Bir duygunun telaşındayım, farkındalık yüklendiğim dünyanın da yasası tasası bu.

 

Ölümü irdeleyen bir d/okunuş belki de gözaltına alındığım ve git gide daha alıngan bir ruha dönüşüyorum bedenimden uzak kaygılarım belki de bedensel çıkmazların gölgesinde şehit düşen yeni bir acının da ta kendisi…

 

İklim homurdanırken güneş çapkınca gülümsüyor ve tüm özverisi ile tabiat ana sevgiye yeniliyor bir o kadar sevgisizliğin ve hoyrat insanoğlunun hicvi ile tanık oluyor yer gök nice kırılmaya…

 

Kırılma noktamın da denk düştüğü bir pencere ve yetim hücrelerimin açlığı ile şerh d/üşüyorum ışığa.

 

Muadilim olması gereken ne varsa çok uzağındayım ve ıskaladığım ömrün dar penceresinde çoğalan bir bulut ve telaşım ve işte izafi aşklar durağı: pencereye takılı bir perde gibi uçuşan ve can simidi bildiğim güzel insanların ve Allah dostlarının yakasından düşmediğim.

 

Yine de sonlanmıyor üşümüşlüğüm bir o kadar üşengeç ve miskin miskin ruhumun kabarmasını izliyorum.

 

Seyyah bir acıdan payıma düşen bilinmedik bir zamanın bilindik bir gününde özlemini çektiğim her ne/kim ise.

 

Avunduğum kadar sözcüklerle duygularım yaralarıma örtü oluyor ve tüm oksijenimi çalan tümseklerde ben yaşadığım hücre hapsinden bir türlü azat edilmiyorum.

 

Mevsimin ne kiri var ne de kini: olduğu gibi her şey oysaki ben olması gerektiği gibi değilim.

 

Bir cenine özeniyorum kimi zaman.

 

Ve katatonik bir duruş elbet psikolojiye de iyi bir malzeme ve bildiğim tüm kuramları dışlayıp sadece içime b/akıyorum ve kendimi onarmak adına gözlerimi dört açıyorum bir de gözlüklerimi ekledim mi… al sana altı açılıma kucak açan altı görüş noktası.

 

Yine de farklı açılımların mağduru bir desen gibi diktiğim tüm sökükleri baştan söküp dikiyorum ve aymazlığında rutin ömrün tanrısal dokunuşlar konduruyor kimi insan ve izafi sevgilerin tutanağında yeniden şerh düşüyorum aşka ve İlahi adalete.

 

Sözcükleri peşin verdim madem kibirli alıcıya ve mademki yorgun ruhumla yeni bir boyut kazandı duygularım…

 

Tohumların çatlamasına vakit var ve altına imza attığım akit ile vadem doluyor madem ve tüm günahlarımın faizi ile yeni günahlara kucak açıyorum ve dilediğim afların haddi hesabı yok iken tüm gücümle de seviyorum.

 

Arz-talep dengesinde minyon bir katsayıyım ve matematiğe olan düşkünlüğümle kabaca hesaplıyorum dünyada geçirdiğim saatleri ve yeniden cenin pozisyonuna dönüyorum.

 

Aklımın ırgat hükümleri ve iç hesaplaşma…

 

Oysaki ne leşim var ne de birilerinin hayallerini çaldım sadece peşine düştüğüm hayal hırsızlarının yeni hayallerimi bu sefer kasaya kilitleyip öykündükleri tüm ölü hayallerimi sıfıra yuvarlıyorum tıpkı yazarın sıfıra vurduğu saçında atıl bir saç teli gibi ve de üstüne konan sefil kelebeğin kanatlarında parlayan güneşin bana sonsuzluğu vaat ettiğine kanaat getirip yeniden hesaplıyorum lakin bu sefer kalan zamanımı.

 

Kök hücresinde şiirin, sedası yitik bir eda gibi.

 

Aşkın da bam teline basan özlem gibi.

 

İçimin kıyılarına vuran imgeleri yeniden gönderiyorum uzaklara ve dokuduğum her duygu ile yeni bir gün ve yeni bir şiir örüyorum.

 

Karambole giden ısrarcı günlerim en çok da hayallerim uğruna vazgeçtiklerim.

 

Menevişlenen bir c/esaret ve iz düşümü yeni bir şiir yazmama vesile olan ve odaklandığım hazanda rüştünü ispatlamış solgun yapraklar hala yanık teninde ölümün dirilmeyi vaat ederken terk edildikleri ağaç dalına.

 

Açmaza düşüp de.

 

Sanrıların muvaffakiyeti ile sancılı bir ömrün de en yakın tanığı iken bedenim ve ödemediğim bedellerden çıkıp da yola, sırtımı yasladığım dağların müdavimi çapkın bir rüzgarla içli dışlı olduğum.

 

Sözlenen tüm sözcükler ve ihbar ettiğim nice devasa yara lakin çıplak göz ile görülmeyen bu anlamda yazmaktan asla vazgeçmediğim ve sevgimden yana da taviz vermediğim.

 

Göğün sınırlarında ve yüreğin de ihlal edildiği elbette kuşpalazı bir yalnızlık ve ceketimin düğmesini ilikleyip saygıyla selamlıyorum umudu her ne kadar çıkmadık candan ümit kesilmez diyenlere fazlaca itibar etmesem de…

 

Ve gözlerimden firar eden iki damla yaş ve de yeni yangınlara sebebiyet verecek üç beş kıvılcım…

 

Mademki yanmak için geldim bu evrene…

 

 


( C/esaret... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 22.01.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.