Maddi durumu normalin biraz üzerinde iki kız bir oğlan olan üç çocuklu bir ailenin en küçük kızı olan hacer istanbul üniversitesini iyi derece ile kazandığını büyük bir sevinçle annesi ve kardeşleriyle akşam yemeğinde paylaşır..  

hepsi haceri ayrı ayrı tebrik ederler ve başarılarılarının devamını dilerler. O gece Hacer'in avukat olan abisi ona en iyisinden bir telefon  ve labtop hediye etmek için sipariş ederken modacı olan ablası ise çalıştığı şirkettin müdürüyle bu yıl bitmekte olan sözleşmesini 5 yıl süre ile uzatarak kardeşine bedava şirketin elbiselerinden yararlanabileceğini söyler. Hacer'in annesi ise 20.000tl'lik hesap kartı siparişini Hacer için verir. Hacer çok mutlu olduğunu söyledi ve hepsine sarılıp ayrı ayrı teşekür etti. 

Hacer'in ablası Sude modacılık kariyerini başarıyla sürdürdüğü gibi Cem ile Ece adında iki çocuklu olan evliliğinide başarıyla sürdürüyor tabiki sevgili kocasının yardımıyla. 

Hacer'in abisi ise yeni baba olmuş haydi adındaki bebekleri ve sevgili karısı Buse'yle maşallah çok mutlular. 

Bir hafta içinde Hacer bütün hediyelerine kavuştu ve pazartesi günü eğitimine başladı. Çok heyecanlıydı ve çok mutluydu. 
O dönem başarıyla derslerini verdi 2.nci dönem üniversitelerine yeni gelen 2.nci sınıf olan tıp ögrencisi  Murat'la tanışır. 

Murat ise son derece zengin ve tek çocuklu bir ailenin tek çocuğudur. ilk başta arkadaş olsalarda zamanla ilişkileri büyür ve sevgili olurlar

Hacer muratı ablasına anlatır. Ablası Hacer'e üniversite yıllarında yaşanan aşkın güzel olduğunu ancak fazla kapılmaması gerektiğini söyler çünkü ne olacağını kestiremiyor insan buyüzden biraz zamana da bırak der. Hacer ablasının önersini dikkate alır ve yaşadığı aşka kapılmamaya çalışır. 

Ancak Hacer ile muratın aşkı her geçen gün alevlenir. Bu dört yıllık süre zarfında aileler tanışır herkes hacer ile murat evlenir diye düşünür.

Gençler üniversitelerini bitirip stajlarını görüp tam puanla tamamlarlar. Üniversite boyunca Öurat ile hacer üniversiteden sonra dünya turu yapmayı sürekli hayal etmiş ve çok istemişlerdi. Hatta birkaç tane arkadaşlarıyla birlikte dünya turu yapacaklardı . 

Ancak üniversite bittikten sonra Murat evlenelim sonra dünya turu yapalım der. Hacer ise hayır önce dünya turu sonra evlilik der. 
Hacer bir karar verdiyse ve gercekleştirmezse mutsuz olan bir karaktere sahipti bu yüzden Murat tüm ikna çabalarına rağmen Hacer'in kararını değiştiremez. Aileside Hacer'e gitmemesi için dil döker ama ne fayda Hacer bir kere kararını vermiş. Bir kaç gün sonra bavulunu toplayıp hava alanına gider orda Murat'ın kendisini beklediğini görür bir an için inadından vazgeçtiğini düşünür. Ancak kendisini vazgeçirmek için geldiğini murattan duyunca üzülür ve uçağa binip gider.

Murat bunun üzerine sinirlenir ve Hacer'in üniversitede en çok sinir olduğu kıza evlilik teklifi edip ikinci günde yıldırım nikahını kıyarak evlenir. Birgün sonrada ailelerine haber verirler. Ve çok mutlu bir evlilikleri olur 3 yıl arayla önce Tuğçe adında bir kız evlatları sonra Burak adında bir erkek evlatları olur. Bu mutlu giden evliliklerinde murat hacere olan öfkesini unuttuğunu sanır amcak bu öfke özleme dönüşmüştür. Yanlız Hacer'e hiçbir şekilde ulaşamaz ve bu özlemle onun krizler geçirmesine öfke nöbetlerine girmesine sebep olur. Her geçen yıl Murat'ın durumu kötüleşir. Sevgili eşim diye seslendiği Senem'ini üzmeye canı çocuklarının bu halini görme düşüncesine dayanamaz ve bir karar alır. 
Çünkü hem ruh sağlığının gittikçe bozulması nedeniyle çevresinde bulunan herkes ile arasının bozulması ile birlikte hayatı mahvolmaya başlar.

