İstanbul’u Feth Eden Komutan Fatih Sultan Mehmet Değildir Ama Peygamberimizin Mü
İSTANBUL’U FETH EDEN KOMUTAN FATİH SULTAN
MEHMET DEĞİLDİR AMA PEYGAMBERİMİZİN MÜJDELEDİĞİ KOMUTAN FATİH SULTAN MEHMED’TİR
Evet, yazının başlığı size ters gelmiş olabilir. Öyle ya İstanbul’u feth eden
Fatih Sultan Mehmed değilse nasıl olur da ‘’ İstanbul muhakkak feth
edilecektir. Onu Feth eden komutan ne güzel komutan, onun askerleri ne güzel
askerlerdir’’ Hadisinin muhatabı Fatih Sultan Mehmed olabilir?
Peygamberimizin(S.A.S) müjdesine mazhar olan Fatih Sultan Mehmet olduğuna göre
İstanbul’u feth edenin de o olması gerekmez mi?
İşte bu sorunun cevabını verebilmek için gelin isterseniz en baştan başlayalım.
İstanbul tarih boyunca kaç kez kuşatılmıştır?
İstanbul, Bizans'ın elinden alınmak üzere yirmi dokuz kez kuşatılmıştır. Bu
kuşatmalar kronolojik olarak şöyledir:
--M.Ö 340 Makedonya Kralı Phillippe ( Büyük İskender’in Babası )
--M.Ö 194 Roma İmparatoru Septim Severus (Başarılı olmuştur.Şehir artık
Romalılara bağlanmıştır.)
--M.S 616 İran Hükümdarı Keyhüsrev
--M.S 626 İranlılar ve Avar Türkleri ortak(Türkler tarafından ilk kuşatılması
budur.)
--M.S 672 Emevi Halifesi Muaviye ( Hz. Muhammed[ s.a.s.] zamanında gerçekleşen
Hicret olayında Peygamberimizin, evinde misafir kaldığı Ebu Eyüb el Ensari’nin
katıldığı iddia edilen sefer... Muaviye bizzat sefere katılmasa da oğlu Yezit bu
kuşatmada komutan olarak yer almıştır. )
--M.S 712 Emevi Halifesi I.Velid
--M.S 722 Emevi Halifesi I.Velid (Yalnızca Galata Limanı alınmış, Arap Camii
inşa edilmiştir.)
--M.S 782 Abbasiler (Kent haraca bağlanmıştır.)
--M.S 854 Abbasi Halifesi Mütevekkil
--M.S 864 Ruslar
--M.S 869 Abbasiler
--M.S 936 Ruslar
--M.S 959 Macarlar
--M.S 970 Abbasiler (Kent haraca bağlanmıştır.)
--M.S 1203 Latinler (Latinler İstanbul’u 1261’e kadar ellerinde tuttular.)
--M.S 1302 Venedikliler
--M.S 1348 Cenovalılar
--M.S 1391-1396 Osmanlı Padişahı I.Beyazıd (Şehir İstanbul’da bir Türk
Mahallesi kurulması isteğine karşı çıkılması üzerine ablukaya alınmıştır.)
--M.S 1412 Osmanlı Şehzadesi Musa Çelebi
--M.S 1422 Osmanlı Padişahı II.Murad
--M.S 1437 Cenovalılar
Burada Fatih Sultan Mehmed’e kadar olan yirmi bir kuşatma zikredilmiştir. Arada
Bulgarlar, Hunlar, Ruslar, Gotlar’ın yaptıkları istilalarla birlikte sayı yirmi
dokuzu buluyor. Yani II. Mehmed’den( Fatih Sultan Mehmed ) önce İstanbul yirmi
sekiz kez sarsılmıştır.
