Düşler…
Düş meclisinde iklimin kanatlarına
sinen ve konan yeminler gibi insanı yerinden yurdundan edin munis gölgeler.
Zıpkın yiyen teninde ölümün
Maviden hayaller ören
Zemherinde saklı bir yabani
Göğün de matemine konan
Ölümlü bir bedevi.
Sırça köşkü özlemin ve de…
Kibirli ve sakat yürekler
Kandırmaca yüklü bir cihanda
Aşkın alametifarikasında yanan
Zemheri gibi
Kucak açan rüzgâra
Fısıltıların mahrem sözcükleri
Kundakladığı umudun sabahında
Kendi çevresini tavaf eden
Beyhude sevinçler…
Baharlar saklı özlemin ferinde
İkbali güneşin
Ha doğdu ha doğacak günün birinde
Ötelenen muradı varlığın
Kimi zaman öteleyen
Hayali fener dikteler
Sözcüklere kat çıkan imgelerden
Alıp da hırsını seher vakti
Mukozasında elemin
Dili damağı kuruyan bir beyit kadar
Sakar mı yoksa imgeler?
Elbet tavşan uykusunda şair
Gölgesiyle kavgalı
Batıl düşlere kızıp da
İçine saplandığı batağı
Kazıyan çapa gibi
Öykündüğü her aydınlık yarında
Sevecen hürmeti kaderin
Boydan boya serili bir gizemin
Tininde saklı rahmeti
İçine çekip tek nefeste.
Aşkın hüzzamı
Yüreğin fermanı
Kilit noktası ölümün
Yaşam kadar hür olmayı dilediğin
Sair gün
Sair düş
Sair yemin…
Damarlarında yüzen aşk gibi
Ateşin boca ettiği her kıvılcım
Yutkunup da şiiri
Şairin cübbesi
Sahi illa ki olmalı mı hüzün?
Bir katre daha saklıysa ümidi
Göğe de damga vuran ışık gibi
Hasreti heceleyen her şiir
Olmalı elbet şairin yüreğinde saklı
Tuttuğu zaferi
Boca ederken hasrete
İkilem yüklü bir mabet
Kürediği kadar aşkı
Küstüğü aşkın son vaadi…