Hasret başlayacaktı çalınca saat
Sen yelkovan oldun ben akrep
Buluştuk altmış dakikada bir sefer
Sen bana beş varsın
Kuşların kanadında iki file içinde
gel çığlıkları
Serptiler yücelerden kar
tanelerine
Soyundu ana üryan dağlar
Titredi kardelenler yorgansız
Cıvıl cıvıl ötüşen çığ ile gel
Yaklaş bana
Sen bana üç varsın
Yandı bir kibrit çöpü gel diye
Yeşil ormanları ter bastı
İçten içe kavruldu ağaçlar
Dumanından öksürdü olumsuz
mesajlar
Hızla gelseydin
İs kokan pembe kitaplarda kavuşsaydık
Dünyanın pili çıksa zaman dursaydı
Çaldı kurulu saat sen beni bir saniye geçe
Başladı hasretin
Duyuldu zulamdan acı bir ses
Göğü deldi yivli bir kurşun
Damlalara saklandı intizar
Zembereği boşaldı yağmurun
Çekti içine mavi gözyaşını toprak
Geç geldin erken gittin
Bir dakikan oldu bir sene
Altmış yaşarsam bir saat
Haykırdım gelmedin
Çığlık attım duymadın
Bir saniyede geçtin beni
Geçerken kaç salise gördüm ela gözlerini
Tebessüm eden o gamzeli yüzü
Bir elinde çekiç diğerinde paslı
bir çivi vardı
Bir asır geçti unutamadım
Giderken içime çaktığın o son sözü
Aşı yaptırmadım seni sevmeden önce
Kazıklı humma dediler koca karılar
Kasıldı dünyamın bütün kasları
Nefes alamadım
Boynum büküldü kaldıramadım
Dilim tutuldu elim ayağım
kilitlendi
Tetanos oldum ben
Belki tekrar gelirsin elli dokuz
dakika sonra
Susunca çalar saat
Hoş geldin diyemem açılmaz
çenemdeki kas
O zaman gözlerime bak hoş bulduk
de
Sonra çek yüreğimdeki paslı çivini