Şimdi gelelim bugünkü İstanbul’a
Bugünkü İstanbul’un otuz dokuz ilçesi vardır. Bu ilçelerin 14 ü Asya yakasında
olup adları şöyledir:
Adalar
Ataşehir
Beykoz
Çekmeköy
Kadıköy
Kartal
Maltepe
Pendik
Sancaktepe
Sultanbeyli
Şile
Tuzla
Ümraniye
Üsküdar
Avrupa yakasındaki ilçeler de şunlardır:
Arnavutköy
Avcılar
Bağcılar
Bahçelievler
Bakırköy
Başakşehir
Bayrampaşa
Beşiktaş
Beylikdüzü
Beyoğlu
Büyükçekmece
Çatalca
Esenler
Esenyurt
Eyüp
Fatih
Gaziosmanpaşa
Güngören
Kâğıthane
Küçükçekmece
Sarıyer
Silivri
Sultangazi
Şişli
Zeytinburnu
Tabii ki
1453 yılı itibariyle İstanbul dediğimiz zaman böyle 39 ilçesi olan ve bu
ilçeleri yukarıda yazılmış adlarla anılan bir şehirden bahsetmiyoruz ama
maalesef pek çok vatandaşımız ‘’ Fatih Sultan Mehmed İstanbul’u feth etti.’’
Dediğimiz zaman yukarıdaki ilçelerin hepsinin birden Fatih Sultan Mehmed tarafından
feth edildiğini düşünüyorlar. Oysa değil.
Şimdi tekrar tarihe dönelim.
İstanbul’un fethi anlatılırken hep ne deriz? ‘’Fatih Sultan Mehmed İstanbul’u
feth edebilmek için İstanbul Boğazının Avrupa yakasında Rumeli Hisarını
yaptırdı’’ Deriz değil mi? Rumeli Hisarı’nın da Asya yakasındaki Anadolu
Hisarının karşısına yapıldığını, bu hisarın Yıldırım Bayezıd tarafından yaptırıldığını
söyleriz.
Peki İstanbul’un Anadolu yakasında bir hisar yaptırmış olduğumuza göre bu
toprakların bizim olması gerekmez mi? Gerekir
tabii ki. Nitekim Yıldırım Bayezıd, Anadolu Hisarını yaptırdığında hisarın
yapıldığı topraklar Türklerin elindeydi.
Peki bu toprakları Yıldırım Bayezıd mı
Türk toprağı yapmıştı? Hayır. Bu topraklar Osmanlı Devletinin ikinci
padişahı Orhan Bey zamanında çok büyük ölçüde Türk toprağı olmuştu.
Orhan Gazi 1329 da Bizans İmparatoru III. Andranikos’u Palekanon Savaşında
yenince bugünkü İstanbul’un Anadolu yakası toprakları neredeyse tamamen Türk
hakimiyetine girmişti.
Ha, bu arada..Palekanon deyince kafanız karışmasın. Günümüzdeki İstanbul’un
Asya yakasındaki Maltepe ilçesinden bahsediyorum. Savaş burada yapılmıştı.
Yani Orhan Bey ile Fatih Sultan Mehmed arasındaki dönemde İstanbul’un Anadolu
yakası tamamen Türk toprağı olmuş, bugünkü İstanbul’un yarısı feth edilmişti
zaten.
Peki diğer yarısı? Yani Avrupa yakasındaki topraklar?
Ona da bakalım.
Yine Orhan Bey zamanında Türkler 1353 de Rumeli’ye geçmişler ve Rumeli
toprakları Türk toprağı olmaya başlamıştı birer birer. Mesela Orhan Bey’in oğlu
I. Murad( Hüdâvendigâr) zamanında
Çatalca ve Silivri ilçeleri artık birer Türk toprağı idi.
Yıldırım Bayezıd, Çelebi Mehmed, Musa Çelebi ve II. Murad zamanında artık
bugünkü İstanbul’un Avrupa yakası da
Türk toprağı olmuştu.
Şimdi gelin bunun delillerini ortaya koyalım. Yani Fatih Sultan Mehmed Bizans
İmparatorluğuna ( Ki ona artık İmparatorluk demeye bin şahit ister.) son
vermeden önce İstanbul’un Avrupa yakasının da Türklerin elinde olduğunun
kanıtlarına bakalım.
