Online Üye
Online Ziyaretçi
hayaller kuruyorduk mutluca
düşler görüyorduk umutluca
yağmuru mercan olan bir buluttuk
yoksulluğumuzun üstünde
simurg misali
bir gün
yok oldu hayallerimiz
dönüştü kâbusa düşlerimiz
dağıldı bulutumuz
mercan değil gülle yağdı başımıza
derler ya, “anka kuşu doğar küllerinden…”
aşacağız yakındır, uçsuz bucaksız yedi vadiyi
nefs/imizi
aşk/ımızı
cehalet/imizi
inaçsız/lığımızı
yalnız/lığımızı
umutsuz/luğumuzu
ben/liğimizi
ve
uyanacağız sessiz ve soğuk uykumuzdan
buluşacağız kendimizle
yeşerteceğiz yeni umutlar
doğacağız küllerimizden yeniden
işte o gün
tutacak sizi simurg’un ahı…