Pişmanım! Hakikat yoluna köle,
Olmadığım için kıvranıyorum.
Göl olmak derdine, var olan göle,
Dolmadığım için kıvranıyorum.

Olmak istediğim, olduğuma bak!
Sen pek bulanıksın ama o berrak.
Sana uyup, kendim gibi temiz, ak,
Kalmadığım için kıvranıyorum.

İnsan mı? Kabukmuş! İçindeki öz,
Bir hak daha versin, pişeceğim, söz!
Tattım ateşi de; arkasına göz,
Salmadığım için kıvranıyorum.

Bir cenaze vardı geçen hafta ya,
Şaştım; mevta benle aynı safta ya!
Şimdi, bakıp boynundaki yaftaya,
Gülmediğim için kıvranıyorum.

Dik duruş, haysiyet, edep ve hayâ,
Ben mi yaya kaldım, bunlar mı yaya?
Menzilsiz yolları, üç beş parçaya,
Bölmediğim için kıvranıyorum.

Sen yine umut et, bitecek san da,
Çare ne sevgide, ne hüsn-ü zanda,
Doğru randevuya, doğru zamanda,
Gelmediğim için kıvranıyorum.

Eğer varsan herşey ezâ verici,
Yoksan, yokluk bile cezâ verici,
Bir ipe tutunmuş yol gösterici,
Bulmadığım için kıvranıyorum.

Ben ne kar tanesi, ne de bir çığım,
Deryadan derinim, damladan sığım,
Doğum sancısıdır bu yaşadığım;
Ölmediğim için kıvranıyorum.
( Otuz Dört Yıllık Boşluk-2 başlıklı yazı Silüet tarafından 2.04.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.