Bazen durumu düzeliyor gibi görünsede aslında hiç birşeyin yolunda gitmemesiyle birlikte başlayan işlerinden ve umutsuzluktan psikolojik bunalıma girmekle kalmayıp  çok sevdiği ve sevgisini yitiren sevgili karısıyla boşanacak kadar ilerler. Ayrıca canı olan çocuklarının kendisine olan sevgisinide yitirir. Eşiyle boşanır ve böylece hem sevgili eşinin hemde canı olan çocuklarının hasretiyle de yüreği yanıp tutuşur. Her ne kadar dirensede başındaki olumsuzluklar onu terketmez ve kendini toparlayamaz.

Gün geçtikçe durumunun kötüleştiğini ruh sağlığının bozulmakta olduğunu görmekle birlikte çocuklarının da kendisini bu halde görüpte üzülmesinler diye bulunduğu şehri terk etmekle kalmayıp ülkeyi terk eder. 

yanlız gitmeden önce eski eşi Senem'e ve canı olan çocuklarına sadece bir kaç satırdan oluşan bir mektubu kargoyla gönderir.

Kargo aracılığıyla mektubu alan Senem Hanım zarfın üstünde eski kocasının adı olan Murat yazısını görür ilk başta açmakta kararsız olan Senem Hanım zarfı açar zarfın için bir zarf daha görür zarfın üstündeki "lütfen çocuklarımada sesli oku. Rica ediyorum" bu not gözüne ilişir. Muratın ricasını ilk başta uygulamayı kenara bırakıp mektubu okumadan bir anlık öfkeyle çöpe atmayı düşünür oldu ki son anda çöp kutusuna atmaktan vazgeçip mektubu okumak için çocuklarının okuldan gelmesini bekledi tabiki bu sırada kaç kez mektubu okumaya kalkışsada çocuklarıyla birlikte okuma kararlılığında kaldı. Ve zaman geçsin diye önce dışarı çıkıp alış veriş yaptı sonra eve geldi çocuklara yemek hazırladı. Mektuptan sonra çocuklarının kafalarını dağıtabilmak için süpriz dilimli tatlılar hazırladı en sevdikleri çizgi film izlemek için hazırda tuttu vs. Daha sonra evi temizledi biten ev temizliği ardından mektubu unutmuş olacak ki kendine keyf kahvesi hazırladı en sevdiği diziyi izleyip kahvesini yudumlayıp rahatlarken nihayet kapı zili çaldı gelenlerin çocukları olduğundan emin olabilmek için saate devirdi gözlerini ve yanılmadığını görünce bütün sevgisiyle  kapıyı açıp hoş geldiniz canım çocuklarım diyip her ikisine sarıldı çocuklar annelerin bu haline anlam veremedikleri için gülüşüp anne seni çok özledik ve seni çok seviyoruz diyip onlarda tekrar annelerine sarıldılar. 
Daha sonra çocuklar acıkmış olmalısınız sizler ellerinizi yıkarken bende sofrayı kurayım der. Çocuklar bir ağızdan tamam anne deyip koşarak hızlıca ellerini yıkamaya gittiler
Çocuklar ellerini yıkayıp sofraya oturdular. Sonfraya bakıp bir ağızdan waaooowww dediler 

Burak anne ellerine sağlık yemekler enfiss gözüküyor gözleriyle yemekleri yer haldeyken. Tuğçe bir eliyle hafif kardeşinin Ensesine vurarak anne ye saygılı sofrada da terbiyeli ol gözlerin yemek doluyken anneyle konuşma hepsi tuğçenin cümlesine hem şaşırır hemde güldüler. Senem hanım çocuklarına dönüp çocuklar bugün babanızdan bir mektup aldım zarfın üzerinde sizlerle birlikte okumamı istediğini yazmış. Çocuklar şaşırır ama durumun vehametini anlarlar. Tuğçe ile Burak birbirlerine bakıp Tuğçe evet anne seni dinliyoruz der. 
Senem hanım mektubu okumak için cebinden çıkarıp açar.
Mektubun içeriği 
""Öncelikle hepinizi istemeden çok üzdüğümün farkındayım. Artık sizden özür dilemek yerine sizin gurur duyacağınız bir İnsan olarak ve en önemlisi siz canım çocuklarıma babalık yapamamış olsamda ve sevgili anneniz için de iyi bir eş olmasamda size sadece şunu demek istiyorum sizde yarattığım travmaları unutturamam buyüzden ileride gurur duyacağınız bir insan olmayı becerebilmek için sadece bu şehri değil bu ülkeyi terk ediyorum. Ve tüm mal varlığımı sizlere bırakıyorum avukatım birazdan sizi bildirmek kapıyı çalar. hepinizi çok seviyorum ve çok özlüyorum. Sakın üzülmeyin ve kimsenin sizleri üzmesine izin vermeyin. Hoşça kalın Allah'a emanetsiniz."" 

