­rin­­ce as­­kı­­ya yer­­leş­­ti­­rir.
    Ta­­ka­­vit gül­­me­­si­­ni zor zapt ede­­rek bir eli ağ­­zın­­da di­­ğer eli as­­kı­­da Ber­­mu­­da Şey­­tan Üç­­gen­­’i­­ne doğ­­ru yol alır.
­­Ta­­ka­­vit ön­­ce Şe­­fik be­­yin ma­­sa­­sı­­na yak­­la­­şır. Ayak ses­­le­­rin­­den Ta­­ka­­vit­­’in ken­­di­­si­­ne kah­­ve ge­­tir­­di­­ği­­ni an­­lar . İs­­te­­nil­­me­­den ge­­len kah­­ve­­nin eşan­­ti­­yon ol­­du­­ğu­­nu dü­­şü­­ne­­rek Ta­­ka­­vit­­’e gü­­lüm­­se­­ye­­rek ba­­kar.
­­Kah­­ve­­yi iç­­mek üze­­re fin­­ca­­nı ağ­­zı­­na doğ­­ru kal­­dır­­dı­­ğın­­da ta­­bak­­ta bir ma­­sa sa­­a­­ti çar­­kıy­­la 100 gram­­lık bir dir­­hem gö­­rür bir­­den gül­­mek­­le bo­­zul­­mak ara­­sın­­da bir mi­­mik ser­­gi­­ler Ta­­ka­­vit­­’e söy­­le­­nir: “Ü­­len kıl­­kuy­­ruk (çe­­lim­­siz) Ta­­ka­­vit, bu dir­­hem ne arı­­yo ta­­bak­­ta. Bu çar­­kın işi ne ta­­ba­­ğın ya­­nın­­da. Ha, ne bu. Us­­ta­­nın ba­­şı­­nın al­­tın­­dan kalk­­mış­­tır mut­­lak bu hin­­lik, ça­­ğır ba­­kem us­­ta­­nı.”…”­­Ça­­ğır­­ma­­sı­­na ça­­ğı­­ra­­yım da sen her kah­­ve söy­­le­­yi­­şin­­de (Kah­­vem hem ok­­ka­­lı ol­­sun, hem yan­­dan çark­­lı ol­­sun de­­mi­­yon mu Şe­­fik abi…”
    Ta­­ka­­vit bu de­­fa Ca­­vit be­­yin ma­­sa­­sı­­na ya­­na­­şır. Şe­­fik be­­yin hey­­hey­­len­­me­­sin­­den huy­­la­­nan Ca­­vit bey me­­rak­­la Ta­­ka­­vit­­’in gel­­me­­si­­ni dört göz­­le bek­­ler­­mek­­te­­dir­­.O an gel­­di­­ğin­­de Şe­­fik bey de öf­­key­­le ba­­ğı­­rıp ça­­ğır­­ma­­ya baş­­lar.”­­Ta­­ka­­vit bu ne len. Bu ne di­­yom. Ça­­yın ya­­nın­­da traş ay­­na­­sı­­nın işi ne. Se­­nin us­­tan ka­­fa­­yı ye­­di her­­hal. Tö­­be,­­tö­­be…”
­­Ta­­ka­­vit Müm­­taz am­­ca­­sın­­dan din­­le­­dik­­le­­ri­­ni tek­­rar­­lar; ( Ca­­vit am­­ca , sen her çay söy­­le­­yi­­şin­­de ay­­na­­lı ol­­sun ay­­na­­lı ol­­sun di­­ye tem­­bih et­­mi­­yo muy­­dun? Bak sa­­çın sa­­ka­­lın da uza­­mış.­­Bak­­kal­­dan ji­­let te alıp ge­­le­­yim is­­ter­­sen..”…­­”U­­lan Ta­­ka­­vit şim­­di ba­­cak­­la­­rı­­nı kır­­ma­­dan uza ba­­ka­­lım bu­­ra­­dan­­.Us­­ta­­nı ça­­ğır ba­­na us­­ta­­nı, asıl ka­­ba­­hat on­­da. Sa­­na ter­­bi­­ye ver­­mez,­­dal­­ga ge­­çe­­sin di­­ye gar­­son­­luk yap­­tı­­rır.­­Ça­­ğır ça­­ğır Ali’­­yi, al vol­­ta­­nı ,ha­­di yal­­lah yal­­lah…”…
