KOYUN OLMAKTAN NE ZAMAN KURTULACAĞIZ?
İç politikadan nefret ediyorum.
Çünkü çoğu insanımız Genel Merkezinin veya Genel Başkanının ağzıyla konuşuyor.
Çünkü sunduğu ya da savunduğu argümanlar hakkında hiç bir bilgiye sahip değil.
Çünkü okumuyor
Çünkü araştırmıyor
Çünkü beynini yormak istemiyor.
Kendi cenahının söylediği veya yazdığı her şeyi gerçek sanıyor. 
Daha sayayım mı?
İç politikada gündem o kadar hızlı değişiyor ki bunun nedenini düşünecek zaman bile bulamıyoruz.
Dün:
 "CHP'li biri Cumhurbaşkanıyla gizlice görüştü!"
Ne var bunda?
Her vatandaş bunu yapabilir öyle değil mi?
Kafasına bir şey takılmıştır, bir konu hakkında fikir beyan edecektir... Ne bileyim hayrandır ya da özlemiştir...
Hemen ardından Libya meselesi ortaya atıldı.
Saflar belli ya! Herkes yerini aldı ve günlerce ekranlarda, sosyal medyada atıp tutmaya başladı. Bazen sıradan birinin bile bu konunun uzmanı ya da büyük bir stratejist veya diplomat veya üst düzey bir asker olduğunu düşünüyor insan.
Sonra Kanal İstanbul...
Yine herkes yerini aldı, üç kişi bir tarafta diğer üçü diğer tarafta saatlerce tartıştılar, hala tartışmaya devam ediyorlar.
Bakıyorsun çoğu konuyla alakalı değil ama taraf!
Birden bir TOGO tartışması başladı:
 "Flaş! Flaş! Flaş!
Sinan Aygün , Mansur Yavaş..."
Daha o bitmeden TOGG tartışması ilk sıraya taşındı.
Türkiye yıllardır hayalini kurduğu yerli otomobilini dünyaya tanıtırken inanılmaz şekilde sosyal medyada ve televizyonlarda tartışmalar başladı.
Yine üç kişi bir tarafta ÇARŞI, üç kişi diğer tarafta KARŞI!
" Efendim bu fabrika yapılmadan otomobil nasıl yapılır?"
"Biliyor musunuz bu otomobilin tasarımcısı İtalyan ve İtalya'da yapılmış!"
"Aaa... Şeklini sevmedim!"
"Yok yok bunu başaramazlar!"
Bunun sahibi kim?
Sen, ben, hepimiz.
Başarırsak bu ülkemiz insanının olacaktır!
Katkı yalnızca maddi olarak verilmez; moral verirsin, eleştirirken yapıcı olursun...
Bizim iç politikada maalesef bir şey ya iyidir, ya kötüdür.
O da Genel Merkez ya da Genel Başkanımızın söylemleri doğrultusunda vücut bulur.
Kardeşim onlar birbirini karalamak için her şeyi söyleyebilir, sen seçimlerde memleketin kaderini belirleyen oyunu neye göre vereceksin?
Akla ziyan konuşmalar, akla ziyan eylemler...
Bir düşünün, bu şekilde nereye varırız?
Aklın yolu bir!
Gelin o akıllarımızı ortaya koyup, o bir olan yolu hep birlikte bulalım.
Okumak istemiyorsan okuma, araştırmak istemiyorsan araştırma ama
"BİR ŞEY BİLİYORSAN KONUŞ
SÖZLERİNDEN İBRET ALSINLAR
BİLMİYORSAN SUS,
SENİ ADAM SANSINLAR!"
Öyle sosyal medya ya da bizim gibi düşünen kişilerle bir araya gelip karşı tarafı suçlamakla hiç bir yere varamayız, bilesiniz.
Yani daha çok gözlemleyip, farklı kanallardan, biraz da konunun uzmanlarını okuyup araştırdıktan sonra fikir sahibi olabileceğimizi asla aklımızdan çıkarmamamız gerekir.
Ha bir de konuşurken beden dilini ve ses tonunu, yüz ifadesini de unutmamak lazım!
Saygılarımla
Sebahat Karagöz
28 Aralık 2019
( Bir Taraf Çarşı Diğeri Karşı başlıklı yazı S.Karagöz tarafından 28.12.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.