Hayatın muhtevasında, sevdiğimiz kadar mutlu ve huzurluyuz elbette çağlardan ve yüreklerden taşan bir aşkın da izini sürerken ve nihayetinde vakıf olduğumuz nice güzellik ve hep de olası bir rüya aşkı ve umudu perçinleyen.


 Umut ve sevgi asla tükenmiyor bilakis inancın gücü ile eriyoruz o muhteşem noktaya ki varlığımızın da hiçe tekabül ettiği ve kainatın enerjisi ile çoğaldığımız ve güzellikleri yad ettiğimiz ve de ufkumuzda saklı iken sonsuzluğun çağrısı...

 



Kulağa küpe bir bardak iksir

İçinde ses ve gözyaşı

Elbette göğe konuşlu bir kanaviçe:

Elemin seferi rüyasında

Zevcesi martılar değil mi şiirlerin…

 

Kayrasında mevsimin,

Bol dökümlü rüzgârla

Savurduğum kadar nidalarımı

Aşkın tutukluk yaptığı bir s/eda.

Latife yapmaksa maharet

Dar pencereli hayatlar bana göre değil işte

Ne de Mehter marşıyla uğurladığım gün ışığı.

 

Hoyrat bir mevsimi ilke ve de evlat edindim:

Üstelik yeni öğrendim

Mevsimin kulpu olduğumu

Hatta kalbi:

Şimdi uyum güçlüğü ç/ekiyorum satırlara:

Kâh beyitlerin efkârı

Kâh beylik acılar sıdkı sıyrılmış her yalanda

Gerçekleri kalıbına uyduran da yalancı çoban:

Adını bile unutan, ellerinde kaval

Aşkla yorgunluğu hırpalayan sancılı vaveyla.

 

Sözcükler ürerken

Göbek bağını az evvel kestim şiirin:

Yine de nafile imiş içimdeki enkaz

Nasıl ki gebe geceye ve şiire

Bandığım rahmeti gözyaşıyla

Yıkadım ben bulutları

Bir avazda doğan gece ve kehanetle

Şiirler uydurdum;

Doğasında yalnızlığın

Sevdalı bir Anka kuşu

Baş göz ettiğim her satırın da nöbetçisi.

 

Elbet gözlerimde yorgun ışıltılar

İris ’inde şiirin kayıp bir mıntıka

Feri sönmüş diyorlardı yıldızın:

Lakin ben yıldız olmayı reddettim:

Açabildiğim kadar da açtım içimdeki tebessümü

Ve güldüm nazarında acıların

Daha çok sevdim Yaratanı ve yalnızlığı.

 

Kâfi, dendikçe ayracını kırdım;

Kırıp da zincirlerimi

Serildim gökyüzüne bir elem vakti:

Ne hürdüm ne de harlandım durduk yere.

Ne hancıydım ne de yolcu

Altı üstü bir yakamoz

Gücünü şiirden ve sevgiden alan alabora

Olmuş bir mevsimin de bağcıydım

Gölgemle kavgalı bir tufan

Şehrin göbeğinde bir yarım ada

Elbet ayrı düştüğüm ana kıta.

 

Bin bir yeis ile sorguladılar düş gücümü:

Yeltendiğim her renkte beyaza düşkünlüğüm

Karıp da günü geceye serpiştirdiğim şiirler

Bilumum hece ve insan verirken hükmünü

Taştım kalıbımdan

Taştım da dalga dalga tüm bentlerden:

Ulak bildiğim her acıda

Buyurdum üç beş nida.

 

Sefil varlığıma dokunduğu kadar hayaleti

İçime tüküren bir imleç:

Bozguna uğramaksa heceler devirdim gün ve gece

Saltanatım sonlanmadan dünya denen teranede

Yeniden sıvadım dizeleri:

Sığındığım ne martaval ne de bir ağaç kovuğu

Rabbin indinde haiz olduğum hiçlikle

Açtım yüreğimi semaya

Andığım her günü şükürle

Yandım hem de nasıl

Bir kıvılcım nelere kadir

Tıpkı kefeni ömrün ve yudumlanan her şiir

Deştikçe deşer içimdeki gizi.

 

 


( Daha Çok Sevdim... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 26.11.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.