Makale / Güncel Makaleler

Eklenme Tarihi : 2.03.2020
Okunma Sayısı : 1729
Yorum Sayısı : 1

İDLİB’DE BAKALIM NE İŞİMİZ VARMIŞ?
 
“Bizim İdlib’de ne işimiz var?” diyenlere tarihten ibretlik bir ders vermek amacını güttüğüm için, aşağıda anlatacağım örneği mümkün olduğunca kısa tutup, fazlaca isim, tarih, şehir, vs… teferruatına girmeyeceğim.
 
İkinci Dünya Savaşı’nda Hitler, Alman stratejistlerin hazırladığı Schlieffen Planı doğrultusunda hareket etti. Neydi bu plan? Fransa'yı işgal etmek.
 
Bunun için ne yaptı? Majino Hattı’nı çizdi. Majino hattı, Fransa'nın tüm kuzey ve doğu sınırlarını kapsayan, Kuzeyde Belçika ve Hollanda topraklarının içinden geçip, Manş Denizi’ni dolaşarak güneyde Korsika'da son bulan yarım daire şeklindeki hattır.
 
Haritayı gözümüzün önüne getirirsek, Almanya’nın Fransa’yı çepeçevre kuşatmak ve kıskaca almak üzere yapılmış bir plan olduğunu anlarız.
 
Ancak, Hitler Manş Denizi’nin İngilizlerin savunmasında olduğunu biliyordu. Bu sebeple Belçika’dan Lüksemburg’a tank birlikleriyle keskin bir dönüş yaparak müttefik güçlerini kama gibi ikiye bölmeyi amaçlayan Sedan Planı ortaya konuldu.
 
Bu planın da coğrafi açıdan sakıncası vardı. Belçika sınırı ormanlık ve engebeli bir arazi olduğu için aşmanın zorluklarının tartışıldığı sırada bir uçak kazası sonucu Schlieffen Planı, Fransa, Birleşik Krallık, Kanada, Çekoslovakya, Polonya, Belçika, Hollanda ve Lüksemburg’dan oluşan müttefiklerin eline geçti.
 
Sedan Planı’nın işe yarayıp yaramayacağı henüz bilinmezken, Schlieffen Planı da açığa çıktığı için rafa kalkmıştı.
 
Müttefikler Yüksek Savaş Kurulu 1939’da Paris’te toplandı ve Almanların Belçika üzerinden olası bir saldırıya karşı, Belçika sınırında savunma hattı oluşturacak D Planı’nı yaptı.
 
Bu Plana göre saldırı başlamadan önce Fransa kuzeye hareket edecek, Almanları durduracaktı.  Sedan Planı da etkisiz hâle getirilecekti.
 
Aslında iki plan aynı anda uygulansaydı, savaş tarihinin en kusursuz savaşlarından biri olacaktı.  Yine de Hitler’in vazgeçmeye niyeti yoktu.  Sedan Planı’nı uygulamaya soktu.
 
Müttefik güçleri Alman güçlerinin 1,5 katı fazla olmasına rağmen, Fransız telsizlerinin tek yönlü, Alman telsizlerinin çift yönlü olması Alman komutanlarının tank ve piyade birliklerini daha iyi yönetebilmesi açısından Almanlara üstünlük sağlıyordu. Üstelik Alman hava kuvvetleri de düşmana göz açtırmayacak nitelikteydiler.
 
Ancak Fransa, Hitler’in bütün bu üstünlüklerine rağmen, ağaçlık, engebeli, zorlu coğrafi bir bölge olan Belçika sınırlarını aşıp da kendi sınırları içine giremeyeceğinden o kadar emindi ki, bu rahatlıkla kuzeye sınırları dışına çıkıp, orada Belçika ve Hollanda birlikleri ile mevzi tutarak tampon bir bölge oluşturmadı.  
 
Fransa’nın bu rahatlığı pahalıya patladı.
 
10 Mayıs 1940 sabahı saldırıya geçen Almanlar ağaçlık bölgeyi yardı, tanklarıyla hattı geçti ve yağmur gibi paraşütlerle inen askerleriyle köprüleri tutarak, şok baskınlarla Fransa’nın içine ilerledi, üçte ikisini işgal etti.
 
Peki, buradan çıkarılacak ders nedir?
 
Sınırlarını korumak, işgal edilmemek için, gerektiğinde sınır ötesinde harekât yapmak gerekir. Şayet Fransa, Almanları sınır ötesinde hezimete uğratsaydı, düşman kuvvetlerini orada kıstıracak ve işgal edilmeyecekti.
 
Bugün biz sınır ötemizde, Suriye’de savaşıyorsak ve güvenli tampon bölge oluşturmaya çalışıyorsak, bu Türkiye’ye sıçrayacak ve sonu düşman işgali ile bitecek olasılığı ortadan kaldırmak içindir.
 
Sonuç;  bugün İdlib’de savaşmazsak yarın savaşı kendi topraklarımızda savaşacağız. Suriye topraklarında vereceğimiz şehitlerin bin katını kendi topraklarımızda vereceğiz. Üstüne üstlük vatan topraklarımızı kaybedeceğiz. Dahasını söylememe gerek var mı?
 
İnşallah anlaşılmıştır.
 
Tarihten ibret almayanların yine de anlayacaklarını pek sanmıyorum ama bir umut bu yazıyı yazma gereği duydum.
 
Hainlerin ve düşmanlarımızın, seri üretime geçtikleri güvensizlik, isyan, itibarsızlık, fitne ve kargaşa içeren algılarıyla kafanızın karıştırılmasına müsaade etmeyin. Başımızda siyasi ve askeri bir deha olan Başkomutan Erdoğan gibi bir liderimiz var. Alnı secdeli Mehmetçik, zorlu koşullar altında vatan müdafaasında, cenk meydanında aslanlar gibi çarpışıyor. Teknolojik açıdan hava savunmamızda gediğimiz olsa da saldırı gücümüz, dosta düşmana parmak ısıttıracak kadar iyi. Milletimiz dua ordusu ile ordusunun ve devletinin yanında.
 
Allah rızası ve vatan savunması dışında başkaca bir gayemiz yok. Meşru müdafaa çerçevesinde, Hak yoldayız kısacası. Tek yürek olalım. Gerisi Allah Kerim.
 
Sefer bizden, zafer Allah’tandır. Lâ Galibe İllallah.
 
Mücella Pakdemir
02.03.2020
 
 
 
 

( İdlib De Bakalım Ne İşimiz Varmış başlıklı yazı M.Pakdemir tarafından 2.03.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.