Çocuklar Mektubu dinledikten sonra Tuğçe; Anne, babamız gelmeyecek artık değil mi? Diye sorar Senem Hanım hayır gelicek ama onu biraz özleyeceğiz. Buyüzden üzülmeyin. olur mu? Tuğçe Anne biz babamızı çok seviyoruz çünkü o bizim babamız. Onunla gurur duyuyoruz deyip kardeşiyle üzgün üzgün odalarına çekildiler.

Murat bey ise İngiltereye uçakla gider ama cebinde 5 kuruşu olmadan. Orada taksi şoförü olarak işe başlar iki gün içinde ama işe başladığı 2.nci gününde müşteri almaya giderken aniden gelen öfke nöteni geçirince başı döner ve direksiyon hakimiyetini kaybedip köprüden denize düşer. 
Eşine ve çocuklarına Murat Bey'in köprüden geçerken kaza yaptığını Ancak cesedine ulaşılamadığı bildirilir. 
Murat beyin ailesi bir yıl boyunca Murat beyden haber alamadıkları için evlerine taziye dileklerini kabul ederler. 

Murat beyin ölümünün kabulü üzerinden 5 yıl geçer ve herkes normal hayatına dönmüş olsalarda  canları olan Murad'ın buruk acısını yüreklerinde hep saklamışlardı. 

Suda sürüklenen Murat Bey ise yaptığı kazadan 3 ay sonra ingilterenin güneyinde bulunan bir kasabanın nehir kenarında bulunur. Kasabanın hastanesine nakledilir ancak 1 yıl boyunca bitkisel hayatta kalır. Bir yılın sonunda kendine gelir ancak hafızasını kaybetmiştir. doktorlar bu duruma çok sevinir verdiği mücadeleyi kazandığı için onu tebrik ederler. Bu sırada Murat'ın adını bilmedikleri için ona Rodin ismini verirler. Hafızasını hatırlayana kadar kasabada kalmasını Rodin'e söylerler ve burda kalması için kasabada ona boş bir ev verirler  ve hastanede ona hademelik işinide verirler. 

Rodin bu güzel teklif için doktorlarına teşekür eder özellikle dr Creesten'e.

Güzel bir haber ise Murat'ın başındaki olumsuzluklar Rodin'in peşini bırakmıştır. 
Dr., Rodin'in eğitim seviyesini ölçmek için arada sırada onu testlere tabi tutar. Bu testlerinin sonunda Rodin'le konuşmaya karar verir. 

Rodin'i odasına çağırır. Rodin işlerinden dolayı bir saat sonra gelir. Dr. Rodin'e oturmasını söyler ve ardından Rodin'in yüzüne bakarak senin hakınnda bilgi edinmek için senden habersiz birkaç zeka testi yaptırdım sana. Eğitim seviyeni ruh sağlığını ölçmek için sana yaptırdığım testlerin sonunda bir eğitime sahipsin, ruh sağlığında gayet iyi ve fizik olarakta sağlığın iyiye gidiyor der.

Rodin duyduklarına şaşırır sonra sevinçle eğer aldığım eğitim iyiyse biz öz bilgilerime ulaşabilirsek belkide kendim hakkında biraz olsun birşeyler hatırlayabilirim der. 
Dr. üstelik bu testin sonunda senin birden çok lisan bildiğine dair şüphelerim var buyüzden seninde müsaden olursa seni kasabamızın Türk uyruklu anasınıf öğretmeni olan sevgili Morgan ile  tanıştırmak istiyorum. Rodin ben Türk müyüm der. 
Dr. bilmiyoruz ama Morgan Türkçe, Rusça, Arapça ve Ingilizce dillerini biliyor şimdide almanca öğreniyor. Morgan kendini geliştirmeyi seven bir kişiliği var der. Ve en önemlisi bizde en az senin kadar seni tanımak istiyoruz çünkü sen nadir bulunan bir hastamızsın der espriyle karışık. 
Rodin o zaman görüşelim der. 
Rodin'in, Morgan ile görüşmeyi kabul ettiği sırada odasının kapısı çalınca Dr. ah evet Morgan geliceklerdi demesiyle Morgan içeri girer bunun üzerine ikisi ayağa kalkarak Morgan'ı karşılarlar.

Dr.,  hoş geldiniz der. Morgan Hoşbulduk diye karşılık verir 

Morgen, Rodin'i görünce ahh müsait değilsiniz ben tekrar gelirim kusura bakmayın der ve kapıya yöneldiği sırada dr., Morgan lütfen bekleyiniz çünkü bende gelmenizi bekliyordum. Gitmeyiniz oturun lütfen.der.

Morgan bunun üzerine kapıya yönelmekten vazgeçer ve dr.'u dinleyip kendisi için ayrılan koltuğa oturur. Rodin'de ayağa kalkarak hoş geldiniz der. Morgen Hoşbulduk vaziyetiniz nasıl der. Rodin daha iyi saolun der. Dr. Creesten araya girerek bildiğiniz üzere Rodin'i dere kenarında bulup hastaneye getirdiler çok şükür iyileşti. Yine bildiğiniz üzere bu yaşadığı kaza sonucu başına almış olduğu darbeden dolayı hafızası silinmiş ve hiçbir şeyi hatırlamıyor. 

