Gönül Deryasın da Çağlayan Sözlerim


İnsanın Haysiyeti

İnsanın haysiyeti, Hayy olan Allah (C.C.)’a insanın kudsiyeti ile yani temizliği parlaklığı ile varışında gizlidir. Bu gönül kapısını açarak kirden paslanmış gönlü bu temizlik parlaklık ile parıldatmak gerekir ki kendini ve çevreni aydınlatasın.

Yakışmaz

Bedbaht bir Türkiye yakışmaz bize bu ülke, vatan için canını veren şehitlerimizle bu vatan bu ülke bedbaht olamayacaktır, bedbaht etmeye çalışanlar bedbaht olacaktır. Dün yıkılan birkaç çınardı bugün Rabbime şükür binlerce çınar yeşerdi vatan toprağında.

Cemil Meriç Üstattan Alıntılarla…

Din değildi ölüm yatağında, bizlerdik ölüm batağında, lakin bu vatanın evlatları bataklığı gül bahçesine çevirdi, dün hasta diyenler, hastalanarak FERYAT İÇİNDE öldü Azrail’in kucağında. Lakin bizler bataklıkları gül eyleyeceğiz bu imanla bu kardeşlikle, insanlık nedir bilmeyenlerin feryadı içinde

 

Kurtulamamıştık çünkü yolları kapatmışlardı, dün yolları kapatanların yollarını bugün hak Mevla izni ile bizler kapattık zulümleriyle yok olacaklar, bizde sabırla yol alınca etrafımızı saranlar kahırla yok olacaklardır.

"Bizim aydınlarımız din düşmanı değil, İslam düşmanıdır.” İslam düşmanı olanın şeytanı yanındadır, şeytanın kim olduğunu bilmeyenlerin akıbeti korkunç yüzüyle yakındır, İslam düşmanlarının varış yerleri cehennemin kapısıdır.

Niyeti Bozuk Olan

Yaşamak gülümsetmekten ibaretti, bizler kendimize çalışmak şeklinde anladık bunu bize böyle kim öğretti, öğretti de birileri hatta bir kişi çıkarak, ulan bakın kim öğretti ise kör niyetsizlikle öğretti bu niyeti bozuk olan, bize bunu öğretirken birileri, yürekleri kül eyledi.

Kelimeler

Kelimeler benimleler, benimle olmazsalar kim bilir kimlerlelerdir? Belki yamaç bir dağın ucunda tek başına veyahut ta kör karanlık bir kuyudadır! Sen benimle ol kelimelerim, gönülleri gezelim birkaç satır muhabbet edelim.

Gerçek olan Ben miyim?

Gerçek olan ben miyim? Yoksa gerçek olmayan bir yerde miyim? Düşünmeliyim bunu çözmeliyim gerçek ne ise bilmeliyim derken, hayat çıktı karşıma, sen sen ol dedi ben gerçek olanı gösteririm sana. Ben ben oldum, gerçek beni buldum içimde saklı, bağlayamadım imanla kollarına ayaklarına birer zincir, atsaydım ayaklarına kollarına zincir gerçek olanı bulamazdım imtihanı kazanmazdım. Ben ne yaptım imanla gözlerin kapattım, yalanla dünya ile beni kandıramadı, doğru hak yol varken yanlış yola çıkarmadı.

Bataklık

İnsan taşır edepsiz sözleri kelimeleri altında ezilir, taşımaz aşk dolu sözleri kelimeleri gül bahçelerinde gezmez, bataklıklarda gezinir.

Kaçınılmaz Sapmalar

Hayatın rotasından kaçınılmaz sapmalarla uğrayarak arzu ihtiras peşinde gitmelerle yoldan çıkınca, dönüşü zor ve kaçınılmaz olarak uçurumlara çıkıyor. Hayat senden sen hayattan kopunca akıl hasta hanesi elbette ki dayatma gibi gelir, yaklaşma, benimle uğraşma, yanımda durma diyerek binlerce anlamsız sözlerle aklını yitirince hasta hane sana, masal anlatılan bir merkez değil de, ruhsal çözülmelerle çözülen hayatını ruhunu arama toplama merkezi haline gelir. Bunu sen anlasan da anlamasan da, en sonunda hayatla birlikte onun istediği şekilde yoluna devam edeceksin ya da akıl hasta hanesin de donmuş ruhunla aklını saran donmuş buzların eriyerek çözülmesini bekleyeceksin.

