Mevsimin çeşni başı adeta nükseden yorgunluk ve dev kıtalar aşıyor belki de okyanusları kundaklayan sözcüklerdir yalnızlığın fitilini çeken.

 

Bir mendirek belki de özümsediğim her aksanda kayıp giden ellerimden belki konuşlanan bir kuş böceklerin cirit attığı bir ağaç kovuğunda yuva yapmanın özlemiyle çalı çırpı taşıyan canhıraş bir hıçkırık…

 

Gitmediğim yollardan dönüyorum.

 

Ayyuka çıkan efkârımla öznel bir hasreti dindiriyorum belki de hayattan selamı sabahı kestiğimin ertesidir içine serildiğim bu boşluk ve de ana kıtaların menkıbesidir biraz sonra dokunacağım o boş sayfada içimi resmetmenin de ötesinde tüm resimleri yırtıp yeniden inşa edeceğim bir dünyanın heyecanı ile kapışıyor içimdeki duygular ve yazmaya meyyal şah beyitler.

 

Günü devirdik, azizim.

 

Yorganı da çektik mi üzerine…

 

Ne ala ne ala.

 

Sözcük kabrine bir düş ziyareti yoksa ziyafeti mi demeliydim tebessüm eden geceye sunduğum bir demet şiir ve işte defteri kebirde saklı tüm kayıtlar.

 

Dünü övdüğüm.

 

Günü güttüğüm.

 

Yarını da dürttüğüm ve saatler sonra bir bayram sabahına uyanacağız bir o kadar Ramazanı uğurlamaya günler kala Kadir Gecesinin şerefine nail olacağız.

 

Şehir yalnız bu aralar.

 

Haneler dolgun ve doygun.

 

Şiir yüklü geceler ve şairin ayaklarının sürttüğü imgeler.

 

Yaslı şehir.

 

Yaşlı kıta.

 

Canım ülkem, vatanım.

 

Küremde mevcudum aslında yarım kürenin yorgun ruhunda kaç karış acıya ve belirsizliğe denk düşüyorsam.

 

Ve üşüyorum oysaki yaza sayılı günler kala tüm gün terden yapış yapış gelin görün ki serin bir geceye serildiğimiz gün gibi aşikâr belki de sokak lambasının ışığıdır yazmama vesile bir aydınlık ve Ramazanın uğurlamaktan da asla haz etmediğim.

 

Kaç öğündük sahi bu Ramazan?

 

Kaç insan uğurladık da hamt ettik güzel Rabbim beterinden korusun diye.

 

Düşler dikiş tutmuyor, azizim.

 

Mevsimin de yüreği yaşlı bir türlü tebessüm konduramıyoruz artık hangi hanede kimin derdi varsa Allah da dermanını versin, demenin meali elbet sığındığımız dualar ve can çekişen beyitleri cımbızla çekip bir bir iliştiriyorum geceye.

 

Mahrem gölgeler cirit atıyor ve yuhalanan karanlık.

 

Derdest olmuş koca cihan ve tüm insanlık aynı dertten mustarip kurtuluş gününü bekliyor derken binlerce insan uğurlanıyor ebediyete.

 

Sözcükler yalın mı kibirli mi?

 

Aşk kabrine uzak mı yakın mı?

 

Çocuklar elbet koşturuyor evin içinde ve ellerinde sabun köpükleri bir de kalemin peşinde büyükler dualarla sarıyor yeri göğü nur yüzlü anneler derdini paylaşıyor Rabbi ile ve ufka dikip gözlerini aydınlık diliyor bu muhteşem gecenin yüzü suyu hürmetine tüm ülke için tüm dünya için iyilik ve güzellik diliyor Rabbinden.

 

Baharın coşkusunu yaşamadık ki. Keza Ramazanı da layığı ile geçiremedik bir başına oturduk sofraya ve kimse hanesinde pay ettik ailemizle lakin konu komşu eşlik etmedi soframıza hatta çoğumuz pidenin tadına bile varamadık.