Morgan evet doğrudur anlatmıştınız der. 
Dr. ancak Rodin'e yaptığım bazı testler sırasında eğitimli olmakla birlikte birden çok yeteneği olduğunu doktor arkadaşlarımın yardımıyla fark ettik der. 

Morgan peki benim size nasıl bir yadımım olabilir. 
Dr. öncelikle Rodin'in iyi derece ingilizce bildiğini hepimiz biliyoruz. 
Ayrıca başka dilleride bildiğini düşünüyoruz ve bu konuyu kendilerinede anlattım kendiside kendini tanımak ve hatırlamak istediğini söylüyor. 
Bizde sizin iyi bir dilci olduğunuzu bildiğimizden onunla bildiğiniz dillerle konuşmanızı istiyoruz en azından ne ve kim olduğunu birazda olsa hatırlamaya çalışır. 
Morgan elbette siz dr. olarak daha iyi bilirsiniz gerçekten faydalı olur mu?
Dr., Bilmiyoruz ama denemeden de bilemeyiz der. 
Rodin ise açıkçası sonucu ne olursa olsun şansımı denemek istiyorum. Belki keşke hatırlamasaydım derim belkide iyiki hatırlıyorum derim. Belkide hiç bir şeyi  hatırlamam ama deneyip görmek istiyorum. Der. 
Morgan madem öyle tamam bende üstüme düşeni yapacağım. Ne zaman kendinizi hazır hissederseniz lütfen beni arayınız der. 
Rodin asılnda eğer sizde müsaitseniz şimdi başlamak istiyorum. 
Dr., Rodine bakarak gerçekten kendini hazır hissediyor musun?  Rodin evet yeterince bekledim zaten der. 

Dr.,  Morgan o zaman hastamı size emanet ediyorum. Gülerek onu size ya emanet ettiğim gibi verin yada daha iyi bir şekilde verin lütfen der. 

Morgan en iyi şekilde onu size vermek için elimden gelenini yapacağım der. o zaman dr. biz müsadenizi isteyelim deyip Rodin ile birlikte ayağa kalkarlar. 

Dr., Rodin ya başarılar sana güvenmiyorum inanıyorum hayde git diyerek onun elini sıkarak gönderir. 
Rodin'in birsey demesine müsade etmeden morgan hayde seni şimdi şahane bir yere götüreceğim der. Orda önce enfes bir şeyler yiyip içmek için yolumuza çıkan bir marketten birşeyler alacağız diyerek arabasına yönelip Rodin'e göz kırparak hayde atla arabaya der. Rodin arabaya binince Morgan arabayı sürer karşılarına çıkan ilk markette durup birşeyler alır Rodin'e sen bagajı açar mısın der Rodin hemen arabadan inip bagajı açar. Morgen ile birlikte eşyaları arabaya yükler ve Arabaya binecekleri sırada morgan Rodin'e dönerek sen araba sürmesini biliyor musun der. Rodin bildiğimi bilmiyorum. Der. 
Morgan bilip bilmediğini ögrenmek ister misin der 
Rodin ben mi arabayı kullanayım? Der. 
Morgan evet hayde direksiyon koltuğuna otur der. Hatırlamasan bile direksiyona hakim olup olmadığından anlarız. 
Rodin heyecanlanmaya başladım der 
Morgan yok sakin ol çünkü seni tanımaya çalışıyoruz ve sende sadece ilk kez yapıyormuş gibi davran konsantre ol der. 
Tm deyip direksiyon koltuğuna oturur. 
Morgan Onun yan koltuğuna oturup gerektiği yerlerde seni yönlendireceğim. Yanlız denemelerinin başarısızlığı pes etmene sebep olmamasına özen göster Ve başlamadan önce arabaya dokunarak tanımaya çalış der
Rodin o zaman tamam başlıyorum der. 
Rodin gözlerini kapatır elleriyle arabayı hissetmeye çalışır. 
En az üç kez gözlerini kapatıp konsatre olmaya çalışır 4.üncü de başarır ve bu kez gözlerini açar kilide elini götürür arabayı çalıştırır şaşkınlık içinde güler ve sevinçle evvet der. Morgan Şimdilik bu kadar yeter hayde yer değiştirelim çünkü sizi bugün daha çok yoracağız der Morgan,Rodin'i çok yüksek bir tepeye götürür. 

