Allah, insanı sevgiden
nasiplendirmiş, bu sayede
hayatı yaşanmaya değer kılmıştır.
Sevgi, insana Allah tarafından verilmiş fıtri duygulardan birisidir. Her insan sever. Müslüman ölçülü insandır. İnançta, duyguda, düşüncede, davranışta bir ölçüye göre yaşar. O ölçüyü belirleyen de Allah ve Resul’üdür. Müslüman’ın sevgisi de bu ölçünün dışında kalamaz. O halde Müslüman kimi neden sevmelidir? Bu sevginin tezahürleri nasıl olmalıdır?
Müslüman
nasıl sevmeli? Bir şeyi ya da insanı, Allah’tan daha çok sevmenin hükmü nedir?
Dinimize göre sevmenin ölçüsü ne olmalı?
Allah’ın
yarattıklarını sevmede ölçü çok önemlidir. Yaratılanlara olan sevgi asla
Allah’a olan sevginin önüne geçmemelidir.
Sevginin
kaynağı Rabbimizdir. Allah, hem çok seven hem de çok sevilendir. Onu seven ve
sevgisini kazanan insana, imanı sevdirir; imanla kalbini süsler ve küfrü ona
çirkin gösterir. Peygamberimiz: “Allah güzeldir, güzelliği sever.” buyurarak
Allah’ın sevgisini kazanmanın güzellikten geçtiğine işaret etmiştir.
Sevgi
ve nefret iki zıt kutuptur. Sevgi yapar, nefret yıkar. Sevgi çeker, nefret
iter. Varlık sevgiyle kaimdir. Sıfatlarının çoğu “sevgi” ifade eden yüce Allah,
bu alemi sevgi ve rahmet üzerine bina etmiştir. Âlemin devamı da Allah’ın
sevgisi sayesindedir.
Allah,
yarattıklarını, öncelikle de insanı bu sevgiden nasiplendirmiş, bu sayede
hayatı yaşanmaya değer kılmıştır. Sevgiyi hayatın mihveri, cazibe merkezi
yapmıştır. Sevgi taşımayan yürek, ölü olduğu gibi esası sevgi olmayan toplum da
ölüdür.
Allah
için sevmek, karşılık beklemeden sevmektir. Allah için sevmek, Allah’ın
sevdiğini sevmektir. Allah için sevmek, sevdiklerini onların da Allah’ı
sevmeleri nedeniyle sevmektir. Allah için seven kişi Allah’ın yasakladığı
davranışları sevemez. Hele hele Allah’a isyan eden kimseleri hiç sevemez. İşte
sevgide müminin ölçüsü budur.