Çocuğa verilen eğitim,
sonraki hayatında büyük ölçüde etkili olmaktadır. İlk eğitimler, insan ruhunda
derin ve hatta beyninden sökülüp atılmayacak kadar tesirli izler bırakmaktadır.
Dua eğitimi de bu eğitimlerden biridir.
İnsan için fıtri bir
kaynak olan dua, çocuğun iç ve dış dünyasında ona farklı bakış açıları
kazandırmaktadır. İnsanın özünde bulunan bu dua yeteneği, eğitimcilerin
desteğine muhtaç olan bir gelişim potansiyeline sahiptir. Çocuklar, mümkün
olduğu kadar erken yaşta, en basit cümlelerle başlayarak, içlerinden geldiği
gibi dua edebilmeyi öğrenmelidir. İşte bu noktada aile ve eğitimcilerin,
çocukları doğru yönlendirmesi, onlara doğru dua etme alışkanlığını
kazandırmaları ve dua ile birçok sıkıntının üstesinden gelebileceklerini
öğretmeleri çocukların dini gelişimleri açısından büyük önem arz etmektedir.
Dua etmek, çocuğun dini
bilincini besler ve onu din eğitimine hazır hale getirir. Dua eden çocukta,
Allah inancı ve dine dair soyut kavramlar belirmeye başlar. Dua esnasında geçen
dini kelime ve kavramların anlamını merak edecek ve çevresine soracaktır.
Alacağı cevaplar çocuğu tatmin ederse, bu onun din eğitimine büyük gelişmeler
sağlayacaktır. Ancak, yine de dua anında kullanılan kelimeler, çocuğun
anlayacağı yalınlıkta olmalıdır.
Çocuk eğitimi dua ile
başlar. Peygamberimiz, bir çocuk ile konuştuğunda veya bir çocuk ile
karşılaştığı zaman ona dua eder ve duanın güzelliğinde bir hayatın üzerinde
duruyordu. Bu durum, bizler için de bir örnektir.
Dua
eğitiminin vazgeçilmez temel şartı Allah'a imandır. Çocuklara ezberletilen
çeşitli dualar onların Allah’a yaklaşımını sağlayacaktır. İnanmanın temelini
sağlam atmak ve çocukta dini kavramları oluşturmak açısından dua çok önemli bir
yer tutar.
Çocuklar
mümkün olduğu kadar erken yaşta, en basit cümlelerle başlayarak, içlerinden
geldiği gibi dua edebilmeyi öğrenmelidir. Dua öğretiminde asıl olan; kişiyi
Allah’la buluşturmaktır. Çocuklarımıza öncelikle dua okumayı değil dua etmesini
öğretmemiz gerekir. Zaten yapılan araştırmalarda çocukların birçoğu duayı “Dua,
Allah’la konuşmak demektir. Allah’tan bir şey istendiği zaman dua edilir”
diye tarif etmektedirler. Çocuklarımızı Allah'ın huzurunda derdini dökmeye,
onunla konuşmak için her şeyden faydalanmaya, onunla güven içinde konuşturmaya
alıştırmamız gerekir. Tıpkı sevilen ve bütün kalbiyle sizi seven bir kimseyle
çekinmeden ve serbestçe konuşur gibi. Sadece belli kalıp sözlerle dua
edebilirsin diyerek çocuğu duadan soğutmamaya özen gösterilmelidir.
Okul öncesi
dönemdeki çocuklara ibadetler ve dua çok ilginç gelir, bizi taklit etmeye
çalışırlar. Bizimle birlikte namaz kılmak, dua etmek isterler. Bu noktada
yemeklerden önce ve sonra Allah’a verdiği nimetlerden dolayı sesli olarak
şükretmek, namazlardan sonra yine sesli olarak dua etmek; kendimiz, eşimiz,
aile büyüklerimiz ve çocuklarımız için iyi dileklerde bulunmak yavrularımız
üzerinde büyük tesir bırakır ve onları Allah’a yaklaştırır.
Sadece zorluk
anlarında değil mutluluk ve refah anlarında da dua edilmesi, böyle bir
davranışın Allah’ın sevgisini kazanmada önemli olduğu bilinci çocuklara
öğretilmelidir. Eğer çocuklarımıza devamlı dua etme alışkanlığını kazandırmak
istiyorsak, onları tek basına dua etmeye alışıncaya kadar dualarında yalnız
bırakmamak gerekir.
Çocuklarımızı
küçük yaştan itibaren kendisi haricindeki insanlar için de dua etmelerine
alıştırmalıyız. Anne-babaları, arkadaşları, sevdiği insanlar ve tüm insanlar
için dua etmeye yönlendirilmeleri, onların sosyal gelişimlerine katkı
sağlayacaktır. Zaten çocuklar, ben merkezli dualardan sonra en çok aileleri, akrabaları
ve yardıma ihtiyacı olan insanlar için dua etmektedir. Yaptıkları dualar
çocukların, ailenin bireyi, toplumun ve insanlığın bir ferdi olduğu bilincini
besleyecektir.
Bazı aileler
ne yazık ki eğitim deyince sadece belirli metotlar ve yöntemler ile
kendilerince yapmaları gerekenleri anlıyorlar. Oysa bunlar dua ile birlikte bir
değer kazanır. Hayatı, çocuk masumiyetinde anladığınız gibi dua tadında da
anlamak zorundasınız.
Bunun için batı
menşeili eserlerden mülhem olarak yazılan eserlerin duadan ve ruhtan yoksun,
olayın sadece davranış boyutuna dikkat eden, Allah’ı hesaba katmayan bir
özellikte olduğunu söylememiz mümkün. Bunlara karşı daha dikkatli olmak ve
kendi kaynaklarımızdan beslenmek zorundayız.
Anne
babaların en büyük yanılgısı çocuk eğitimi denilince sadece çocukla ilgili bir
düşüncenin oluşması, kendilerini hesaba katmamalarıdır. Oysa, çocuk eğitimi ile
anne babanın eğitiminin birlikte düşünülmesi gerekir. Meselâ çocuğunuzun yalan
konuşmasını istemiyorsanız öncelikli olarak sizin örnek olmanız ve yalan
konuşmamanız gerekir. Anne ve babalar tabii ki dua için de örnek olmak
zorundadır.
Sonuç olarak,
çocuğumuzun eğitiminde ve mânevi terbiyesinde önemli bir öneme sahip olan
duanın ilahi bereketinden kendimizi ve çocuklarımızı mahrum etmemeliyiz.
“Dua
etmezseniz ne öneminiz var” diyor Rabbimiz…
“Dua
ibadetin özüdür” diyor Hz. Peygamber…
Duadan uzak
olmayan çocuklar yetiştirmemiz dileğimle…
Eşref Bolukçu
Psikolojik Danışman