 Morgan ile Rodin sofrayı kurup dinlenirken Morgan ben yabancı dillerde sarkı söyleyeceğim çünkü şarkılar hafızayı daha iyi açar der. 
Önce rusça, türkçe, arapça igilizce şarkılar söylemeye başlar ancak onun kafasında pek birsey canlanmaz akşama kadar böyle eğlenirler eve dönüşte 
Rodin teşekür eder. Morgan teşekkür için biraz erken çünkü daha kaçıp giden hafızanı geri getirmek için çok uzun yolumuz var der gülerek .
Rodin haklısınız hakınızı ödeyemeyeceğim der. 
Morgan Hayde iyi geceler. Yarın sabah erken kalkmam gerek malum sizin dışınızda da öğremcilerim var deyip gülerek arabasına binip gider. 
Rodin,  Morgan ila olan konuşmaları söylediği sarkıları hatırlamaya çalışa çalışa uyuya kalır. 
Gel zaman git zaman 3.ncü haftanin sonunda Rodin birşeyler hatırlamaya başlar. 
Ve dr.'un yanına gider durumunu anlatır çok mutlu olurlar 
Sonra Rodin, dr.'un yanından gelip Morgan'ın yanına gider ve olanları onada anlatır. 
Morgan çok mutlu olur çok sevinirler daha özen gösterirler. 
Tabiki bu çalışmalar esnasında Morgan ile Rodin'in arasında bir yakınlaşma olur. Bu olumlu gelişmelerin ardında birbirlerine biraz daha yakınlaşırlar. Herşey bir yana Rodin birşeyler hatırlayıp Morgan'a anlattıkça Morgen belirsiz hayaller göremeye ve bu durum uzun süre böyle devam eder 

Öyleki dr., terzi madam Elsa, kafenin sahibi Fablo ve diğer kasaba sakinleri olmak üzere bütün kasaba onları bir çift olarak görüyorlardı her ne kadar inkar etseler de nihayet kasabanın dediğine geldiler. 
Bu arada Rodin ingilizce, rusça ve türçe olmak üzere üç dili çok iyi bilmekle birlikte iyi bir sürücü aynı zamanda iyi bir bira sever olduğu öğrenilmiş. 
Çünkü bu üç dile rahatlıkla uyum sağlamış  bira da rahatça içmesinden anlaşılmış. 
Bu iki aşık 2. Ayın ilk haftasında nişanlandılar. Nişandan 3 ay sonra Cadılar Bayramından bir hafta sonra evlenme kararını aldılar tüm kasaba halkını davet ettiler. Tabiki herkes geldi parti çok güzeldi gelini düğün törenine getirmek için geline eşlik eden kişi dr Creesten idi. 

gelini sabırsızlıkla bekleyen Rodin  Morgan'ı beyazlar içinde gördüğü anda hafif sersemlik yaşadı neyseki o sırada arkadaşları yanındaydı ve onlara tutundu tabiki onlarda kimseye çaktırmamak için onu tutup düşmemesi için biz eşimizi beyaz lar içinde görürken ayaklarımız yerden kesilmemişti de nihayet birileri ayakları yeden kesmeyi becerdi diyip gülerek onu toplamaya çalışıyorladı neyseki gelin damadın yanına gelene kadar damat yerinden kımıldayamadı. 

Gelin geldi ancak Rodin hala kendine gelememişti taki dr. Creesten gençler artık damadı sahibine verin diye espri yapana kadar. Dr. olanları çaktı ve sıkıca Rodinin kolunu kavrayarak gelinin çevresine bakındığı sırada onu sarsıp kendine getirip göz kırptı Rodin hemen kendine gelip evet efendim dedi 

Dr. Creesten canım kasabamızın halkı adına konuşarak sana diyorum ki bu küçük güzel kasabamızın biricik prensesi öğretmenini Allah'a emanet ederek senin eşin olmana izin veriyoruz. Olurda onu en ufak bir şekilde üzer veya üzülmesine sebep olursan gülerek derini yüzeceğimizden şüphen olmasın. Çünkü çocuklarımızı ona emanet ediyoruz mutsuz olmasınıda istemeyiz der. Rodin korkarak güler. Gelini Rodin'in ellerine bırakıp nikah şahitliklerini O ve madam Maria yaparlar. 

Nikah memuru gelini öpebilirsiniz der ve Rodin Morgen'ı aşk ve özlem dolu öper. Muhteşem bir düğün dansından ve gelen tebriklerden sonra Rodin, Morgen için hazırladığı yere gizlice götürür. Rodin düğün salonuna yakın olan çok guzel bir ağaca salıncak yapar  sadece orkide çiçekleri ile süslemiş ağacın çevresini beyaz örtü ve kırmızı mumlarla süslemiştir.  

Morgon bu süprizi çok beğenir Rodin'in boynuna sarılır sonra Rodin salıncağa binmeyecek misin yoksa beğenmedin mi espriyle der. Morgan aşık oldum diyip salıncağa biner. Rodin salıncağı sallar ikisininde yüzünde güller açar. Kısa bir süreliğine yanlız kaldıktan sonra birbirlerine aşkla bakarak parti alanına geri dönerler. Düğünün sonunda herkes evine dağılır. 

