BİZE GÖREV Mİ VERİLDİ?

İnsanları iyi, kötü, doğru, yanlış, zengin, fakir (v.s.)
diye ayırmak…

Yolları insanlara zarar verecek şeyler ile donatmak ve
artıklarımızı sağa sola atmak,

Akrabaları unutup herkesi kendi haline bırakıp, ne
hali varsa görsün demek,

Ticarette hep kâr hedefi gözetmek,

Harama helale hiç bakmamak,

Ölçü ve tartıyı istediğimiz gibi ayarlamak,

Kasalarımızı, banka hesaplarımızı tepeleme doldurmak
ve kimseye bundan bir pay ayırmamak,

Bilip bilmediğimiz her konuda ulu orta istediğimiz
gibi konuşmak,

Bildiğimizi her yerde böbürlenerek anlatmak,

İnsanları toplum önünde küçük düşürmek ve zor durumda
bırakmak,

Bir borç verdiğimizde karşı tarafı durmadan sıkıştırarak
onu zor durumda bırakmak, bize karşı her zaman
ezik durumda olmasını sağlamak,

Yâ da borç aldığımızda ödememek ve geciktirmek
için elimizden geleni yapmak,

Verdiğimiz sözleri yerine getirmemek,

Randevularımıza zamanında gitmemek,

İşlerimizde istişare etmemek ve her kararı kendi doğrularımıza
göre almak,

Zayıf ve kimsesiz kişileri ezip, güçlü ve kuvvetli olanın
yanında olmak,

Kimseye hediye vermemek ve yardımda bulunmamak,

Evimizin, işyerimizin kapılarını herkese kapamak,

Süslü kelimeler kurup, gerçekleri göz ardı etmek,

Herkes hakkında araştırıp soruşturmadan yargılamak
ve hükümler vermek,

Anne babamız, yaşlanıp bize ihtiyaç duyduklarında
onları evlerinde yalnız bırakmak ya da huzurevine göndermek,

Yalanlarımızı yeminlerle destekleyip, âlemlerin yaratıcısını
şahit göstermek,

Bir haksızlık gördüğümüzde başımızı önümüze eğip
görmezden gelmek, sonra da her şeyin düzelmesini
beklemek,

Tedbirlerimizi almadan ve çalışmadan, körü körüne
bir kadercilik anlayışı ile takdiri ve rızkımızı Yaratıcıdan
beklemek,

Renkli kitapları alıp, kütüphanemize dizmek, fakat
hiç açıp okumamak,

Selamı gizli tutmak herkesten kaçırmak.

Yukarıda saydıklarımız yalnızca birkaç örnek. Hepimiz
bunlardan birini veya birkaçını icra ediyoruz. Okuyunca
bunların yanlış olduğunu birçoğumuz biliyoruz
ama...

Var mısınız? Bu günden itibaren bildiğimiz tüm doğrulara
geri dönmeye, yanlışlarımızı düzeltmeye ve güzel
örnekler olmaya hatta Eşref-i Mahlûkat sıfatına yeniden
bürünerek yaşamaya…

NEREDEN GELDİK?
Nereden geldik, nerelere gidiyoruz?
Geçen güzel günleri, şiir gibi dinliyoruz
Torunlara geceleri, masal diye söylüyoruz
Geri gelsin günler diye hasretle gözlüyoruz.

Yardımlaşma, komşuluk, adalet, saygı…
Huzur, saadet, mutluluk, komşu için kaygı,
Hep geride kaldı büyüğe saygı,
Oldu hepimize şimdi dünyalık kaygı.

Sadettin TURHAN
"Gençliğin Enerji Kodları" kitabımızdan alıntıdır.
( Bize Görev Mi Verildi başlıklı yazı sturhan tarafından 28.06.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.