Mevsimin güncesine talibim:

Bir azade yangın, mihrabın gölgesinde

Tokuşan renkler

Huzmesinde ömrün,

Gayri kabulü rücu imlerin tekerinde saklı imler

Göğün kanatlarına dokunan Azrail gibi:

Yüklendiği canlara inat

Bir su dokusunda

Hasretle işaretliyorum heceleri.

 

T/adı damağımda kalan bir y/ara:

Beylik güçlerin akımına

Ferman yazan bir tarla kuşuyum

İçimde kalan nice ukde

Misafirlerini ağırlıyorum şehrin

Ben ki:

Bir şehzadenin gölgesine saklanan sultanın ta kendisi:

Mevsim özürlü bir yabancı atfediyor şiiri

Şiirler küsüyor kimi zaman

Zamandan arda kalan üç beş salise

Aşkı haykıran öfkeli rüzgâr

Oysaki meltem esintisine yenik düşen bir yapraktım ben.

 

İmgelem gücünde aşkın narı:

Şafağın azabına tutunduğum bir iplik kadar

Bağlı olduğum hayat:

Hani, nasıl derler?

Pamuk ipliği…

Kürediğim hayaller

İçime kapandığım bin bir yeis

Varlığa hezimet yükleyen bir ç/ağrı.

 

Çörekotu yaktı az evvel annem:

Nazarlardan korusun diye beni tüm sefilliğimle

Dikiş tutturamadığım elbet bir rivayet de değildi

Tan vakti dolan gözlerim:

Mimlenmiş gölgelerden de firar eden ömürlük asalet:

En sevdiğim elbet sevildiğime kani:

Şah damarımdan yakın eşsiz muhabbet.

 

Kefil olduğum hüsranım ve acılarım

Mehter marşı ile de uğurlanmayacağım.

Kök hücremde ne çok kaos:

Otağı kurduğum rahmi evrenin:

Gözlerimde iri dalgalar

Görünmediğime ne şüphe!

Azat edilesi ruhum

Nasıl da nasıl da dar gelir bedenim:

Bir rükû; bir de nuru göğün

Annemin sesinde sürüklendiğim

Olmasa keşke mutluluğun firarı.

 

Fevri sunumunda aşkın, kapıldığım…

Figan yüklü sefasında aşkın, yandığım…

Sözcüklere sevdalı bir rivayet:

Aşkı adayan mavinin de tininde

Gölgeli bir mevsim

Ensemde ağır bir ağrı:

Çağırdığıma da vakıf:

Ne zamanki sunulsam huzuruna kaderin

Hücreme sirayet eden nice husumet.

 

Kurşunlanan şiirler;

Kundaklanan ömür;

Denk düştüğüm hangi martavalsa

Kopup geldiğim mazi:

Elbet tereddütsüz sevdiğime haiz iken yerle gök:

Arşı alaya çıkan bir çığlık

Şiirlerimse mezarım

Yazılmaya müsait her gün bitimi:

Sevecen yüreği mevsimin

Oysaki ayazına tutkunum ben yetilerimin

Bazen rencide edilen yüreğim…

 

Korda yanası bir azamet

Elbet evrenden bana yansıyan:

Tutuklu olduğum zeminde bir sakınca:

Zanların tutuştuğu nice ortanca

Ocak’ın ortasında yeşerir mi hiç boylu boyunca

Serildiğim o şeffaf rahle:

Elemin nazarında tüten duman

Sindiğime de kani olmasın hani kimse:

Soluksuz yazarken

Solan bir çiçekten dökülen polenin nazarında

Açmayı unuttuğum mevsimde

Sağdıcım nice diken

Goncasına talibim ben yeni günün;

Gülmeye tutkun lakin unuttuğum:

Unutulmaksa ne gam!

 


( Tarla Kuşu... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 17.01.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.