Gençtim, her güzele gönül verirdim
Her gün aşık olmak işimdi Usta!
Kalsaydı erirdim, gitse erirdim
Yangını her yarin, hışımdı Usta!
Her gün mısra mısra şiirler yazdım
Gelene sevindim, gidene kızdım
Doğan günle keman, batanla sazdım
Her yâr bana ilham kuşumdu Usta!
İki üç dörtlüğü sayfaya döktüm
Sonra da adımı ben “Garip” taktım
Hasrete doymuştum, hüsrana toktum
Kalem-Kâğıt, suyum, aşımdı Usta!
Bir Halil Soyuer aklımda gezen
Bir Cemâl Sâfiydi yolumu çizen
Velüt derdi bana, o güzel insan
Andıkça gözümde yaşımdı Usta!
Yazdığın şiirler beni eğitti
Kimi sitem oldu, kimi öğüttü
Bazen neşeliydi, bazen ağıttı
Yolunda yürümek düşümdü Usta!
Tutulmuş kalemim, bir mısra çıkmaz
Soğuktan buz tutmuş gözyaşım akmaz
Sobadan vazgeçtim, bir kibrit yakmaz
Hasretin gönlümde kışımdı Usta!
Tek satır yazmadım, onbeş senedir
Affını dilerim, selam sanadır
Kalem kılıç olmuş özlem kınadır
İlk önce vurduğu başımdı Usta!
Bak burda bir hanımım, iki kızım var
Ev, meslek, araba epey izim var
Mutluyum ama bir gönül sızım var
Gurbete düşüren eşimdi Usta
Yılların birikmiş ürünü burda
Belki altın, gümüş belki de hurda
Adın ilaç diye bendeki derde
Bağrıma bastığım taşımdı Usta!
Yazarın
Sonraki Yazısı