Palandökenin başı yine dumanlı etekleri kar borandı.Geceden yağan kar şehri adeta beyaz bir örtü gibi  kaplamıştı. Gecekondu semtlerinde yanan kömürün isi ve kokusu sise karışımış göz gözü görmüyordu.Ya o iliklere kadar hissedilen soğuğa ne demeliydi. Allah fakire fukaraya yardım etsindi.Yataktan sabah namazına kalkıp pencereden etrafı izlemiş farklı bir hüzne kapılmıştı.

Valizini her zaman ki gibi hazırlayıp dış kapının eşiğine bıraktı.Çok erken olduğu için eşini seslemedi.Seslese bile başına gelecekleri biliyordu.

"Yine mi görev,artık yeter! Şu lojmanda senden başka göreve gidip te bir haftaya gelen başka kimse yok.vs " vır vır dır dır edip duracaktı.Sekiz yıllık evlilikleri süresince bu hep böyle oldu.Eşi çok kıskanç biriydi. Kendisinin her daim yanında olmasını istemesi bir yana iş yerinde çalışan kadınlarla konuştu diye nice yaygaralar koparması çekilir gibi değildi. 

Aşık olarak evlenmişlerdi.O zamanlar,
İlçede onlara gıpta eden yüzlerce genç vardı.Nişanlılık dönemleri 
de böyle geçti. Arkadaşlarının yanına gitmesini istemezdi. Dar çevreli ilçede  kimsenin aklına gelmeyen  ilginç aktiviteler yapmaktan zevk duyan iki çılgındılar.Ama bu kıskançlık çekilir gibi değildi.


O da eşini çok seviyordu.Sırf o yalnız kalmasın diye maaşının yarısından fazlasını verip son model cep telefonu almıştı.Ama eşini yine de bir türlü mutlu edemiyordu.Oğlu Mehmet olmasa kafayı yerdi herhalde . Allah'tan onunla uğraşınca kendisi nefes alabiliyordu.

Kapıyı yavaşça çekti.Eğilip tam ayakkabılarını çekecekti ki kapı açıldı.Eşi elleriyle gözlerini  ovarken bir yandan da valize baktı.Uyku mahmurluğu ile esnerken sordu;

-Salih haber vermeden mi gidiyorsun? Yine mi dış görev ,şimdi nereye gidiyorsun? Ne zaman geleceksin? Sorular mermi gibi peş peşe geliyordu.

Salih yerden kalkarken valizi eline aldı. Eşinin yüzüne derin derin  baktı."İlk günkü kadar masum ve güzel yüzü vardı.Ne olurdu sanki biraz anlayışlı olabilse " diye düşündü.Sonra; 

- Evet canım, yine görev yine görev. Maalesef bu benim işim.Şimdi ki görev Doğu Karadeniz tarafları yaklaşık bir hafta sürer.

Gözleri dolu dolu olan eşi sert bir şekilde kapıyı çarpıp ağlayarak içeri girdi.Salih yine Sükût u hayale uğramış vaziyette asansörün düğmesine bastı.Aşağı indiğinde görev arkadaşı Sedat, arabanın içinde sigarasını tüttürüyordu.

Selam verdi ve arabaya  bindi.Sedat son derece mutlu görünüyordu.

Devamı var
( Çöküş 1 başlıklı yazı AZİZ REMZİ tarafından 12.12.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.