 

İlham Perisi

Şairin kaderinde vardır bazen şiirde beklediği ilhamı bir türlü gelmez, tüm çabasına rağmen ilham perisi yanına gelmez koşsa da peşinden yakalayamaz. Bazen de ne hikmet ise zaman içerisinde karşısına birçok defa ilham perisi çıkar yazmak için içinde istek olmaz! Sonrasında ah vah ederek fırsat karşıma ilham perim geldi lakin ben fırsatları bir türlü değerlendiremedim diye dövünür durur. Lakin şairde bilir ki yazarken öğrenir ki İnsanın her istediğini, istediği zamanda ve şartlarda elde edemiyor. Çoğu zaman yazdığı hikâyelerinde içinde olduğu kahramanlarla, alıp başını gitmek istiyor lakin sonra vaz geçiyor benim yerim burasıdır, oralarda ben değil okuyucularımın gezmesi gerekir diyor ve istekle şevkle ilham perisi başucunda yazmaya başlıyor.

Ben Diyorum ki

Ben diyorum ki okuyarak, ister şiir ister roman hikâye olsun; kitap okuma alışkanlığının ilk basamağından sonra hayallerin düşlerin bahçesinde gezmeye başlamaktır, diye düşünüyorum. Bizler halk olarak merak etmek ve hatta bolca hayal kurma gibi bir özelliğimiz var, boş hayaller kuracağımıza okuyalım bir şiir hikâye öykü, düşler ülkesinde kendimiz gezelim. Bu yüzden, bizler okuma alışkanlığı kazanan okurlar olarak, sürükleyici bir anlatımın hislerin uyanarak coştuğu anın verdiği zevkle farkında olmadan farklı dünyaların içinde gezmiş oluruz haliyle de okuma alışkanlığı kazanmış oluruz. Ben önce okuyarak bunu kazandım, sizlerde benim gibi bunun gerçek etkisine tanık oldunuz mu acaba?

 

Üstat Necip Fazıl, Abdülhakîm Arvâsî Mehmet Akif Ersoy Sezai Karakoç ve diğerleri şiir anlayışı içinde çok farklı bir USLUP oluşturarak diğer şairlerimizden ayrı bir yol tutarak yazarak bu yolda çok çileler çekerek, şiirlerin de yerli düşünce dediğimiz biz insanın çilesini de ıstırabını da var olma ruhunu isteğini çırpınarak yok etmeye çalışanların baskısına rağmen, İslam medeniyeti ile şiiri hissederek gerektiğinde ceza evlerine düşerek harmanlamış ve yazmışlardır.

Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.

Geçti istemem gelmeni,
Yokluğunda buldum seni;
Bırak vehmimde gölgeni
Gelme, artık neye yarar?

 

*****

Her şey, her şey şu tek müjdede;
Yoktur ölüm, Allah diyene
Canım kurban, başı secdede,
İki büklüm, Allah diyene

Akıl, kırık kanadı hiçin;
Derdi gücü 'nasıl' ve 'niçin'...
Bağlı, perçin üstüne perçin,
Benim gönlüm Allah diyene...

****

Düşünüyorum: O'ndan evvel zaman var mıydı?
Hakikatler, boşluğa bakan aynalar mıydı?

Necip Fazıl Kısakürek

 

" Tuna neden köpürmüş, Kırım neden inliyor?
Nerde parlayan kılıç, nerde o akıncı ced?
Şimdi Hazar uzaktan feryadımı dinliyor.
Ayrıldı mı Kafkaslar yurdumdan ilelebet?
( ... ) Nerde bütün Türkeli, Taşkent, Buhara nerde?
Müslüman - Türk ülkesi Büyük - Mâvera nerde?
Asya'yı, Avrupa'yı titreten nâra nerde?
Vatan parçalanınca yüzümüz gülmez elbet.
Yüce İslâm âlemi, boyun eğmiş haçlıya,
Vicdanı yosunluya, elleri kırbaçlıya,
Zaman hasret duyuyor başı hilâl taçlıya,
Nerede kaldı tarih, nerde bizdeki heybet."

Mavera: Görülen evrenin ötesi, öteki evren.

(1949 yılında, 17 yaşında iken, 7+7 = 14 ' lü hece vezniyle yazdığı " Özleyiş " başlıklı şiiri)

Asrın Yesevisi
Seyyid Ahmet Arvasi 

 

Mehmet Aluç


( Gönül Deryasın Da Çağlayan Sözlerim başlıklı yazı kul mehmet tarafından 28.06.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.