Çocuk olup da annesinin yaramazlık yaptığında terlik fırlatmadığı adam var mıdır? Allah'dan eski terlikler çok kalitesizdi ve de hafifti de kafamıza gözümüze geldiğinde pek de yara bere yapmazdılar... Onlarda kıyamazlardı zaten biz çocuklarına... 

- Dur dur anne ya tamam anladık hemen fırlatma... 
- Offf Ahmet seni ev de bıraktık diye hemen mutfağı alt üst etmişsin, şimdi geliyor terlik... 

Yok canım yok, taaaa kırk beş sene öncesi bu yukarıda yazdıklarım... 

- Anne ya anne yaaaaaa tamam tamam her seferinde de terlik atmasan diyoruuuuuum! 
- Sus bakayım bak ikinci geliyorrrrrrrrr al sana al sana ... 

Burada araya gireyim biraz. Bizim valide çok fazla yetenekli değildi terlik fırlatmada. Halbuki bazen arkadaşlarımdan duyuyordum. Bazılarının anneleri aynı an da iki terlik birden fırlatıyormuş da hem de çoğu kere ikisini birden isabet ettiriyormuş... Ben şanslıymışım deseniz o yıllarda... 

- Ahhhh kafam gözüm burnum kulağımmmm! 
- Atma atma sallama oğlum bir tane terlik atıyorum sen dört tane yer sayıyorsun... 
- Nasssa oralara da sallayacaksın bir iki tane az sonra diye... 
- Hayır terliğe de yazık anam, benim her tarafım serttir onun da bir yerleri acıyacak. 
- Sus bakayım sen anneye cevap verme... 

Ciuuuuuv ciuuuuuuvvvvvvv ! 

Bu da terliğin havada çıkardığı ses oluyorlar kendileri... 

- Hıh bi kerem yine ıskaladın üstelikte kırk beş kilometre hızla geldiydi terlik... 
- Bak hala konuşuyor bu zibidi Ahmet... 
- Ne yapalım konuşmayalım mı? Iskalıyorsun hep sen de... 
- Bir gün denk getireceğim hem de tam popona bilesin... 
- Yok yaaaa yok yaaaa! 

Benim arkadaşlarım arasında annesinin attığı terliği hiç sektirmeden havada yakalayan arkadaşlarım vardı ki onlar bizim gözümüzde efsane çocuklardı gerçekten. Zaman zaman bunu nasıl başardıklarını sorar, anlattırır biz de dinler ve onları taklit etmeye çalışırdık... 

Akşam olur da baba gelmez mi eve... 

- Bak bu Ahmet yine yaramazlık yaptı... 
- Hmmmm vay gidi seni Ahmet. Üzdün yine anneni.. 
- Yok baba ya ufak tefek işler. O da hemen terlik fırlatıyor kafama... 
- Ne yapalım oğlum annen eskiden terlik fırlatmanın eğitimini almış... 
- Bana ne bana ne söyle bir daha fırlatmasın... 
- Sen de o zaman yaramazlık yapma... 
- Ne yaramazlığı, işim olmaz yaramazlık ile... 
- Annen de kuşlar da öyle demiyor ama 
- Başlayacağım bu kuşlara da ha şimdi. Her şeyi yetiştiriyorlar baba ya sana... 
- Bak Ahmeeeet baban her şeyi biliyor hiç debelenme... 
- Sen de şu tatlı oğluna bir daha terlik atma ya da attın yavaş at ben de tutayım havada bari... 

Günlerden pazartesi salı ya da çarşamba diye bir kavramın olmadığı bütün günlerin adının yaramazlık günleri olduğu zamanlar... 

- Bak yine başladın yaramazlığa 
- Yine terlik atceeeen dimi 
- Yaparsın yaramazlığı yersin kafana terliği 
- Pışşşşşık pışıııkkkkk! 
- Hem annenin babanın terliğinin geldiği yer de gül biter. 
- O bir kere öyle değil akıllım. Annenin vurduğu yer de gül biter derler... 
- Neyse ne amaaaaan! 
- Bak elli kilometreyi geçerse attığın terliklerin hızı polisler sana ceza yazar diyeyim yaniiii! 
- Hıhhhhh! Kafamı bozma radar madar dinlemem yüz kilometre hızla bile atarım da artık nerene denk gelirse diyeyim yani Ahmet Efendi... 
- Ayyyyy! Ne mutlu oldum annem bana efendi dedi...

( Terlik Radarı başlıklı yazı AhmetZeytinci tarafından 27.11.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.