ET RİSÂLESİ (KİMLERİN KESTİĞİ YENİR?)
Mukaddime:
Rahmân ve Rahîm olan Allâh’u Teâlâ’nın Adıyla…
Hamd, Allâh’a mahsustur. O’na hamd eder, O’ndan yardım ve mağfiret dileriz. Nefislerimizin şerrinden ve amellerimizin kötülüğünden O’na sığınırız. O’nun hidâyete erdirdiğini hiç kimse saptıramaz, saptırdığını ise hiç kimse hidâyete erdiremez. Şehâdet ederim ki, Allâh’tan başka ibâdete lâyık hiçbir ilâh yoktur. Ve yine şehâdet ederim ki, Muhammed aleyhisselâm O’nun kulu ve Rasûlü’dür…
Bundan sonra:
Müşriklerin Kestiği Et -Besmele İle Kesilse Dahi- Haramdır:
Bil ki! Müslüman ve Ehl-i Kitâb dışındaki herhangi bir dîn
mensubunun kestiği hayvan, besmele ile dâhi kesilmiş olsa, helâl değildir. Bu;
Kitâb, Sünnet, icmâ ve sahâbe kavli gibi sahîh şer’î delîllerin delâletiyle
sâbit olan bir hükümdür.
Bu hükmün Kitâb’tan delîlleri şöyledir:
“Ölü, kan, domuz eti, Allah´tan başkası adına boğazlananlar, boğularak,
vurularak, yuvarlanarak veya sürüklenerek ölen, yırtıcı hayvan tarafından
parçalananlar, (henüz canlı iken yetişip) canları çıkmadan evvel
kestiğiniz müstesna, dikili taşlar üzerine kesilenler (hayvanlar) ve
fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılınmıştır. Bunlar fasıklıktır. (günahla
yoldan sapmadır) Bugün, küfredenler sizin dininizden ümitlerini
kesmişlerdir. Öyleyse onlardan korkmayın da Ben´den korkun. Bugün, dininizi
kemale erdirdim, üzerinize olan nimetimi tamamladım ve size din olarak
İslamiyeti beğendim. Her kim ki açlıktan darda kalırsa günaha kaymaksızın
(bunlardan yemeğe mecbur olursa) muhakkak ki, Allah Gafur´dur, Rahim´dir.” (Mâide: 5/3)
Allâh Tebâreke ve Teâlâ, âyet-i kerîmede “Sizin kestikleriniz
hariç…” buyruğu ile ancak Müslümanların şer’an kesim ehliyetine sahip olduğunu
beyân etmektedir.
İmâm el-Mevsilî rahimehullâh, şöyle demiştir: “Kesen kişinin
Müslüman olmasına gelince bu Allâh’u Teâlâ’nın ‘Sizin kestikleriniz hariç…’
âyetinden dolayıdır. Bu Müslümanlara yönelik bir hitabtır.” [el-Mevsilî:
el-İhtiyar li Talili’l-Muhtâr: 5/10.]
Allâh’u Teâlâ, “Sizin kestikleriniz hariç” buyruğundan sonra
ilerleyen âyetlerde şöyle buyurarak Ehl-i Kitâb’ın da kestiklerinin helâl
olduğunu bildirmektedir:
Allâh Subhânehu ve Teâlâ, şöyle buyurmaktadır:
“Bugün, size, iyi ve temiz
olanlar helal kılındı. Kitab verilmiş olanların yemeği size helaldir, sizin
yemeğiniz de onlara helaldir. Mü´min kadınlardan iffetli olanlar ve sizden önce
kitab verilenlerden iffetli kadınlar, zina etmeksizin, gizli dost tutmaksızın
ve mehirlerini verdiğinizde size helaldir. Kim de imanı inkar ederse;
yaptıkları boşa gitmiştir ve o, ahirette hüsrana uğrayanlardandır.” (Mâide: 5/5)
Allâh’u Teâlâ’nın “Kendilerine kitâb verilenlerin taâmı size
helâldir…” buyruğunda kastedilen Yahûdi ve Hıristiyanların kestikleri
hayvanlardır. Zira kesimi gerektirmeyen yiyeceklerde onu hazırlayanın kitâbî
olup olmaması arasında fark yoktur.
