Ten harap, han türap, bozuldu bağlar,
Döktü hepten özüm, güller tükendi.
Sen serap, can bitap, üzüldü ağlar,
Çıktı lebden sözüm, diller tükendi.

Neşveyi unuttum, gama alıştım,
Gözyaşım kuruttum, sona ulaştım,
Gövdemi yürüttüm, onca çöl aştım;
Yıktı solda sızım, haller tükendi. 

Naz edip yalandan, darılacaktım, 
Azmedip gönülden, yâr olacaktım,
Hazzedip belinden, sarılacaktım;
Büktü içe dizim, kollar tükendi. 

Çileyle karıldı, hep aşk şarabım,
Parmaklar yarıldı, çok ıstırabım,
Vurmaktan yoruldu, kırık mızrabım;
Çöktü dertli sazım, teller tükendi. 

Sensizken noksandım, sensizken yarım,
Sanma ki usandım, dinmezken zârım,
Kederle beslendim, sönmezken hârım;
Yaktı geçti közüm, küller tükendi.

Gurbette dolaşıp, kaldın süresiz,
Hasrete bulaşıp, çektim çaresiz,
Vuslata ilişip, gelsen firesiz;
Baktı ufka gözüm, yollar tükendi.

Takvimin yaprağı, yine söküldü,
Hakikatın dağı, öne dikildi,
Eyvah gençlik çağı, ani çekildi!
Aktı bahar-yazım, yıllar tükendi.

17.05.2020
Muhittin Alaca

Resim:Hatay'ın değerli büyüğü emekli İnşaat Mühendisi, Müdür, Ozan Garip Sönmez ağabeyimiz.
( Yıllar Tükendi başlıklı yazı Alaca tarafından 17.05.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.