İlkbaharda yeşerttiği yaprakları döktüğü için hangi sonbaharı affeti dallar?
Ve dalgalardan alabora olan sandalların kalbi kırık değil mi?
Üzerindeki yükün ağırlığından bir bacağı kırılan sandalye, nasıl da acı çekiyordur.
Odadaki çiftli koltuğun gölgesinde yapayalnız kalan tekli koltuk, öylece sessiz.
Sarmaşıklar, yüreğindeki kimsesizlik yüzünden sarmıyor mu etrafını?
Siyahın suçu neydi ki gökkuşağı bir türlü kabul etmedi onu?

Ya insanlar!

İnsanlara ne demeli?

İç dünyasının karmaşasından kaçmıyor mu yeryüzüne?
Kendi hakikatlerini örtmek için, mahvetmiyor mu başka kaçak hayatları?
Hapsolduğu cehennemine kendisi atmıyor mu odununu?
Ve yine kendi küllerini savurup, yine o külleri kendisi toplamak zorunda kalmıyor mu?

Affetmiyor insanoğlu, kırık kalbiyle acı çekiyorken, ruhunu sessizlik sararken.
Kabul etmiyor insanoğlu, yeryüzünde kendi hakikatleriyle yüzleşirken.
Yoruluyor insanoğlu, tek başına bir anka kuşu gibi yanıp yanıp tekrar doğarken...

Tuğba Topal

( İnsanoğlu başlıklı yazı Tuğba Topal tarafından 28.11.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.