İmâm İbn Kesîr rahimehullâh, âyet-i kerîmenin tefsîrinde şöyle
demiştir: “Allâh’u Teâlâ, Yahûdi ve Hıristiyanlardan oluşan iki kitâb ehlinin
kestiğinin hükmünü zikredip şöyle buyurdu: ‘Kendilerine kitâb verilenlerin
taâmı size helâldir.’ İbn Abbas, Ebu Umâme, Mücâhid, Saîd bin Cubeyr, İkrime,
Atâ, Hasen, Mekhûl, İbrâhîm en-Nehaî, Suddî ve Mukâtil bin Hayyân yiyecekten
kastın kesilmiş hayvanlar olduğunu söylemişlerdir. Bu ulemâ arasında icmâ
edilen bir konudur ki onların kestikleri hayvanlar Müslümanlar için helâldir.”
[Tefsîru’l-Kur’âni’l-Azîm: 3/40.]
Sünnet’ten delîle gelince:
İmâm İbn Ebî Şeybe ve İmâm Abdurrezzâk, “Musannef” isimli eserlerinde,
İmâm Ebû Yûsuf “Kitâbu’l-Harâc” isimli eserinde, İmâm Beyhakî
“es-Sünenü’l-Kubrâ” isimli eserinde ve İmâm Tahâvî, “Şerhu Müşkili’l-Âsâr”
isimli eserinde şöyle rivâyet etmişlerdir: “el-Hasen -bin Muhammed bin Alî-’den
rivâyet olunduğuna göre ‘Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem Hacer
Mecûsilerine mektub yazıp onlara İslâm’ı arzetti. Müslüman olandan bu kabul
edildi. Kim yüz çevirdiyse onlara kestiklerinin yenmemesi ve kadınlarının
nikâhlanmaması üzere cizye belirlendi.” [(MÜRSEL HADÎS:) İbn Ebî Şeybe,
(32645); Abdurrezzâk (10028)…]
Bu hadîs-i şerîf, rivâyeti açısından mürsel olup, mânâsı üzerinde
Müslümanların icmâ etmesi onu güçlendirmektedir. [Beyhakî, es-Sünenü’l-Kübrâ:
9/323.] Böylece hadîs, besmele ile şer’î usûllere göre kesseler dâhi Mecûsi gibi
Ehl-i Kitâb olmayan müşriklerin kestiklerinin yenmeyeceğinde ittifakla
hüccettir. [Mürsel’in meşhur olan tarifi “Senedinden bir sahâbî düşen hadîs”
şeklinde yapılmıştır. Buna göre mürsel
yaşı ister küçük, ister büyük olsun bir tâbiînin mutlak olarak merfûan rivâyet
ettiği hadîstir.]
Nitekim Şeyhu’l-İslâm İbn Teymiyye rahimehullâh, şöyle demiştir:
“Bu hadîs mürseldir. Beş sahâbeden buna muvâfakat eden rivâyet vardır. Onlardan
bu konuda muhalefet bilinmiyor. Huzeyfe’ye gelince İmâm Ahmed onun bir Yahûdi
kadınla evlendiğini zikretti. İlim ehlinin çoğu bu mürselle amel etmiştir.
Ulemânın iki kavlinden birine göre mürsel hadîs hüccettir. Ebû Hanîfe, Mâlik ve
Ahmed’den bir rivâyette olduğu gibi. Diğer kavle göre ilim ehlinin çoğunun
görüşü, Kur’ân’ın zahiri veya başka yolla gelen mürsel onu desteklediği zaman
mürsel hadîs hüccettir. Bu da İmâm Şâfiî’nin kavlidir. Bu gibi mürsele gelince
bu tür mürsel, âlimlerin ittifakıyla hüccettir.” [İbn Teymiyye: el-Fetâvâ
el-Kübrâ: 3/109.]
