‘’Ey, acıyı ödünç alan, o artık sende kalsın

Sonsuza kadar senin olsun o çığlık…’’ (Alıntı)

 

 

 

 

Bozguna uğramış atıl düşlerin mezarındayım:

Bir sesi, bir esi bir de sisi yok saydığım

Sözcüklerin nazarında kıymete binsin suskunluğum.

Bir nazar eyledi gök kubbe

Bin bir yeis saklı içre dönük hüznün

Kavşaklarına dökülen ıslak saçları rüzgârın

Tembihledim gelene gidene

Neşrettim hüzün coğrafyası neşterin

Bir yılkı atı ki aşka eş değer

Bir karaçalı ki

Mezara bitişiktir yalnızlığım.

 

Köhne dehlizin çukurlarına meşk eyledim

Kul köle bildim yıldız tezgâhını

Mimlendim bir ömür

İmgelerin tezahüratıydı adeta yazmadığım her şiir.

 

Kepaze olan güftelerdi

Bal tutan parmak nasıl ki kıymetliydi

Esaretinde neşriyatın

Kulvarında ömrün

Bir sükûn diledim bir ah işittim, azizim

Kaybolan balçıkta saklıydı

Perdesi çekili güneşim

Güneşin de meftun hücresinde

Bir yıldıza denk düştüm gül bahçesinde.

 

Mevsimin ferine yenik düştüm

Yankısında nefsin nefesimi son bildim

Aldığım her darbede uyumaya meylettim

Aşkın kabrinde

Sökün eden göğün de en metruk düşüydüm

İnsanlığın kabrine serildim

İşgüzar nefsime hasrete de diş biledim.

Bir yakamozun feryadıydım

Yeknesak gölgemle

Zuhur eden teninde güneşin

Zühre yıldızıydım

İç güveysinden hallice

Kâbuslarımla örttüm şafağı

Asgari üzünçlere serildim kuş misali

Kanatlarımda yaban eller aykırı izler…

 

Bir düş perisi ki

Aşkını gizler de gizler

Söğüt dalına kondum rüzgârın

Afaki sesinde bahtımın niyazlarımı

Sundum Rabbime

İçtiğim aşk çeşmesinde dumura uğrayan

Gök kuşağını da doladım belime bir bir

Satırların hicvine sarıp sarmaladım düşlerimi

Göğe sunduğum yüreğim

İçimde eriyip de taşan suretlerim.

 

Elbet kat iziydim dünün ve hüznün

Kördüğüm olmaya ne hacet

Kala kaldım bir başıma

Serildiği şiirin yaldızlı yoluna sürdüm acımı

Bastırdım iç sesimi

Göğe serdiğim tente

Aşkın da asma katında

Bir üzüm tanesiydim

Ekşiyen yüzüme atıfta bulunan bir şeker

Zerresi ki kardığım kanıma

Aşkın ibaresi idi şiire meylettiğim

Meali yüreğin nice devasa hece

Kükreyen dış sese maruzatını sunan

Beylik bir beste

Kapıldığım rüzgâra

Çaputlar b/ağlarken hece hece…


( Nazar Eyledi Gök Kubbe... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 31.05.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.