Akþamüzeri köy yeri… Cami hoparlöründen yükselen ezan sesi… Þadýrvanda abdest alan yaþlý, genç erkekler…  Cemaat ezan devam ederken camiye girdi. Sýklaþtýrýlan saflar… Müezzin kamet getirdi. Genç imam mihraba yürüyüp cemaatin önünde durdu. Tekbir aldý. Ardý sýra cemaat… Sureyi okurken dipten bir darbe geldi. Cemaatin üzerinde savrulan avize… Sarsýntý arttý. Ýmam rükûa eðilirken dengesini kaybedenler… Mihrap yukarýdan aþaðýya yarýldý. Çatlayan duvarlar… Ýmam doðrulup secdeye gitti. Kubbeden dökülen parçalar… Cemaat hýzla daðýldý. Yaþlý bir adam imamýn hemen sað arka tarafýnda devam ediyordu. Kýrýlan camlar… Devrilen rahleler… Ýmam saðýna soluna selam vererek farz namazý bitirdi. Yaþlý adamý elinden tutup kaldýrýrken adam yanýna yatýrdýðý bastonunu alýp yaslandý. Ýmam sakin sesle “Mehmet amca takdiri ilahiden kaçýlmaz deðil mi?” Mehmet amca imamýn sýrtýný sývazladý. “Kaçýlmaz oðlum, kaçýlmaz.” 

***

Ýki þeritli caddenin boylu boyunca uzanan türlü dükkanlar… Ön cephesi geniþ bir depo… Kapý üzerinde kocaman harflerle yazýlmýþ tabela ‘Nalbur’… Plastik, demir, tahta malzemeler, çeþit çeþit çiviler, renk renk boyalar… Depo önüne kamyonet yanaþtý. Orta yaþlý bir adam þoför kapýsýndan indi. Diðer taraftan Mehmet amca… Bastonundan kuvvet ala ala yürüdü.  Deponun içinden kamyoneti fark eden fýrýldak tipli bir adam kapýya koþturdu. Mehmet amcanýn eline yapýþtý. “Hoþ geldin Mehmet amca.” Mehmet amca elini çekip öptürmedi. Yanýndaki adama “Mühendisin verdiði listeyi ver bakalým.” Adam gömlek cebinden katladýðý bir kaðýdý çýkarýp uzattý. Fýrýldak kaðýda göz atarken durdu. Bilmiþ bilmiþ “On dörtlük demir yazmýþ. Onluk da iþinizi görür. Aradaki farkla, ” derken Mehmet amca baston tutacaðýyla fýrýldaðý ensesinden yakalayýp kendine çekti. “Mühendis ne yazdýysa o!”