İcmâya gelince:
Ehl-i Sünnet âlimleri -Allâh kendilerinden râzî olsun- Ehl-i Kitâb
dışındaki müşriklerin kestiklerinin keserken besmele çekseler dâhi haram
olduğunda icmâ etmişlerdir.
İmâm İbn Abdilberr rahimehullâh “el-İstizkâr” adlı eserinde şöyle
demiştir: “Âlimler icmâ etmişlerdir ki: Mecûsi ve putperest Allâh’ın ismini
zikretse bile kestiği yenmez.” [İbn Abdilberr: el-İstizkâr: 5/250.]
Ehl-i Kitâb dışındaki müşriklerin keserken besmele dâhi çekseler
kestiklerinin haram olduğunda icmâ nakledenlerden bazıları şöyledir:
İmâm İbn Munzir “Kitâbu’l-İcmâ” adlı eserinde, İmâm İbn Hubeyra,
“İhtilâfu Eimmeti’l-Ulemâ” adlı eserinde, İmâm el-Beğavî rahi-mehullâh,
“Meâlimu’t-Tenzîl” adlı eserinde, İmâm İbn Cevzî rahimehullâh, “Zâdu’l-Mesir”
adlı eserinde, İmâm el-Hazin “Lubâbu’t-Te’vîl” adlı eserinde, İmâm İbn Kudâme
“el-Muğni” adlı eserinde, İbn Rüşd, “Bidâyetü’l-Müctehid” adlı eserinde ve
Zafer Ahmed et-Tehânevî “İlâu’s-Sünen” adlı eserinde… [Bak: Kitâbu’l-İcmâ: 61;
İhtilâfu Eimmeti’l-Ulemâ: 2/349; Meâlimu’t-Tenzîl: 2/336; Zâdu’l-Mesir: 1/518; Lubâbu’t-Te’vîl:
2/14; el-Muğni: 7/131; 9/392; Bidâye-tu’l-Müctehid: 2/212; İlâu’s-Sünen:
17/94.]
Şeyhu’l-İslâm İbn Teymiyye rahimehullâh şöyle demiştir: “İcmâ’nın
anlamı: Müslümanların âlimlerinin herhangi bir hükümde görüş birliğine
varmalarıdır. Bir hüküm üzerinde ümmetin icmâsı kesinleştiğinde hiç kimsenin
onların icmâsından çıkma imkânı yoktur. Çünkü ümmet delalet üzere birleşmez.”
[Mecmûu’l-Fetâvâ; 20/10.]
Sahâbe kavline gelince:
Alî radıyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, o şöyle demiştir:
“Mecûsilerin yiyeceğinde bir beis yoktur. Sadece kestikleri yasaklanmıştır.”
[Dârekutnî, Sünen: 5/534 (4807); Beyhakî, es-Sünenü’l-Kübrâ: 9/479 (19172). ]
İbn Me’sûd radıyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, o, şöyle
demiştir: “Müslümanların ve Ehl-i Kitâb’ın kestiği dışındakileri yemeyin.”
[el-Bûhiti, Keşşâfu’l-Kınâ: 6/205; İbn Muflih, el-Mubdi: 8/23;
ed-Dureru’s-Seniyye: 7/479.]
İbn Abbâs radıyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, o şöyle
demiştir: “Sadece Yahûdi ve Nasranîlerin kestikleri helâl kılınmıştır. Çünkü,
onlar Tevrat ve İncil’e îmân etmişler.” [Hâkim, el-Mustedrek: 2/341 (3213);
Taberânî, Mu’cemu’l-Kebîr: 11/293 (11779); Beyhakî, es-Sünenü’l-Kübrâ: 9/474
(19155). ]
Sonra bu konuda bilinmesi gerekli olan mühim bir kâide vardır ki,
onun üzerinde ümmetin imâmları ittifak etmişlerdir. Kâideye göre:
“Kesilen hayvanlarda aslolan haramlık ve şüphedir.” [İbn Kayyım,
İlâmu’l-Muvakkıîn: 1/256. ] Kâideyi bu lafzıyla İmâm İbn Kayyım, “İlâmu’l-Muvakkıîn”
adlı eserinde zikretmiştir.