 Rodin, Morgan'ı kucağına alarak içeri götürür. Rodin bardaklara şampanya doldurur ve Morgan'la şampanyalarını içerler. 

Sonra Rodin cesaretini toplayıp Morgan'ın gözlerine bakarak seni gelinlikle gördüğüm anda kaybettiğim hafızamı geri hatırladım der. Sonra kendisinin türk olduğunu istanbulda yaşadığını mesleğinin de beyin Cerahisi olduğunu o sırada bir kız arkadaşı olduğunu bu kız arkadaşının sarı ve uzun saçlı kahve gözlü 1.70cm boyunda ve yabancı dil eğitimi gördüğünü hayalinin yurt dışını gezmek ve sonra benimle evlenmek olduğunu ve  en sonunda o kızın adı hacer olduğunu söyler. 

Morgan beni gelinlikle görmenle ne alakası var ardından gözleri nemlenerek yoksa sen evli misin der. 


Murat, dur der ve devam eder  hatta sen yurt dışı seyahatine çıktın. Sonra sonra aman Allah'ım ben inadına üniversitede en sinir olduğun kızla evlendim hemde sana duyduğum tüm sevgiyi ona vererek . evet hatırlıyorum ondan iki çocuğum oldu adları Burak ve Tuğçe der. Daha sonra kontrolsüzlük diye bir sağlık sorunum çıktı ve hatta ben eşimle buyüzden boşandım.  Ülkeyi terk ettim onlara ve kendime zarar veriyordum sana duyduğum özlem ve kıskançlık ve sensizliğin verdiği mutsuzluk yüzünden. Ingiltereye geldim şoförlüğe başladım 2.nci gün bir köprüde kaza yaptım ve sonrasında bu kasabada gözlerimi yine senin yanında açtım zaten gerisini biliyorsun. Der. 

Morgan ısrarla hatırlamadığını söyler. 

Rodin nasıl hatırlamazsın beni senin adın hacer değil mi sen Türk değil misin?  Sonra da ailesini arkadaşlarını anlatır. 

Morgan, Tamam ben Türküm adım Hacer ailemi de tanıyorsun ve bir sevdiğim var mıydı hatırlamıyorum ama bunların hepsi bir tesadüfte olabilir çünkü ben sana ailemi anlattım kendimi anlattım belki sevdiğin kız ile beni karıştırıyorsun belkide beynin şuan seninle oyun oynuyor çünkü basit bir travma atlatmadın der. 

Rodin bunun üzerine çaresizlik içinde kıvranarak hayır beynimin bir oyunu olamaz bu bir oyun olmamalı çünkü hafızamda herşey çok net der. Bir süre sonra Morgan'a bakıp kendisinin doğruyu söylediğine dair inanan bir bakış arar ama aradığı bakışı bulamaz. 

Olduğu yerden kalkarak bilgisayarını lıp getirir üniversiteye ait birlikte çekilmiş fotoğrafını sakladığı mail hesabında açıp Morgan'a gösterir. Morgan ilk başta fotoğrafı inkar edecekken fotoğrafın sol üst köşesinde el yazıyla yazılmış Murat ile Hacer isimlerini görür elleri titremeye gözleri sylanmaya başlar zarzor sağ alt kısmında da fotoğrafın çekilmiş olduğu Saat Tarih yer bildirgesini görünce de Rodin'e  sulanan gözleriyle bakıp sen Murat mısın demesiyle Murat Hacerin herşeyi hatırlamaya başladığını anlar ve kollarını sıkan Hacer'in ellerini incitmemek  için Hacer'e yavaşça sarılır Hacer kendine gelip Murat'a sarılınca bu kez Murat ona sımsıkı sarılır ve Evet ben seni yanlız bırakan ve seni sevmekten hiç varzgeçemeyip deliren Murat'ım der ağlayarak. Bir süre böyle kaldıktan sonra düğünün vermiş olduğu yorgunluk ile buruk sevinçlerinin verdiği zihin yorgunluğu Hacer'i olduğu koltukta Mrat'ıda Hacer'in ayaklarının dibinde 12 saatlik tatlı bir uykuya bırakmıştır. Hacer ile Murat uyandıklarında saat öğlen 13.00 sularıydı. Uyandıktan sonra biraz olsun toparlanıp kendilerine gelirler. 

Ortam ilk başta sessiz olsada Hacer, salondaki koltuğa oturup sen nasıl evlenirsin der. 

Murat önce bu soru karşısında afallar sonra sen beni bırakıp yurt dışına gidince bende aklım sıra senden intikam almak istedim der. 

