zalimlerin kırbacı sırtımda gezinsin
tutamıyorum gözyaşlarımı
masumluğunuza inanmışım masum kardeşim
ömrünüze dolan feryat için çare olamıyorum
etrafında bombalar patlıyor zalimin neşesiyle
zalimin neşesine bomba atamıyorum kardeşim
tutamıyorum gözyaşlarımı dualarımla ağlıyorum
ömrümüze dolan bizsizliği kardeşlikle dolduramadım
zalim insanlıktan anlamaz bunu kimseye de anlatamadım
titriyorum zamansız
dudağımda çıkan kelimeler dilimi parçalıyor
yıldızlara doğru giderken
gökyüzünde zalimin üzerine düşen bir bomba olsun istiyorum
tutamıyorum gözyaşlarımı dualarımla ağlıyorum
bizsizliğin hücresindeyim
koşamadığım yolların hapsindeyim
senin suçun yok kardeşim
kapanıyorum secdeye
ulaşıyorum rabbime
niyazımla huzura ermenizi diliyorum tüm suçumla
tutamıyorum gözyaşlarımı dualarımla ağlıyorum
aylardan sonra gün batımında uyuyorum
dünyamda solmuş yapraklar yeşermiş rüyam da görüyorum
yeşermiş yaprakların altında sizler
dün yaşamdan kırıntıları saklayanlar asılmış ağaçalara
son feryatlarıyla geberiyorlar
oysa kalbim yorgundu şimdi sizlerle dinç
gözlerinizde sevinç pırıl pırıl parlıyor
dün bir kuş gibi hayatın çıkmazlarında çırpınan sizler
bugün kelebekler gibi özgür
gözlerimde kederin gözyaşları yok sevinç gözyaşları var
dökülüyor yanaklarıma
sarılıyoruz birbirimize ayrılmamak üzere
açmıyorum gözlerimi
rüyadan uyanmamak için
dağları yine feryat kaplamasın
feryadına koşamamanın sancısı sarmasın
ağlayan bebekler annesiz kalmasının
acısı sarmasın diyerek
korkum ölümden değil
ölümle rabbime cevap veremem diye
koşamadım
varamadım
anlatamadım diye rabbim sorarsa
korkum bundan
uyanmak istemiyorum bu rüyadan artık
sevdiklerim sizlerle dolsun dünyam
odalarda bebekler gülsün şen sesleriyle
sizler iyi olun
zalimlerin kırbacı sırtımda gezinsin
sizler mutlu olun kardeşlerim
üzerime sizsizliğin gömleğini giyinir de gezerim
mehmet aluç-gülveren