[Bu kâide şu lafızlarla da zikrolunmuştur: “Etlerde aslolan
haramlıktır.” / “Hayvanlarda aslolan haramlıktır.” Kâideyi bu lafızlarla
zikredenlerden bazıları şunlardır: İmâm İbn Arabî “Ahkâmu’l-Kur’ân” (2/35) adlı
eserinde, İmâm Nevevî “el-Mecmû” (9/25, 75) adlı eserinde, İmâm Zekeriyâ
el-Ensârî, “Esnâ’l-Mutâlib” (2/41) adlı eserinde, İmâm Ebu İshak eş-Şirâzî
“el-Muhezzeb” (1/454) adlı eserinde…]
Bu kâidenin delîllerinden biri şu hadîsi şerîftir: “Adiy bin Hâtim
radıyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve
sellem şöyle buyurmuştur: Köpeğini saldığın zaman Allâh’ın adını zikret! Eğer
senin için yakalar ve sen de diriyken ona ulaşırsan onu kes. Eğer ölüyken ona
ulaşırsan ve köpek ondan yememişse ondan ye. Eğer köpeğinin yanında başka bir
köpek bulursan ve köpek avı öldürmüşse ondan yeme, çünkü sen onların hangisinin
avı öldürdüğünü bilmiyorsun. Eğer ok atarsan Allâh’ın ismini zikret! Eğer av
senden bir gün gizli kalır, sonra onu bulursan ve okunun eserinden başka bir
şey bulamazsan, dilersen ye! Eğer avı suda boğulmuş bulursan yeme!” [(SAHÎH
HADÎS:) Müslim (1929); Nesâî (4263)…]
İmâm Nevevî rahimehullâh hadîsin şerhinde şöyle demiştir:
“Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’in ‘Eğer köpeğinin yanında başka bir
köpek bulursan ve köpek avı öldürmüşse ondan yeme, çünkü sen onların hangisinin
avı öldürdüğünü bilmiyorsun’ kelâmında mühim bir kâidenin beyânı vardır. O
kâide şudur: ‘Hayvanı helâl kılan kesimde şüphe hâsıl olursa helâl olmaz! Çünkü
hayvanda aslolan haramlıktır. Bu konuda ihtilâf yoktur.” [Nevevî, el-Minhac fi
Şerhi Sahîhi Müslim: 13/78.]
Allâh Subhânehu ve Teâlâ’nın şu âyet-i kerîmeleri ise kesilirken
üzerine Allâh’ın ismi anılmayan hayvanların yenilmesini yasaklamaktadır:
Allâh Subhânehu ve Teâlâ, şöyle buyurmaktadır:
“Üzerine Allah´ın adı anılmış
olanlardan yeyin, şayet O´nun ayetlerine inananlardan iseniz.” (Enam: 6/118)
Kâdî Beydâvî rahimehullâh, âyet-i kerîmenin tefsîrinde şöyle
demiştir: “Âyetin mânâsı şöyledir: Kesilirken Allâh’ın isminin anıldığı
şeylerden yiyin. Başkasının ismiyle yahut kendi başına ölenlerden yemeyin.”
[Beydâvî, Envâru’t-Tenzîl: 2/180.]