Hacer dediğiin doğrudur. Evet ben Yurt dışına gittim ama ertesi gün Dünya turunu bırakıp ilk uçakla sana geldim evinde sana supriz yapacaktım ki kapı açıldığında senin aşkla beyazlar içinde olan Senem'in gözlerinin içine baktığını ve onu kucaklayıp eve getirdiğini görünce kaynar sular başımdan aşağı döküldü. Siz birbirinize öyle bakıyordunuz ki bende o sırada arka bahçeden kaçıp buraya kadar geldim. 

Şuan heyecandan kalbimin sesini duymasam ya bu bir  rüyadır yada bir masaldır derim. Çünkü  ben yaşadığım o büyük şoktan sonra seni ve seninle ilgili olan herşeyi unutmuştum. Yaşadığın travma sonucu kaybettiğin geçmişini hatırlayıp bana anlattıkça sürekli silik hayaller görüyordum düne kadar ama dün gece olanları sen anlatınca o silik hayaller belirginleşti beynimde ben seni kendime unutturmuştum hatırlamamak için ailem dahil herkesle iletişimi kestim. Çünkü  böyle kendime unutturabildim seni. Ve şimdi biz dün evlendik ama senin çocukların var boşanmalıyız der
Hacer özür dilerim Lütfen affet beni. ben sensiz yaşayamıyorum kimseye mutluluk veremiyorum dengemi kaybediyorum. şimdi anlıyorum sen benim ruh Eşimsin dengemsin herşeyimsin deyip Murat, Hacer'in ayaklarına kapanıyor. 

Hacer, Murat'a senin çocukların var lütfen onlara dön. Biz birbirimize kavuştuk diye o çocukların baba hasretiyle büyümemeli. Git ve onlara sarıl bırakma onları. Lütfen benim hatırım için der. Ama der Murat. bunun üzerine Hacer sen benim yüzümden onlara Baba olamadın asıl ben senden ve ailenden özür dilerim. zaten biz Allah'ın izniyle kavuştuk birbirimize söz veriyorum sana ölüm bizi ayırıncaya kadar gözlerinin görebildiği mesafede olacağım der. Hem sen bu sayede ailene kavuşursun ve bende senin mutluluğunla mutlu olurum zaten biri mutsuzken ben mutlu olamam ki deyince Hacer.

Murat, Hacer'ine sarılır. Eşi ve çocuklarına geri dönmeye karar verir. Murat o gün Türkiye ye döner. Eski eşi ve çocuklarının yanına gider. Yaklaşık 2 yıldır senemin ölü bildiği kocası ve çocuklarınında ölü bildikleri babası 2 yıl sonra açılan kapının arasında ve ailesinin karşısındaudı artık. 

Senem Murat'ı görünce bayılır. Çocuklar babalarını tanımalarına fırsat kalmadan bayılan annelerini içeri alırlar Murat'ta içeri girer. Senem'in ayılmasını sabırla bekler. Senem ayılıp kendine gelince titreyerek uzandığı koltuğa oturup Murart bu sen misin der. 

Murat evet benim ben ölmedim yaşıyorum der 

Hacer ama kaza geçirdiğinde seni heryerde aradık bulamadık bunun üzerine yetkililer ölmüş olabileceğini söylediler.

Murat ben ölmedim nehrin suyunda yaklaşık 3 ay sonra çok uzakta olan bir kasabada bulundum deyip başından geçenlerden hacer hariç herşeyi anlatır. 

Çocuklar hiç birşey diyemeden oturup olanları anlamaya çalışıyorlardı. Olup biteni anlayınca özlemle babalarına sarılırlar. Murat seneme ailesini aratıp yaşadığı haberini verip onları ziyarete gider.

Murat'ın iyileştiğine bir hafta içinde inanırlar ve onu kabul ederler 
Murat ile Morgan dr. Creesten'e olup biteni anlatmak isterler ancak olup bitene  inanılması güç olduğundan 1 ay sonra Murad'ın herşeyi hatırladığını ve bir Türk olduğunu aynı zamanda alanında başarılı bir Beyin Cerrahisi olduğunu anlatırlar sadece ve Murat ailesini özlediğini ve bu yüzden türkiyeye 1aylığına gidip geleceğini söyler. 
Murat İki gün sonra gider ve iki hafta sonra onun boşanma belgesi ile bir mektupla gelir. 
Metupta evlenmiş bosanmış ve iki çocuk babası olduğunu ancak eşiyle tekrar barıştığını ve Hacer'den boşanmak istediğini yazmış dr. Creesten mektubu Morgan'a okur. Hacer çok üzülür yinede sözleşmeyi imzalar ve aynı gün Murat'a gönderir.
 Morgan bir hafta sonra dr. Creesten ile konuşup ingiltereden Rusya'ya gider ve iki ay sonra Türkiye'ye gelir ailesiyle yaşar 1 yıl içinde Hacer, Murat'la görüşür. Murat'ın gözlerine bakıp beni özlediğinde beni sadece senin mutluluğunun mutlu ettiğini hatırla der. Ve gizlice ülkeyi terkeder. Hacer, İngiltere'ye geri döner yaklaşık 1 ay sonra dr. Creesten'ın yaptığı evlilik teklifini kabul eder. 1-2 ay içinde evlenirler. 

