Boya rulosu kovaya daldırıldı. Yaşlı bir adam uzun sapından tuttuğu ruloyu yedire yedire duvarda gezdirdi. Kum beji… Adam yavaş hareketlerle ruloyu kovaya daldırdı çıkardı, sanki bezmiş daldırdı çıkardı. Işıl ışıl duvarlar… Derin bir soluk verip alnının terini sildi. Boyanmış parmaklar… Genç kadın arkasında “Harika olmuş ustam.” Adamın yüzü kas katı… Başını onaylar anlamında salladı. Uzatılan para…
*
Akşam ezanı… Yaşlı adam bir elinde rulosu, kaldırımda direklerin yanından yürüyordu. Sokak lambaları yandı. Turuncu ışıklar… Adamın yolu aydınlandı. Yanakları çökmüş sakalları beyazlamıştı. Donuk bakışları yan tarafa kaydı. Durdu. Sanat malzemeleri satan bir dükkân… İçeride kendi yaşlarında bir adam şövalenin önüne oturmuş fırçayı tuvalde gezdiriyor ara ara durup gözlüğünün üzerinden tabloya bakıyor tekrar devam ediyordu.  Tuvalde iskeleye yanaşmış bir vapur… Yaşlı adamın dudak kenarları kulaklarına doğru çekildi. Çökmüş yanaklarında beyaz sakalları kabardı. İfadeye alışık olmasa gerek yüzü hemen katılaştı. Tablodan dışarıya, katılaşan yüze dönen gözler…  Ressam kendisini seyreden boyacıyı el işaretiyle yanına davet etti. Yaşlı adam irkildi. Hızla uzaklaştı. 
*
Nalbur… Kapı önünde türlü hırdavat, renk renk boya kovaları… En büyük kovanın önünde duran kenarları yırtık bir çift ayakkabı… Yaşlı adam belini büküp kovayı kaldırdı. Kasada oturan kilolu adama “Hesaba yaz.” 
*
Bahçeli gece kondu… Sokak köpekleri yaşlı adama eve kadar eşlik etmişti. Açılan paslı bahçe kapısı… Yaşlı adam birkaç adım atmıştı ki evin kapısında elleri belinde bir kadın belirdi. Cazgır bir tip. Hesap sorar tonda “Nerede kaldın bu saate kadar.” İşaret parmağıyla duvarları gösterdi. “Yarına nasıl kurur merak ediyorum. Günüm var günüm.”  Adamın üzerinden yorgunluk akıyordu. Eve doğru yürürken kadın içeri girip kapıyı çarptı. Kapı koluna uzanan adamın eli geri çekildi. 
*
Mutfak… Kadın sofrayı kurmuş, salata yapıyordu. Aklı kocasında. Yüzünde merak. Seslendi “Bahadırrr, babana bak ne yapıyor, bitirmiş mi.” Mutfağa ilkokul çağında bir çocuk koşturdu. Kadının arkasından geçip camı açtı. Dışarıya uzandı. Kıkırdadı. Kadın şaşkın. “Ne oldu Bahadır.” Çocuk kahkaha attı. “Söylemem.” Kadın telaşlı. Kapı önüne çıktı. Yaşlı adam gülümsüyor bir yandan duvarı boyuyordu. Kadın adamın arkasından duvara baktı. Büyüyen gözler… Açılan ağız… Azarlar bir ses “Boyun devrilsin adam boyun. Vapur yapmakta neyin nesi. Yaşlandıkça aklın .ıçına kaçtı senin.” Adam dondu kaldı. Bahçe önünden geçenler bakıp fısıldaşıyordu. Bükülen boyun... Kadın çığırından çıkmış “Vapuru yok et, gözüm görmesin,” gerisin geri dönüp eve girdi. Adam fırçayı kovaya daldırdı.
*
Kadın çorbaları dolduruyordu. “Oğlum babana seslen.” Çocuk mutfak kapısı önünden geçip gözden kayboldu. Dışarıdan gelen çocuğun sesi “Babaaa, babaaa, babaaa!” Çocuk cama tıklattı. Kadın kaş gözle ‘Ne olduğunu’ imayla sordu. Çocuğun dudaklarını okudu “Babam yok.” Kadın endişeli, fırladı. Soluğu eşikte aldı. Bir o yana bir bu yana seslendi. Duvarın önünde durdu. Başını çevirdi. Yaşlı bir adam elinde bavulu iskelede vapura doğru yürüyordu. “Basri!” Kadın eve koşturdu. Odalara girip çıktı. “Basriii, Basriii, Basriii.” Yatak odası… Kapıları açılmış, içi boşaltılmış gardırop. 
*
Gözlüğün üzerinden bakan gözler… Dudaklara değen fincan… Ressam kahvesinden bir yudum alıp fincanı masaya bıraktı. Arkasına gerinerek yaslandı. Tabloyu keyifle seyrediyordu. Yaşlı bir adam elinde bavulu iskelede vapura doğru yürüyordu.
( Yürüyüş başlıklı yazı E.Kirişçi tarafından 1.11.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.