Fatih Sultan Mehmed, Rumeli Hisarını nerede yaptırdı? Bugünkü Sarıyer İlçesi
sınırları içinde Rumeli Hisarı diye andığımız yere. Bu topraklar bizim olmasa
elini kolunu sallayarak orada bir hisar yaptırabilir mi? Demek ki o
topraklar bizim.
Peki Fatih Sultan Mehmed gemileri karadan Haliç’e taşırken bu işleme nereden
başlandı? Bugünkü Okmeydanı sırtlarından. Yani Avrupa yakasında Okmeydanına
kadar olan yerler Türk hakimiyetinde. Aynı şekilde gemilerin Haliç’e
indirildiği Kasımpaşa tarafları da Türk hakimiyetinde.
Gelelim Fatih’in karargahını nereye kurduğuna.
Nereye kurmuş karargahını? Bugünkü Topkapı Surlarının hemen önüne.
İlk hücum nereden başlatılmış? Bayrampaşa Deresi kenarında Maltepe
sırtlarından.. Yani bugünkü
Topkapı-Bayrampaşa- Maltepe ( Avrupa yakasındaki Maltepe) de tamamen Türklerin
elinde.
Eee o zaman Fatih Sultan Mehmed hangi İstanbul’u feth etti?
Evet, şimdi yukarıdaki resimlerden soldaki İstanbul’un ilçeleri haritasına
bakın.
Baktınız mı?
Fatih Sultan Mehmed’in feth ettiği İstanbul işte o haritada gördüğünüz yeşil
renkli alandır ve tabii ki onun adı İstanbul değil Kostantiniyye’dir.
Bizanslılar için ise Konstantinopolis
Fatih’in feth ettiği Kostantiniyye bugünkü Fatih ilçemizin mini minnacık bir
parçası olup bugünkü İstanbul’un o devirde surların içinde kalan kalan mini
minnacık bir alanıdır. Yani bugünkü İstanbul’un 39 ilçesinden sadece biri olan
Fatih ilçesinin çok küçük bir parçasıdır.
Artık bir imparatorluk olmaktan tamamen çıkmış, Osmanlı Devletinin bir ilçesi
kadar bile hacmi olmayan minyatür bir devletçiktir. Ama Hrıstiyan dünyası için
Kudüs’e eşdeğer önem atfedilen bu yüzden de Fatih Sultan Mehmed’e kadar
kimselere yar olmayan Kostantiniyye’ye sahiptir.
İşte Fatih Sultan Mehmed’in feth ettiği İstanbul, daha doğrusu Peygamberimizin
işaret ettiği Kostantiniyye budur.
Sanırım niçin ‘’ İstanbul’u feth eden komutan Fatih Sultan Mehmed değildir ama
Peygamberimizin(S.A.S) müjdesine nail olan komutan Fatih Sultan Mehmed’dir.’’
Dediğimi anlamışsınızdır.
Evet, bugün İstanbul’un fethinden bahsederken günümüz İstanbul’unun fatihleri
olan Orhan Gazi, şehid padişah Murad-ı Hüdavendigâr( I.Murad ), Yıldırım
Bayezıd, Musa Çelebi, I. Mehmed( Çelebi Mehmet ), II. Murad gibi fatihlerini
anmazsak bence çok büyük eksiklik ve haksızlık olur.
İstanbul’un Fethi olarak adlandırdığımız ve gururla kutladığımız bu özel ve
güzel günde fethin 567. Yıl dönümü bütün milletimize kutlu olsun.
Kostantiniyye’nin fatihi Fatih Sultan Mehmed ve fethin maddi, manevi tüm
komutanları, devlet adamları, alimleri, din adamlarına, bugünkü İstanbul’un
fatihleri olan padişah, devlet adamı, ilim adamı, komutanlar ve din ulemasına,
İstanbul’u bizlere ebedi bir Türk yurdu olarak armağan etmiş herkese Allah’tan
rahmet diliyorum. Makamları cennet olsun.
(
İstanbul’u Feth Eden Komutan Fatih Sultan Mehmet Değildir Ama Peygamberimizin Mü başlıklı yazı
Sami Biber tarafından
29.05.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.