Okulların
ilk günüydü.Lise sayısal 12-A sınıfının sorumlu öğretmeni fizik öğretmeni Alim Beydi.Zil
çaldı.Alim bey sınıfa ağır ağır adımlarla geliyordu.Öğrenciler ise sınıfta ayrı
ayrı gruplar oluşturmuş birbirleriyle şakalaşıp gülüşüyorlardı.Alim bey sınıfa
girince sınıf da düzene girdi hemen.Her öğrenci sırasına oturdu.Alim beyin bir
ağırlığı vardı ve bunu hissettirebiliyordu.
İlk ders
için her şart sağlanmıştı.Sınıf sessizdi,tahta silinmişti,tahtakalem
hazırdı.Alim bey sınıftaki tüm öğrenciler ile önce göz göze geldi,dinleyecekler
mi diye kontrol etmek amaçlıydı.Ardından evrak çantasından bir kağıt
çıkardı.Ezber yapmayı da yaptırmayı da sevmezdi.En sonunda eline kalemi aldı
ama yazmaya başlamadan önce:
-Ben fizik öğretmeni Alim Koca.Sizinle ilk dersimiz
olacak.Öncelikle şunu söylemek isterim.Sizi formülleri öğretmeye başlamadan
önce fizik ile hayatın ne kadar örtüştüğünü göstermek istiyorum.Hem ilk
dersimize sıkıcı bir başlangıç yapmamış oluruz hem daha kalıcı olur hem de neyi
nerede kullanacağınızı bilirsiniz.
Öğrencilerin
gözleri parlamaya başlamıştı.Tebessümler de görülüyordu.Kıpırdanmalar da
oluyordu yavaştan ama rahatsız edici değildi Alim bey ve sınıf açısından.Alim
bey arayı fazla uzatmadan sormaya başladı:
-Vektörler konusunu işlemişinizdir 9.sınıfta,doğru mudur?
Öğrenciler hep bir ağızdan ‘’Evet’’ dediler.
Alim bey tahtaya yöneldi.Tahtakalem ile Y harfine
benzer,çizgilerinin uzunlukları farklı 3 vektör çizdi.
-Burada cisime 3 kuvvet etki ediyor.Bileşkesi ne ise o yönde
hareket edecektir.İnsan da bu şekildedir. Kişinin üzerinde ne etkiliyse ona
göre davranır.Aksini düşünen var mı?
Öğrencilerden ses çıkmadı.Alim bey tahtaya tekrar
yöneldi.Tahtanın diğer yarısına bir çapraz çizgi çizdi,sonra yatay bir çizgi
daha çizdi.Çapraz çizgi yatay çizgi ile kesiştiği yerde eğimi
değişiyordu.Besbelli ki optikte kırılma konusu işleniyordu.Bütün sınıf şimdi ne
anlatacak diye meraklanmıştı.Alim bey sınıfa yöneldi:
-Bu gördüğünüz optikte kırılma diye geçiyor.Ortam değişince
kırılma açısı da değişiyor.Aynı davranışlar farklı ortamlarda farklı
algılanabileceğini gösteriyor.Bunu bir örnekle anlatmak istiyorum.Ben arkadaş
ortamında kahkaha atabilirim yadırganmaz ama cenaze evinde kahkaha atarsam
ayıplanabilirim.
Öğrencilerden aaa evet,sahiden,valla benzeri sesler
duyulmaya başladı.Alim bey bir yandan tahtayı silerken başka bir fizik yasasını
daha anlatabileceğini gösterir gibi:
-Benim bu iş yapma yeteneğim enerjidir.Eğer enerjim yeterli
olmasaydı bu işi yapamazdım.Muhtemelen tahtayı başkasına sildirtirdim.Ama ne
oldu?Ben potansiyel enerjimi kinetiğe çevirebildim ve şu an iş
yapabiliyorum.Enerji dönüşebilir.Bu durum karşınıza tepeden bırakılan topun
nereye kadar çıkabileceği şeklinde çıkar.Eğer potansiyeliniz yeterli değilse
fazla iş yapmayı beklemeyin.
Öğrenciler gülüşmeye başladı.Tahta silinmişti.Bu sefer
tahtaya bir elektrik devresi çizilmişti ama biraz farklıydı bu devre.Direnci
atlayıp geçecek bir tel daha çiziliydi.En ön sıradaki gözlüklü çalışkan öğrenci
düzeltme ihtiyacı hissetti:
-Hocam devrede direncin birinden akım geçmez ki bu şekilde.
-Evet haklısın akım her zaman dirençsiz yolu tercih
eder,aynısı kolayı varken zoru seçmeyeceğimiz gibi…
Öğrenciler bu sefer kahkaha attılar.Tahtanın diğer yarısına
geçti Alim.Bu sefer çukur ve tümsek çizmeye başladı.Çizim bittikten sonra
sınıfa yöneldi ve yılların görmüş geçirmişliğiyle:
-Enerji dalgaları bir tümsek bir
çukurdur.Hayat da inişli çıkışlı değil midir?Bazen yükselirsin sevinirsin,bazen
alçalırsın üzülürsün,hep bir devir daim içerisindesindir.Bu kadar yetsin
bugünlük.Şimdi sizleri tanıyalım.Ne olmak istiyorsunuz?