“Size ne oluyor ki; üzerine Allah´ın adı anılan şeyden yemiyorsunuz? Halbuki darda kalmanızın dışında size haram olanları O, uzun uzadıya açıklamıştır. Doğrusu birçokları heva ve heveslerine uyarak bilmeden sapıtıyorlar. Şüphesiz ki haddi aşanları, en çok bilen Rabbındır.“ (Enam: 6/119)
İmâm İbn Kesîr rahimehullâh, âyet-i kerîmenin tefsîrinde şöyle
demiştir: “Allâh’u Teâlâ, üzerine ismi anılarak kesilen hayvanlardan yemeyi
mü’min kullarına mubah kılmıştır. Bunun mefhûm-u muhalifi şöyledir: Üzerine
Allâh’ın ismi anılmayan şeyler mübâh değildir.” [Tefsîru’l-Kur’âni’l-Azîm:
3/323.] [Mefhûm-u muhalif: Bir sözde sükût geçilen şeyin mantûk ve mezkûr olan
şeye varlık ya da yokluk bakımından hükmen muhalif olmasıdır.]
“Üzerine Allah´ın adı anılmayanlardan yemeyin. Çünkü bu; bir fısktır. Doğrusu, şeytanlar sizinle mücadele etmeleri için kendi dostlarına telkinde bulunurlar. Şayet onlara itaat ederseniz; şüphesiz ki siz de müşrikler olursunuz. ” (Enam: 6/121)
Âyet-i kerîmedeki, “Üzerine Allâh’ın ismi anılmayanlardan yemeyin” nehyi, tahrim içindir. Buna göre kesim yaparken besmele çekilmesi şart olup, üzerine Allâh’ın ismi anılmayan hayvanlar helâl değildir.
Rasûlullâh sallallâhu
aleyhi ve sellem’in şu hadîsi de bunu desteklemektedir:
“Rafi’ bin Hadîc radıyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre,
Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: Kanı akıtan (bir alet
ile kesilen) ve üzerine Allâh’ın adı anılanlardan ye.” [(SAHÎH HADÎS:) Buhârî
(2488); Müslim (1968)…]
Unutularak Allâh’ın ismi anılmadığında ise ondan yemek helâldir.
Çünkü Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
“İbn Abbâs radıyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh
sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: Şüphesiz ki Allâh’u Teâlâ,
ümmetimin yanılmasını, unutmasını ve zorlandığı şeyi (n günahını) affetmiştir.”
[(SAHÎH HADÎS:) İbn Mâce (2043); Darâkutnî (4351)…]
Bu görüş, Alî bin Ebî Tâlib, Hasen-ı Basrî, Ebû Hanîfe, İshâk İbn
Râhûye ve Süfyan-ı Sevrî’nin görüşüdür. Mâlik bin Enes ve Ahmed bin Hanbel’in
meşhur olan görüşleri de budur. Ayrıca bu görüş İbn Abbas, Saîd İbn
el-Müseyyeb, Ata ve Tavus’tan da -Allâh kendilerinden râzî olsun- rivâyet
edilmiştir. [Kurtubî, el-Câmiu li Ahkâmi’l-Kur’ân: 7/74 vd.; İbn Kesîr,
Tefsîru’l-Kur’âni’l-Azîm: 3/324 vd…]
Görüldüğü üzere şer’î delîller, Müslüman ve Ehli Kitâb dışındaki bir dîn mensubunun kestiklerinin helâl olmadığına; Müslüman ve Ehl-i Kitâb’ın Allâh’ın ismini kasten terkettiklerinde ve kesen kim olursa olsun Allâh’tan başkası adına kesilenlerin haram olduğuna delâlet etmektedir.
Hamd âlemlerin rabbi olan Allâh’a mahsustur. Salât ve selâm
yaratılmışların en hayırlısı Muhammed sallallâhu aleyhi ve sellem’in, âlinin ve
ashabının üzerine olsun.
Yardım ve başarı, izzet ve şeref Allâh’tandır.
O, her şeyin en iyisini bilendir.
Muvahhid Kullara Selâm Olsun.
Polat Akyol.
KAYNAK :
1433 h. /
Abdullâh Saîd el-Müderris.