Murat ise, Hacer'i yıllarca görmediğini 56 yaşında sahilde 20 yaşlarında bankta oturan bir genç kızı görünce hatırlar. ve o anda kızın yanına gider siz Hacer Hanım'ın nesi oluyorsunuz hanım kızım diye sorar maşallah pekte ona benzemektesinizdir der. 

Mine ayağa kalkar ben Hacer Hanım'ın kızı Mine'yim amca deyip yüzüne bakar. Amca peki siz annemi nereden tanırsınız der. Murat Bey düşünür ve ben onun bir ahbabıyım der. Peki anneniz nasıl der mine göz yaşlarını tutamayarak geçen yıl vefat etti der. Murat Bey şaşırır elleri ayakları tutamaz olunca Mine ve arkadaşları Amcayı tutup banka oturturlar bir arkadaşı hızlıca su alıp ona getirir Mine ona suyu içirir. Arkadaşım amca iyimisiniz der. Murat bey saolun der sonra demek ki beni bırakıp gitti he. Öyle güzel beni yokluğuna alıştırıp gitmişti ki Mine kızım seni görünce daha yeni onu hatırladım bir an gençlik yıllarıma döndüm der. Başımız saolsun kızım der bir süre sessizce oturur sonra kendine gelir peki Mine kızım sen kimde kalırsın kimin kim sen varmı der Anneannemde kalırım der. 
Murat bey Baban nerde yoksa O da mı der ve ahlanıp vahlanır. 
Mine amca siz babamı tanırmıydınız der. Murat bey yok tanımam ben anneni tanırım sonra peki baban nerde der  
Mine ben babamı tanımam adını bile bilmem kolyesini açarak bende sadece bu fotoğrafı  var diyerek fotoğrafı amcaya gösterir. 
Murat bey, bu Bey benim gençliğime pek benzekte der. Dur bi diyerek cüzdanındaki gençlik fotoğrafını çıkarır ve Mine kızım bak bu yanımdaki senin Annen der. 
Mine ve arkadaşları bir kolyedeki fotoğrafa bakarlar ve bir Amca'nın gösterdigi fotoğrafa bakıp şaşırırlar. amcada o sırada gözlüğünü takar ve Mine'nin kolyesindekinin kendisine benzemediğini ve bizzat kendisi olduğu görür. Ama sen benim kızım mışsın der. Oysa Hacer bana hiç bahsetmedi senden der. Mine ve arkadaşları şaşırırlar. Ahh canım kızım ahh canım Hacerim Rabbim seni benden aldı kızımızı bana bağışladı der. Mine baba sen benim babamsın der. 
Ve birbirlerine sarılırlar ve bu yaşadığı heyecan beş dakika sonra murat beyin herşeyi unutmasına sebeb olur. 
Mine herşeyi ona anlatmaya çalışır ancak babası hiçbir şey hatırlamaz sonra mine arkadaşlarının yardımıyla polisi çağırırlar olanlara olanları anlatırlar. Murat beyin eşine çocuklarına ulaşırlar ve Murat beyin evine giderler Mine herşeyi Senem hanım ile üvey kardeşlerine anlatır. Senem hanım onu doğrulayan Mine'nin annesi Hacer'den Murat beye gelen ancak Murat beyi kaybetmekten korktuğu için sakladığı Mektupu sakladığı yerden çıkarır ve herkesin içinde okur. 
İlk başta çocukları kabul etmesede bir hafta sonra babalarının vefatından sonra onu kardeşi olarak kabul ederler ve Senem hanım mutluluğunu borçlu olduğu Hacer'in emaneti Mine'yi kendi öz çocuklarından ayırmaz ve onu kabul edip çok sever ve mutlu mesut yaşarlar 1 yıl sonra Mine babasının saklı tuttuğu günlüğü kilerlikte eski eşyaları karıştırırken görür ve günlüğü okur ve tüm gerceği öğrenerek Anne ile Baba'sının büyük aşkına bu defterle şahit olur ve kitaba döküp yayınlayıp tüm dünyaya bu aşkı göstermek için övey babası olan Dr. Creesten'dan büyük bir destek alır..

                              ###SON###
>>E.D.<<  

NOT: Yazdığım bu Hikaye tamamen hayal ürünüdür gerçekle hiç bir alakası yoktur. Kaleme aldığım bu hikayeyi beğeninize sunarken oluşan yazım ve imla kurallarımın eksik ve yanlışlarından dolayı özürdilerim. 

Anlayışınız için Teşekkür ederim...

( Mine başlıklı yazı E.D. tarafından 19.03.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.