Okulumu kazandığım ilk seneydi babaannemin yanında kalarak kuşak çatışmasını dibine kadar yaşadığım zamanlar. Nedeni ise bir diziydi, sadece bir dizi, zamanın donduğu hiç bitmeyen bir sürekli dizi.
    Bir gün, okuldan geldiğimde bana heyecanla anlattığı bu diziyi yarım yamalak hatta belki hiç dinlemeden arada sırada kafa sallayarak geçiştirip, sonra vicdan azabından olsa gerek," yarın beraber seyredelim" dedim. "Bu nasıl bir dizi ki anlat anlat bitmedi, seyretsem daha kısa sürer" diye düşünmüş de olabilirim. Ve dizinin başrol oyuncularıyla beraber benim de bitmeyen çilem başlamış oldu. Babaannem için artık benim tek bir vazifem vardı, o diziyi beraber seyretmek. Sınavım mı var ya da uykum mu.. Asla! o dizi seyredilecek. Gerçekten bir türlü bitmeyen dertler ve entrikalarla beraber benim de çilem başlamıştı. Ses sonuna kadar açık olsa da hiç bir repliği duyamazdım, çünkü babaannem onların yerine her cümleyi kuruyor, işin ilginç tarafı da tutturuyordu. Tabi bunu babaannemin ileri görüşlülüğüne bağlamak isterdim ama dizinin kendini tekrar etmekten başka bir özelliğinin olmadığını anlamıştım. Bazen kötü sahnelerde öyle beddualar sıralardı ki değil sıvışmak nefes alsam benim üstüme yağacak sanır, korkudan suspus otururdum.
     Şimdi bu kadar tenkit ettiğime bakmayın,  kuşak çatışması kuşak çakışmasına dönmeye başladı. Yok, nasıl bir travma olmuşsa halâ sürekli ve acılı diziler seyredemem ama geçen Naim filmine gittiğimde bol bol yâd ettim. İzlerken zulme ettiğim bedduaların haddi hesabı yoktu ve etrafımdakilere filmi nasıl saatlerce ve döne döne anlatmışsam seyrettiklerinde çok güzel olduğunu ama hiç bir sahnede duygulanmadıklarını söylediler, çünkü şaşırdıkları ve beklemedikleri hiç bir sahne kalmamış sayemde. "Nasıl yani, o bulgar hocanın sarılma sahnesinde de mi ya o isminin zorla okutulduğu..." diye başlamayayım mı yeniden..o an anladım kuşağının çakışma vaktinin geldiğini hatta belime bağladığımı..
( Kuşak Çakışması başlıklı yazı saklı bahçe tarafından 4.01.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.