ÇAYLAR TARIK ABİDEN

             Mecitbey Karakolu’nun bulunduğu sokak; Salı pazarının girişine dek kuzey güney  doğrultusunda uzanır.Bu sokakta bir  fırın,iki bakkal ,iki spotçu ,iki çayocağı,iki elektrikçi,iki beyaz eşya tamir dükkanı ,bir laminant döşeme satış ve montaj atelyesi bulunmaktadır.

             Bu sokaktan gün boyu;kağıt toplayıcılar,dört tekerlekli arabalarıyla evlerden atılma zamanı gelmiş ve de gözden çıkarılan tamire muhtaç eşyaları toplayan hurdacılar-eskiciler geçer.Arabaların çoğunda dandik bir fırçayla sağlı sollu ,yağlıboyayla özensiz yazılmış “ Depo kazan kesilir veya hurdacı-eskici “ yazıları mevcuttur.

             Hemen  hergün oturup sohbet ettiğimiz “Olgunlar Çayocağı”na  müdavimlerden Tarık bey taaa Samatya’dan ayaklarına üşenmeyip  hemen hergün gelir.Yaşı altmışını  geçmesine rağmen yürüyüşünü hiç aksatmaz.Şiddetli kar yağışı olur da yerler buz tutarsa.Rüzgarlı bir havada yağmur damlaları insanın yüzüne yüzüne çarpıyorsa işte o zaman Tarık bey o gün çayocağına gelmez.Çoğu zaman öğleden sonra yemek için evine bi koşu gider ve gelir.

            Akşam saatlerinde çayocağı emeklilerle dolar taşar.Eski İstanbul’da nelerin olup bittiği ,bu semtte vakti zamanında  kimlerin hangi sokakta yaşadıkları ,ellili yıllarda yapılan istimlaklarda hangi tarihi eserlerin tarihe karıştığı,yok olup gittiği anlatılır.Yıllar öncesinden Anadolu’nun değişik yerlerinden gelenlerin oğulları torunları söz sırası kendilerine geldikçe bildiklerini duyduklarını anlatırlar.

              Yine böylebir bahar gününde.çayların art arda içildiği ve  sohbete ara verildiği bir  sırada Tarık bey cep telefonundaki mesajı okur okumaz ayağa kalktı ve ;
             -Arkadaşlar bu ne ya! Ne bu!.Telefonum ucuz bi şey olsa kapıdan sokağa atacağım.Bir kaç kişi birden;”Hayrola Tarık abi.Hayırdır..”, “Sen kolay kolay kızmazsın ne oldu?”, “Önemli bi şey mi?”
             -Önemli olmasına önemli değil de,şu GSM operatörleri adamı hasta eder be kardeşim.Birinden çıkıp diğerine giriyorsun ,öbürünün reklamlarına güvenip hattını taşıyorsun hepsi de ayrı bi tripte.
             -Tripte derken,gene mi kazık ,yuh artık.
             -Az önce bir sesli mesaj geldi,” Sizi arayanların telefona ulaşmanız zaman diliminde canlarının sıkılmamaları için pop şarkıcılarından şarkı dinlettireceğiz.Bu uygulamamız bir ay bedava diğer aylar üçer liradır.Bu Dingo uygulamasına evet diyorsanız bire basın,tekrar dinlemek istiyorsanız ikiye,uygulamayı kabul etmiyorsanız üçe basın.”
             -Peki sen nereye bastın Tarık abi?
             -Birinizin ayağına basmadığıma göre tabiî ki üçe bastım be Raşit.
             -Affedersin  yanlış anlama ama Tarık abi  ikiye veya altıya basmayasın!.
             -Öyle şey olur mu hiç Reşit kardeşim.Ben bastığı yeri iyi bilen bir adamım .Hepiniz bip sesini duydunuz.Üç dakika ya geçti ya geçmedi pat mesaj geldi.Kaynar sular başımdan dökülür gibi oldu.Neymiş; “ Müjde değerli abonemiz Dingo üyesi oldunuz uygulamanızı güle oynaya kullanınız”…
            -Tarık abi takma kafana.Bir yolunu bulur internetten Dingo üyeliğini sonlandırırız.
            -Sağol Fikri günü gelsin ilk fırsatta Dingo Mingo dinlemem ahırda ne kadar at varsa azat ederim.Ben emekli bir adamım.Dingoymuş, Ringo’ymuş dinlemem.Atmış,tayıymış kısrağıymış,altılı ganyanmış anlamam….Oh be şimdi rahatladım.Söyleyin şu çayları da kendimize gelelim.Çaylar benden….

Mehmet Sadık Medin
( Çaylar Tarık Abiden başlıklı yazı Sadık Medin tarafından 9.05.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.