 

Açılmayan el mi kaldı?

 

Dilenmeyen dilek mi?

 

Hurafeler uğurlandı niyetler bilendi ve aşk dilendi evrenden yeter ki aşk ile yeşersin doğa ve hidayete ersin insanlık elbet bir an evvel yanlışın neresinden dönsek de kardır dercesine.

 

Gençlik ve Spor Bayramı kurtuluş destanımızı yazarken çok önemli bir dönüm noktası ve yine coşkumuz boğazımızda düğümlendi ama evde kalsak da canımız yansa da birliğimizi beraberliğimizi kimseler engelleyemez.

 

Karışık duygular içerisindeyiz. Hem İslam âleminde mübarek Ramazan ayının sonuna yaklaşırken erdik şükürle Kadir Gecesine ve ulusal bayramımız dolayısıyla ayrıca gururluyuz ve coşkulu diğer yandan dünyayı pençesine alan bir virüs uğruna binlerce on binlerce insan ölürken bizler tedbir amaçlı evlerimizde olsak da coşkulu ruhlarımız sokaklarda. Ruhlarımız camilerde.

 

Yâd ediyoruz dünü.

 

Mirasımıza sadık Türkiye Cumhuriyeti ile gurur duyuyor ve tüm dünyaya da ilan ediyoruz.

 

Karışık dünya düzeninde sağ salim ayakta kalmanın güncesidir sığındığımız maneviyat ve coşkulu yüreklerimiz ile alkışlarken Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını ve tüm şehitlerimizi de akabinde rahmet anıyoruz.

 

Ayın ışığı.

 

Günün ışığı.

 

İslam âleminin ışığı.

 

Ömrün de rabıtası.

 

Evlerde muhafaza ettiğimiz canımız ve bekamız diğer taraftan arşı alaya çıkan içimizdeki coşkunluk ve sindiremiyoruz bu farklı teamülleri sadece niyazlarımızla da değil birlik beraberlik nidaları ile sahip çıkıyoruz güzel ülkemize.

 

Böylesine sıkıntılı bir süreçte tüm dünyaya da örnek teşkil edecek bir başarı ile de sağlık ordumuz büyük bir sınavı da Allah’ın izniyle yüzünün akı ile vermişken…

 

Sıcak bir Mayıs gününde, Ramazanı Şerifi uğurlamaya da sayılı günler kala ve inzivada olsak da dinmeyen bir yürek sesi ta arşı alaya çıkan Türkiye Cumhuriyetinin kutlu ve şanlı bir bayramı daha tarihe damgasını vuruyor.

 

Her anlamda doluyuz.

 

Her anlamda gururlu.

 

İslam âleminde eşi benzeri olmayan mübarek gecelerden biri olan Kadir Gecesinde ellerimizi semaya açarken tüm duamız o ki; Allah birliğimizi beraberliğimizi bozmasın ve İnşallah nice Ramazanlara, Kadir Gecesine ve de nice 19 Mayıslara erişiriz ülke olarak İslam âlemi olarak ve İnşallah tüm dünya bir an evvel def ederiz başımızdaki sıkıntıyı.

 

Hülyalar deviniyor yüreklerde.

 

Yürekler ç/ağlıyor.

 

Bir huzme değil bir heyelan adeta her kalp atışında yerinden oynayan yer gök…

 

Öylesi bir rahmet ki…

 

Öylesi bir coşku.

 

Huzura ve aşka çeyrek kala, birlik beraberliğin nidaları ile kenetlenirken bunca yürek bunca dua ve rahmetin eşiğinde…

 

Kadir Gecemiz mübarek olsun ve nice bayramlar 19 Mayıslara canım Türkiye’m…

 

 


( 19 Mayıs Ve Kadir Gecesi Bir Arada... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 18.05.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.