    Sı­­ra üç­­ge­­nin son kö­­şe­­si­­ne gel­­miş­­tir. Ta­­ka­­vit, ge­­tir­­di­­ği son ça­­yı Ce­­vat be­­yin ma­­sa­­sı­­na bı­­ra­­kır. Ce­­vat bey kar­­şı­­laş­­tı­­ğı man­­za­­ra­­yı ki­­bar­­lı­­ğı ica­­bı gü­­lüm­­se­­ye­­rek iz­­ler.­­”U­­len Ta­­ka­­vit , us­­tan yi­­ne yap­­mış ya­­pa­­ca­­ğı­­nı. Ne di­­ye uyar­­sın böy­­le şak­­la­­ban us­­ta­­ya.­­Ta­­ba­­ğın üs­­tün­­de,­­bar­­da­­ğın al­­tın­­da bu ha­­tun res­­mi­­nin işi ne? Bir za­­man­­lar her­­cai idik an­­la­­dık­­.A­­dı­­mız çık­­mış­­tı do­­ku­­za,­­hiç in­­mi­­yor se­­ki­­ze­­,öy­­le mi?”….­­”Öğ­­le mi ikin­­di mi bi­­le­­mem Ce­­vat am­­ca.­­Va­­kit­­ten sa­­at­­ten de an­­la­­mam .Bir sa­­a­­tim bi­­le yok.­­Sen her çay is­­te­­yi­­şin­­de de­­mez mi­­sin ça­­yım naz­­lı ol­­sun,­­cil­­ve­­li ol­­sun .Müm­­taz am­­ca da dün­­kü ma­­ga­­zin ga­­ze­­te­­le­­ri­­nin,­­bi­­rin­­den kes­­ti­­ği bu res­­mi ver­­di,­­ben de ge­­tir­­dim­­.El­­çi­­ye ze­­val ol­­maz.­­Müm­­taz am­­ca­­nın şa­­ka­­sı­­.O­­la­­cak o ka­­dar be Ce­­vat am­­ca,­­şa­­ka şa­­ka.”...­­Ce­­vat Bey; ”An­­la­­şıl­­dı an­­la­­şıl­­dı­­.Ö­­bür ma­­sa­­la­­ra da us­­tan bi­­rer göl­­ge­­lik yap­­tı­­ra­­ca­­ğı­­na şa­­ka­­cı­­ya iş bir­­lik­­çi ol­­muş­­.A­­la­­ca­­ğı ol­­sun .Ben bu şa­­ka­­nın öcü­­nü on­­lar­­dan al­­maz mı­­yım? Bak gö­­rür­­sün. Mi­­sa­­fi­­ri­­ni az ön­­ce çay oca­­ğı­­na ge­­lir­­ken gör­­müş­­tüm.­­Müm­­taz ke­­ra­­ta­­sı­­nı ta­­nı­­rım.­­Yıl­­lar­­ca te­­le­­viz­­yon­­lar­­da kon­­ser­­ler­­de gös­­te­­ri­­ler­­de ko­­mik­­lik­­ler yap­­mış­­tı.­­Tak­­dir et­­ti­­ğim İyi bir sa­­nat­­çı ol­­du­­ğu için bu de­­fa­­lık af­­fe­­di­­yo­­rum, yap­­tı­­ğı şa­­ka­­yı ka­­bul­­le­­ni­­yo­­rum la­­kin bir da­­ha yap­­ma­­sın emi.­­Bel­­li bir ya­­şa gel­­dik ela­­le­­me re­­zil ol­­ma­­nın ale­­mi yok ar­­tık…
­­Meh­­met Sa­­dık ME­­DİN 26 Ey­­lül 2019 Tİ­­RE
( Çaycı Çırağı Takavit başlıklı yazı Sadık Medin tarafından 22.10.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.